Zamanın Çizgilerinde Kaybolanlar

22.Doğru Çizgi Doğru Kişi

(2024 Ahenk)

2 aydır zamanda yolculuk yapmadım. Sınavlar yaklaşıyor. Aklım hala Oliver'da. Acaba Selin'e güvenmek doğru muydu? Selin hayatımda tanıdığım en ilginç insanlardan birisi. Daha da garip olan ise kendi zaman dilimimde onu tanıyorum, onu her gün görüyorum. Merak ediyorum çok az da olsa bir şeylerin farkında mı o? Demek istediğim o benim tanıdığım Selin'den çok ama çok daha zeki. Tanıdığım Selin mi? O da çok güzel tabii ama televizyona çıkmıyor. Tiyatrolara katılıyormuş ama arkadaşları bununla gurur duyup onu desteklemiyor. Sonuçta o bir sanatçı.

Ben onu ilk kez 9.sınıfın sonunda yıl sonu tiyatrosunda izledim. Bilirsiniz milli bayramlarda da küçük tiyatrolar yapılır okullarda ama ben Selin'in gerçek oyunculuğunu ilk kez o sahnede gördüğümü söylerim. Tabii ki onun daha öncesi de var ama hiç izlemedim ki. Muhtemelen en pahalı eğitimleri aldı ama o yine de kendi yeteneğine sahip. Heves ile katılan arkadaş grubu bıraktı.

Soğuk bir mart ayı. Ne demişler "Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır."

Eh en azından şu an martın soğuk olduğuna eminiz. Arada güneş açıyor ama kazma kürek yaktıracak kadar değil.

Beden dersi mi? Hayır teşekkürler almayayım. Sınıfta ders çalışmalıyım. Konular yetişmeyecek. Hem zaman yolcusu hem de öğrenci olmak çok zormuş. Oliver ya da Selin'i yere indirmeye karar verip bunu yapınca kesinlikle devam etmeyeceğim!

Sınıfa çıktım. Ayak sesleri geliyor ve kapı açılıyor. Uzun boylu sarışın gözlüklü kız içeri giriyor. Bugün değişiklik olması için dalgalı saçını tamamen toplamış. Onu hiç at kuyruğu ile görmemiştim. Saçını hep aynı model yapardı. Gerçi geçen sene okulun son haftası saçını diğerleri yapsın diye açmıştı ve örmüşlerdi. Çok sevimli olmuştu. Ya da ben ona çok aşıktım...

Eğer hala ona karşı duygularım olsaydı şu an ne kadar büyülenirdim acaba? Ben bu düşüncelere kapılmışken Mine dudaklarını araladı. Konuşmaya çalıştı ama kelimeler ağzından dökülmedi. Ben fark etmedim gerçi. Onu görmezden gelmeye çalışıyordum.

"Ahenk... Başka kimse gelecek mi?"

"Bilmiyorum." Gözlerimi kitabıma çevirdim. Ondan iğrenmeye bile başlamıştım ve o benimle konuşmaya çalışıyordu.

"Ahenk konuşmamız lazım."

"Ne var?"

"Şey... Oliver... Yani nasıl desem of!"

Oliver demesi ile kafamı kaldırdım. Kitabımı kapatıp onun yanına gittim. Hala kapının önünde dikiliyordu.

"Dinliyorum."

"Neden Selin'e güveniyorsun?"

Gözlerini gözlerimden kaçırdı. Pencereye doğru yöneldi.

"O Selin bu Selin" dedi bahçede kahkahalar atan voleybol oynayan Selin ve arkadaşlarına.

"Mine o bir yetişkin bu ise ergen! Hem sen ne zamandan beridir zaman yolculuğu yapıyorsun?"

"Oliver ve yazılımı... Selin onu kendi lehine kullandı. Seni kontrol ediyor. SİZİ KONTROL EDİYOR. Tatlı şiirler ve dalgalar yolluyor beyninizi yıkamaya çalışıyor uyan artık Oliver kötü olamaz."

"Mine kanıtın yok sen de düşüncesizce inanıyorsun Oliver'a."

"Ama Ahenk bak başımıza gelenlere! Benimle gelmelisin. Poyraz'ı da Nil'i de kurtarmalısın. Selin bir yalancı."