6

2.4K 35 3
                                    

Koltukta oturmuş Karan'ı beklerken kapıda anahtar sesi olmuştu. Hemen kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapı yavaşça açıldı ve Karanla göz göze geldik. Gülümsedim. O da bana gülümsedi ve içeriye girip kapıyı kapattı.

"Hoşgeldin." dedim.

"Hoşbulduk." dedi ve birlikte salona geçip oturduk.

Kendimi tutamayarak "Sen ne iş yapıyosun?" diye sordum. Tuhaf bir şekilde gülümsedi ve "Şirketim var." dedi.

"Sadece şirket mi?" dedim. Bu kadar koruma bunun için olamazdı ya.

"Sen bunları çok düşünme, yemek yedin mi?" diyerek konuyu değiştirdi. Çakma italyan mafyası seni.

"Acıkmadım ki daha." dedim.

"Saçmalama Nil. Kaç saat oldu, nasıl acıkmadın?" kızmıştı.

"Acıkmadım işte. Sofrayı hazırlıyolardı sen ye." dedim.

"Hadi sen geç bende ellerimi yıkayıp geliyorum." dedi ve aşağı kattaki lavaboya gitti.

Beni yüz kilo yapmak istiyor herhalde bu adam.

Kalktım ve masada her zaman oturduğum yere oturdum. Hemen arkamdan Karan da gelmişti.

"Nasıl geçti günün, neler yaptın evde?" dedi.

"Hiç." dedim. Gerçekten hiç bir şey yapmamıştım.

"Sıkıldığının farkındayım ama böyle olması gerekiyor." dediğinde hiç bir şey anlamıyordum.

"Böyle olması gerekiyor derken?"

"Sorgulama Nil."

"Hayır söylemek zorundasın. Neden burdayım Karan. Açıkla." sinirlenmiştim. Sahi neden buradayım ve neden bu durum çok normalmiş gibi iki günde alışmıştım.

"Gitmek mi istiyorsun?" işte bu soruyu beklemiyordum. Gitmek istiyor muydum? Neden istemeyeyim ki, iki günlük tanımadığım bir adam değil mi?

"Soruma soruyla cevap verme." diyebildim. Çünkü sorduğu sorunun cevabını bilmiyordum.

"Gitmek istiyorsan gidebilirsin Nil." bunu da kesinlikle beklemiyordum..

"Giderim. Ama sorumun cevabını hala alamadım." giderdim. Gidebilir miydim gerçekten?

"Babanın yanında durman senin için iyi değildi." babamı nereden tanıyor ve babamla olan ilişkimi nereden biliyor?

"Sen.. Nereden biliyorsun?"

"Her şeyi biliyorum Nil. Seninle ilgili olan her şeyi." gözlerimin tam içine bakıyordu. İkimizde gözleirmizi kaçırmıyorduk.

"Niye? Ne zamandan beri?"

"Çok uzun süredir."

"Neden Karan? Nereden buldun beni?"

Sorularıma cevap vermeden ayaklanmıştı. Peşinden hemen bende kalktım. Merdivenleri yavaş adımlarla çıkıyordu. Bende arkasından tabi.

"Neden cevap vermiyorsun?"

Ve buna da cevap vermemişti..

Odasına girdi ve kapıyı kapattı. Kapının önünde kelimenin tam anlamıyla mal gibi kalmıştım. Bir kaç dakika öylece dikildim.

Hiç umursamadan kapıyı açtım. İçeri girdiğimde gördüğüm görüntüyle yutkundum. Karan gömleğini çıkarmış, kaslarıyla ve pürüzsüz vücuduyla tam karşımda dikiliyordu.

"Efendim Nil?"

"Ne?"

"Ne istiyorsun?"

"Hiç. Ben çıkayım en iyisi. Sen giyinince şey yaparız."

"Ney yaparız."

"Konuşuruz yani."

Sırıttı..

"Böylede konuşabiliriz. Benlik sıkıntı yok."

"Benlik sıkıntı var. Sen giyin en iyisi." dedim ve hemen odadan çıktım. Maşallahı vardı..

Odama geçip yatağa uzandım. Neler oluyordu.

Yaklaşık yirmi, yirmi beş dakika sonra odanın kapısı çalınmıştı.

"Gelebilirsin." dedim ve oturur pozisyona geçtim. Saçları ıslak, üzerinde beyaz kısa kollu tişört ve altında gri eşofmanla kapıda beliren Karan'ı süzdüm. Gerçekten çok yakışıklıydı.

"Napıyorsun burada?" dediğinde içeriye girdi ve makyaj masasının önünde duran pufa oturdu.

"Yatıyorum." dedim.

"Müsaitsin yani?"

"Ne gibi bir müsait olmama durumum olabilir sanki." dedim ve gözlerimi devirdim. Tamam bu cringe bir hareketti ama istemsiz olmuştu.

"Göz mü devirdin sen az önce?" dedi. Yüzü şuan öyle komikti ki.

"Yoo, yanlış görmüşsün." dedim ve hafifçe sırıttım.

"Yok ben çok doğru gördüm sen bana göz devirdin." dedi. Suratını ciddileştirmeye çalışıyordu ama daha da komik olduğundan haberi yoktu.

"Sen neden gelmiştin ya benim odama?" dedim.

"Konuşalım demedin mi kızım?" kızım..

"Dedim de-" sözümü yarıda böldü ve "Konuş bakalım hadi." dedi. Kollarını göğsünde birleştirmişti, şuan o kadar tatlıydı ki.

"Doğruları anlatacak mısın?" dedim.

"Belki." dedi. Bilerek gıcıklık yapıyordu işte.

Tekrar göz devirdim.. Ama bu sefer bilerek gıcık olsun diye yapmıştım.

"Tamam tamam hadi sor." dedi.

"Babamı ve beni nereden tanıyorsun?" dedim.

"Babanı senin sayende tanıdım. Seni de.. tanıyorum işte bir yerden."

"Soruma cevap alamadım??"

"Tesadüf."

"Düzgün cevap versen ölür müsün?"

"Bu soruya pas geçmek istiyorum." dediğinde kafamı salladım.

"Peki babamın bana yaptiği her şeyi biliyor musun?"

"Evet."

"Her şeyi?"

"Her şeyi.." bana acıyor muydu? O yüzden mi almıştı beni evine?

"Beni neden buraya getirdin?"

"Böyle bir amacım yoktu aslında. Baktım kaçıyorsun yardımcı olayım dedim " dedi ve gülümsedi.

"Kaçtığımı nereden anladın ki sen?"

"Koşuyordun Nil."

"Belki spor yapıyorum ben??"

"Dolu çantayla beraber mi?"

"Sanane öyle seviyorum belki?"

"Sen spor yapmayı sevmezsin ki." dediğinde afalladım. Beni bu kadar tanıması çok garipti.

Cevap vermedim. Başka soru da sormadım.

"Sorgunuz bittiyse Nil Hanım, işlerim var biraz çalışma odasına geçebilir miyim?" dedi tatlı tatlı.

"Bitti. Pek tatmin olmadım ama neyse."

"Başka şekilde tatmin ederim ben seni." dedi ve sırıtarak odadan çıktı. Pislik.. Gerçekten aklı fikri öyle şeylerdeydi. Bu kaçıncı ima..

.
.
.
.
.
.
.
.
.
Yorum yaparak fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın.

Sizi seviyorumm öpüldünüz..💋💋🤍🤍🫂

kargaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin