Artık yavaş yavaş ana konuya başlamak istiyorum birazcık kaos olması lazım ama iki üç bölüm daha var sanırım
Sonra işte görcez neler olucak
Ve bir soru Hyunlix smut istiyor musunuz?
Yazar'dan
Teneffüs zili çaldığında Jisung ve Minho bahçede oturmuşlardı. Rastgele konulardan sohbet ediyorlardı.
Jisung konuşmanın aralarında Felix'in artık büyüdüğüyle ilgili bir şeylerden bahsetmiş ve fark ettirmeden Minho'yu buna ikna etmişti.
Bahçede oturmaya devam ederlerken Minho'nun bir şeyden rahatsız oluşu Jisung'un iyice dikkatini çekmişti.
İlk başta bunun Hyunjin yüzünden olduğunu düşünmüştü ama artık pek de öyle değil gibi görünüyordu.
En sonunda merak edip sordu Jisung
J: "Hyung bir sorun mu var?"
Minho daldığı için Jisung'un sesiyle biraz irkilmişti. Kendine geldiğinde cevap verdi.
M: "şey çok önemli bir şey değil. Sadece son zamanlarda üniversite tercihim hakkında düşünüyorum.."
J: "niye bu kadar düşünüyorsun ki? Notların çok iyi ve sınavdan istediğin sonucu alıcağına eminim ben."
Kendinden (ve Minhodan) emin bir şekilde konuştu Jisung.
Minho ise tam tersine iç çekerek cevap verdi.
M: "sorun notlarım değil zaten.. Seçiceğim bölümün olduğu üniversite başka şehirde ve ben ne yapıcağımı bilmiyorum."
İç çekti ve konuşmaya devam etti.
M: "o üniversitede olmayı gerçekten istiyorum ama sen benim için daha önemlisin ve ben oraya gidersem seni göremem sonra da çok özlerim bu yüzden de-"
J: "Minho"
Minho'nun anlaşılmayan hızlı kelimeleri Jisung'un adını zikretmesiyle bölünmüştü.
Jisung emin bir şekilde Minho'nun gözlerine kilitlenmişti.
J: "İstediğin üniversitede okuyacaksın. Benim için hayalinden ve isteklerinden vazgeçmen çok saçma. Ben burdayım, bir yere gittiğim yok. Ayrıca telefon denen bir icad ve tatil günleri var."
Jisung'un konuşması hem Minho hem de kendisi için bir teselliydi.
Jisung aptal hissetmişti. Minho'nun 12. Sınıf olduğunu ve sınav senesi olduğunu biliyordu yine de kendini tamamen aşk işlerine kaptırmıştı ve onun da hedefleri olabileceğini unutmuştu.
Peki Ya Jisung? Onun hedefi neydi? Gerçekten gelecekten bir şey istemiş miydi? Ya da bunun için çabalamış mıydı?
Kendisi için bir şey yapmadığını düşündü Jisung bu yüzden "en azından Minho'nun hayalleri var" dedi. Ve onu tüm kalbiyle destekledi.
Söylediklerinde haklıydı birazcık mesafe o ikisini ayıramazdı ya.
Eğer mesafe engel olsaydı aşk mı denirdi yakınların yaşadıklarına. Asıl aşk göremesen de hissedemeden de sevmek değil miydi? Onun varlığına aşık olmaktı hani
İkisi de farkındaydı olanın ve endişelerinin saçmalığının. Bu yüzden ikisi de hedeflerini kafalarına koydular. İstedikleri üniversite ve aşk dolu bir gelecek.
Hayat bazen acımasız oluyordu sanırım. Bir önceki sene Minho'dan rahatsızken hayat fazla yavaştı Jisung'a. Hemen okul bitse de kurtulsam derdi.
Şimdi ise aynı acımasızlıkla hızlıydı ve onların geçireceği zamandan çalıyordu.
Minho'nun sınava girmesine son iki ay, üniversite ve başka şehir için ise dört..
Bu iki ay içinde Minho çok çalıştı ilginç ama tek çalışan o değildi. Jisung da hedef seçmişti kendine. Minho'nun gittiği üniversiteyi kazanıcaktı ve ondan ayrı düşmemiş olucaktı.
Belki zordu ama düzgün çalışırsa neden olmasın.
Bu son iki ayın geçmemesini dileyerek harcadılar gecelerini. Yıldızlara söyledikleri tüm dilekler aynıydı.
Zaman yavaşlasa dahi duramazdı. En sonunda o gün de gelecekti ve geldiği zamana ikisi de hazır değildi.
Sınav günü..
Saat 7.30'du sınav saati ise 9.00 daha vardı. Minho hazırlanmış kalemliğini ve sınav belgelerini almıştı yanına. Güzel bir kahvaltı etmiş ve rahatlamaya çalışmıştı.
Saatler 8.39 gösteriyordu. Minho sınav salonuna girecekti biraz sonra. Ancak yanında ne annesi ne de babası vardı. Felix ise bir sebepten (annesi) gelememişti. Yalnızdı
Son kez Derince nefes aldı ve kendini hazırlamaya çalıştı. Yapacak bir şey yoktu içeri girecek ve sınavını olacaktı.
İçeri adımlarken adım sesleri duydu. Güçlü ve hızlı adımlar. Kafasını kaldırdığında ise koşarak gelen Jisung'u gördü. Bu bile tüm stresini yok etmeye yeterdi.
Jisung koşarak gelmiş ve sıkıca sarılmıştı Minho'ya.
J: "Yetiştiim!"
Minho gülümseyerek sarılmaya devam etti ve en sonunda Jisung'un yüzüne baktı.
J: "sana güveniyorum Minho. Endişelenecek hiçbir şey yok sen o soruları gözün kapalı bile çözersin zaten. Ben de sınavdan çıktığında seni burda bekliyor olucağım."
M: "teşekkür ederim bebeğim.."
Minho Jisung'a küçük bir öpücük vermiş ve sınav salonuna girmişti.
Yapacaktı. Başarabilirdi. Çünkü miniği ona inanıyordu ve her şey güzel olucaktı.
Büyük bir inançla sınava girmiş ve endişelerini hatırlamadan tüm soruları özenle çözmüştü.
Getireceği başarının ben iyi hem de kötü geleceği aynı anda yaşatacağından habersizdi.
11 saat edebiyat dersi işleyince bi şiirsel oldum. Kontrol de edemedim yazıyı yazım yanlışı varsa affola
Umarım beğenmişsinizdir oy ve yorum atmayı unutmayın.
Veee bin okunma olmuşuuuuz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sal Beni Yiğidim
FanfictionÜst sınıfı olan Minho bir türlü Jisung'u rahat bırakmıyordu. İlk başta bundan şikayetçi olan Jis zamanla Minhoyu yanında istemeye başladı Peki Jisung istemeye başladığında Minho yanında kalmaya devam edicek mi Angst değildir*