10'a kadar yayınlayayım bence 25'e kadar yazarsam 10 bölüm daha atarım kaç bölüm olacağına dair bir fikrim yok :3
(2038 yılındaki Mine'nin Gözünden)
Genç Ahenk'i gördükten sonra bunalıma girmiştim. Hastalık geçirir gibi olmuştum. Ahenk'i aklımdan çıkaramıyordum. Ahenk çok yetenekli bir şef olmuştu. Onun yemek yaptığı programları izleyip duruyordum. Ahenk'e ihtiyacım olduğunu hissediyordum. Ahenk ile görüşmeden hayatıma devam edemeyecek gibiydim.
Telefonuma gelen bildirim ile irkildim. "Ahenk Ceylan bir grup oluşturdu."
"Hadi canım!" diye bağırdım. Bu grup .... Lisesi 2025 mezunları buluşması ile ilgiliydi. Ahenk Türkiye'ye ziyarete geldiği için Betül ile böyle bir karar almışlardı. Diğerleri de isteyince böyle bir plan yapmaya karar verdik. Ahenk ile görüşecektim! Dertlerime derman olacaktı o! Buluşmanın 3 gün sonra bir kafede olmasına karar verildi. Şahane bir tesadüfün içine girmiştim!
O gün geldi! Özenle hazırlandım Ahenk için. O artık bambaşka biri gibi dursa da emindim onun benim Ahenk'im olduğuna. Beni özlemiştir eminim.
Yola çıkmak için arabama bindim. "We'll Meet Again" şarkısını açtım. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Evet Ahenk ile tekrar buluşacağız! Onunla buluşmaya gidiyorum hatta.
Arabayı oldukça hızlı kullandım. Bir yandan da şarkı söylüyordum. Kafeye varmıştım. Derin bir nefes aldım. Midemde kelebekler uçuyordu sanki. İşte 2025 yılında mezun olan herkes vardı. Mesela çocukluk arkadaşım Ezgi buradaydı. Eğer onunla hala arada buluşmasam saçını sarıya boyattığına çok şaşırırdım. İnsanlar da bu şaşkınlıklarından dolayı onun çevresini sarmıştı.
"Aman tanrım sen olduğunu anlayamadım!"
"Seni Selin sandım özür dilerim." dedi kumral saçlı kadın. Bu Rabia olmalıydı. Ezgi ona kibarca gülümserken gözlerim onu -Ahenk'i- arıyordu. Uzun siyah saçlı bir kadının yanında onu fark ettim. Bu kadını tanıyamamıştım. Belki de tanımıyordum diye düşündüm. Umursamadım ve Ahenk'in yanına koştum.
"Merhaba Ahenk!" diye bağırdım. Ahenk garip bir şekilde bakarak inceledi ve sonra alaycı bir gülümseme bürüdü suratını.
"Selam Mine."
Alaycı bir ses tonuyla konuşuyordu. Sanki aramızın bozulduğunu unutmuş gibi davrandığımı fark edince çok utandım. "Eskiden yaşadıklarımız lütfen şimdi de aramızı bozmasın küçüktük sonuçta." diyerek toparlamaya çalıştım. "Haklısın." dedi. Konuşmayı devam ettirmek için siyah saçlı kadından konu açmayı denedim. "Seni hatırlamıyorum ya da belki tanımıyorum kimsiniz acaba? Ahenk ile oldukça yakın görünüyorsunuz."
Kadın bana kibarca gülümsedi ve elini uzatıp konuştu:
"Benim ismim Nil ben İngiltere'de büyüdüm sizinle mezun olmadım burada bulunmamın sebebi Ahenk'in nişanlısı olmam siz Mine olmalısınız çok memnun oldum!"
Başımdan kaynar sular döküldü. Ahenk'in nesi olduğunu söyledi o az önce? Ne demek nişanlandı? İngiltere'de yaşadığını biliyordum ama evlenecek mi? Aklım başımda değildi o yüzden tabii ki belli bir süre sonra beni aşacağını düşünemedim o zaman. Ahenk'in sadece bana ait olduğunu falan düşünüyordum. Bunları size aklım başımdayken anlatsam da o zaman çok korkunç bir ruh halindeydim ve gerçek düşüncelerimi ve hislerimi aktarıyorum.
"Ahenk ne kadar süre buradasın eski kırgınlıkları gidermek için baş başa buluşabiliriz istersen." diye bir öneride bulundum. Kabul etti ve çok mutlu oldum. Kalbim yerinden çıkıp dans etmişti sanki!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Çizgilerinde Kaybolanlar
Science FictionZaman, ne dost ne de düşmandır. Sadece bir gerçeği vardır: akar. Ancak biz, bu akışı kontrol etmeye çalışan genç kalpleriz. Ahenk hoşlandığı kıza açılır ancak reddedilir ve kalbi kırılır. Aynı gün ise tanıştığı 2 kişi ile dev bir zaman yolculuğu mac...