3~Bölüm

11.8K 919 286
                                    


Uzman Çavuş Fatih Yetişen.

Uzman Çavuş Burak Can Güngör.

Uzman Çavuş Bayram Doğan.

Uzman Çavuş Serkan Ölmez.

Uzman Çavuş Özcan İlhan.

Şehitlerimiz analım ve asla unutmayalım.
Ve nice yazmadığım binlerce şehit.
Allah rahmet eylesin.

✈️

Oy vermeyi... Yorum yapmayı unutmayın...

Sizi seviyorum.

İYİ OKUMALAR...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Benim kaderimde bu vardı sanırım... Kazanmak ve kaybetmek arasında gidip gelme, herkeste de böyle değil miydi zaten? Herkes kazanmak ve kaybetmek arasında bir savaşta değil miydi? Öyleydi ama insan hiç kaybediceğini bile bile bir yola ayak basar mıydı?

Ben bastım sanırım... Burada yaşayamam korkusu ve asla da kabullenemiyordum, ben meslek hayatıma başladığımdan beri hiç şehir değiştirmemiştim. Ama şimdi değiştirdim ve bir saçma sapan bir sebep uğruna.

Kendime inanamıyordum, bu sebep uğruna kendini güvende hissettiğin, kimsen bile olmadığın da, kendini yalnız hissetmediğin bir yerden gelmiştim. Ve şuan kendimi sanırım yalnız hissediyordum.

"Ankara'ya hoşgeldin kızım..."demişti yanımda uçaktan inen Paşa.

Ona doğru kafamı çevirdim,"Hoşbuldum Komutanım," kafamı tekrardan güzel manzaraya çevirmiştim, garipti kimse yoktu şuanda etrafta askerler vardı, çevre güvenliğini sağlamak için diye düşünmüştüm.

"Bak kızım,"bana doğru seslenmesi ile tekrardan ona doğru döndüm."Sakın şehir değiştirdiğin için kendini yalnız hissetme."sanki içimi okumuştu."Sen yalnız değilsin..."demişti kafasını çevirmişti ve bakışlarını biraz yukarıya kaldırmıştı. Bakışlarımı onun baktığı yere çevirmiştim.

Al Bayrak.

Yüzüme bir gülümseme yayılırken, gururla bakmaya devam etmiştim."Sen unutma ay yıldızın, gölgesindesin... Yalnız asla değilsin kızım."

Başımı olumlu anlamda salladım."Haklısınız."diye fısıldamıştım, kafamı yere anlık olarak indirim ama tekrardan kaldırmam gerektiğini anlayınca tekrardan kaldırmıştım.

"Ee, gel seni bırakalım."demişti kafasını ile önümüzde durak arabayı doğru göstererek.

Gülümsedim,"Teşekkür ederim komutanım... Ama kendim hallederim."demiştim, yüzünde olan gülümseme daha çok genişledi.

Başını iki yana salladı."İlla emir vereceksin..."dedi, gülümsedim ama kaşlarımı çattım, bana doğru döndü."Üsteğmen, ilerle!"diye bağrınca bir anda gülümsemem solmuştu.

Başımı aşağı indirdim ve tekrar kaldırdım."Emredersiniz komutanım..."dedim ve hızla arkamı döndüm. Lan bu General ben böyle hayal etmemiştim... Fazla Minnoş duruyordu... Hayaller hayatlar... Yürümeye devam ederken, bana doğru yaklaşmış yaklaşması ile adımlarımı yavaşlattım ve beni geçmesine izin vermiştim. General sonuçta Umay, nasıl Minnoş olabilir...

Arkasından ilerlemeye devam ederken, bakışlarımı etrafta gezdirdim. Asker, fazla miktarda vardı. Olması gerektiği gibiydi. Etraf fazla kalabalık duruyordu ve ben kalabalık ortamlardan nefret ettiğim için içime bir daralma geliyordu.

BARZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin