6~Bölüm

10.6K 684 238
                                    


Gökhan DELEN- P. Üsteğmen.

Hakan GÜN- P. Uzman Çavuş.

Kemal BATUR- P. Söz. Er.

Emrullah GÜLMEZ- P.Söz. Er

Ahmet KÖROĞLU- P- Uzman Çavuş.

Şehitlerimizi Analım Ve Asla Unutmayalım.
Ve Buraya Yazmadığım Binlerce Şehit.
Allah rahmet eylesin.

✈️

~Merhabalarrr... Nasılsınız.
Sizi seviyorum.
Oy vermeyi ve Bol bol yorum yapmayı unutmayın.



İYİ OKUMALAR.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ben, neden herşeyi sorgulama hissine kapılıyordum. Her şeyi en ince detayına kadar incelemek istiyordum ve bunu yaparken, hem zevk alıyordum hemde istemiyordum ne gerek vardı da herşeyi sorguluyorduk. Her şeyi sorgulamak neden bu kadar anlamlıydı... Şuan daha iyi anlıyordum. Sokrates'in dediği gibi Sorgulanmamış Bir Hayat Yaşanmaya Değmez.

Ben, sorgulamadım... Sorgulamadım. Sorgulamak istemedim. Neden kendime ona muhtaç gibi hissetmiştim? Anlamıyordum. Ben neden salak gibi bir erkeğin, kendi duygularım ile oynamasına izin vermiştim. En büyüğü de sevdim sandım. Beni kimse sevmez sandım. Ona sığınmak istedim, beni olduğum gibi kabul etsin ve bende onu kabul edeyim istedim.

Şaşkınca Baran'a baktım, ne dediğini başta algılayamamıştım. Daha sonra ise."Anlamadım?"dedim.

Baran, bir kaç saniye yüzüme baktı daha sonra ise adem elmasının bir anda oynaması ile yutkunduğunu anlamıştım. O yutkununca bende yutkunmuştum. Derin nefes alıp."Anlamayacak ne var Çağatay'a Yüzbaş'ım deme bu kadar."bir anda sesi hafif yükselmişti. Benim bir şey dememe izin vermeme fırsat vermeden bir anda arkasını döndü ve ilerlemeye başladı.

Şaşkınca arkasından bakmaya başladım. Bu neydi şimdi?

Arkasından gitsem mi gitmesemmi diye düşünmeye devam ederken, bunun artık geç olduğunu fark etmiştim. Çünkü arabaya doğru ilerlemişti. Ve ben arkasından kalmıştım.

Bende aynı şekilde hızla arkamı döndüm ve yürümeye devam etmeye başladım.

Arkama bile bakmadan hızla ilerlemeye başlamıştım. Kafamda soru işaretleri ile dolmuştu. Tamam anlayabiliyordu, belkide sadece Yüzbaş'ım demek garip geliyor olabilirdi, yani Baran için öyleydi.

O yüzünden komutanım dediğini isteyebilir diye düşünmüştüm. Ama bu da çok saçmaydı.

Hızla ilerlemeye devam ederken, elimi saçlarıma doğru götürdüm ve geriye doğru önüme gelen saçlarımı arkaya doğru ittirdim, kafamı kaldırıp yürümeye devam ederken. Yan tarafimdan taksiler geçiyordu, ama umursamadan yürümeye devam etmiştim. Saat gecenin bir yarısıydı, yollarda çıkan ışıkların altında yürümeyi çok seviyordum.

Bu sefere, sağ doğru döndüğümde bir anda ışıklar azalmaya başlamıştı. Başta tedirgin olsam da mecbur buradan gitmek zorunda olduğumu daha yeni fark etmiştim. Derin nefes alıp yürümeye devam etmişti.

Kafamı yavaşça aşağa indirdiğim de biraz mesefade arkamdan bir gölge geldiğini görmüştüm. Kaşlarımı çatarken, kafamı kaldırdım. Ve omuzumun üzerinden arkamda olan kişiye baktım. Kim olduğunu anlayamamıştım. Yüzü görünmüyordu, kafasını yere eğmiş bir şekilde bana doğru gelmeye başlamıştı... Hızla önüme dönüp, aynı şekilde yürümemi hızlandırmıştım.

BARZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin