8~Bölüm

8.2K 568 189
                                    

HASANTALAY-UZMAN ÇAVUŞ

UFUKASAR-ÜSTÇVŞ

İBRAHİMÖZEN- POLİS MEMURU

MEHMET EMİNKESKİN- POLİS MEMURU

FERRUH KULAOĞLU- JAN. ASTSUBAY ÜSTÇAVUŞ

Yazamadığım Binlerce Şehit.
Şehitlerimizi Analım Ve Asla Unutmayalım.
Allah rahmet eylesin.

✈️

Kurban vereneeee nasılsınız?

İlk önce şöyle bir şeyle başlamak istiyorum. Biliyorsunuz ki oruç tutmaya hepimiz başladık. Oruç tutanların ilk önce Allah orucunu kabul etsin. Daha sonra ise sizden bir şey istiyorum bunu yapmak isteyen yapsın yapmak istemeyen yapmasın size kalmış gönlünüzden ne koparsa.
Bizim için canını, ailesini bırakan ve sevdiğinden bile vazgeçen askerlerimize bizim için şehit olan nice askerlerimize, bizler için bütün zorluklara geren polislere. Ve şehitlik makamına erişen bütün şehitlerimize dua eder misiniz? Bu sizin duanız ben buna asla müdahale etmem ama bu Altı cümleyi dualarınıza ekler misiniz? 🧡🧡

Hepinizi seviyorum...

İYİ OKUMALAR...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~






Ne zormuş değil mi insanları sevmek? Sevdiğini sandığın anda geriye gitmek. Sevmek bumu gerçekten? Sevgi bu mu? Sevgi gösteriş miydi? Sevgi aslında yok olmak değil miydi?

Yok olduk... Hepimiz yok olduk. Hepimiz aslında birini sevdik ama bir anda hepimiz yok olduk ne zordu değil mi hepimiz bir anda birini sevdik ve kaybettik? Kaybetmedik mi? Kaybettik.

Yere eğik olan kafamı yavaşça kaldırdım ve karşımda, bağıran anneye bakmıştım. Gözlerim göz yaşımı dökmek için çok yakındı. Ama ağlamamak için yeniden kafamı indirmiştim. Dudaklarıma gelen kurulukla dilimi dudaklarımda gezdirirken, gözlerimden yaş hızla yere düşmüştü.

Gerçektende öyleymiş bir annenin çığlığını duymak çok zormuş, defalarca duydum. Defalarca bir annenin, evladı için ağladığını duydum. Her zaman olduğu gibi ağlayacağım dediğimde yine ağladım. Ama bu farklıydı, bunun bir adı bile yoktu ki, çaresizdim. Çaresizdik.

"Oğlum!"diye bağırdı, bağırması ile gözlerimi sımsıkı yumdum ve elimi üzerimde olan montun alt kısmına tutup sıktım."Oğlum!"yeniden, dudaklarının arasından sadece oğlum değil, bırakma beni çıkıyordu. Eğer bunun bir adı olsaydı. Çaresizlikti.

Başımı daha çok indirdim, yüzüne bakamıyordum. Ağladığımı saklamak, ağladığını saklamak kolaydı herkesten ağladığını saklayabilirdin. Ama kendinden saklayamazdın. O, saklamaya çalıştığını göz yaşı boğazına düğüm olurdu. Babası tabutun başındaydı ve al bayrağın üzerine kollarını bırakmamak ister gibi sarmıştı. Annesi, geride durmuş ve oğlunun al bayrağın altında olan tabutuna bakıyordu... Ağlamak istiyordu, bağıra bağıra ağlamak istiyordu. Ama ona yine engel olan bir şey vardı.

Ellerimi yavaşça önüme doğru getirdim ve gergince ellerimi birbirine kenetledim, kollarım ve bedenim arasında boşluk kalması ile kollarımın arasına bir el yavaşça girmişti. Elin, dokunduğu yerde soğukluk hissetmem ile kafamı elin sahibine çevirdim.

Annem.

Annemle, direk gözlerine bakmaya başlarken, oda aynı şekilde bana acı içinde bakıyordu. Bakışlarını boynuma doğru indirirken, yutkunmuştu. Benden gözlerini kaçırmıştı, elini kollarımda çekerken, aynı elini boynuma doğru yavaşça götürmüştü. Yavaşça boynumda sağ doğru kırarken, annem elini yavaşça boynumda bir kaç milim indirmiş ve iz kalan yere yavaşça dokunmuştu.

BARZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin