18

415 20 8
                                    

"Hazır mısın Nil?"

Karan'ın seslenişiyle son kez aynaya baktım.

Kırmızı, uzun ve yırtmaçlı ve biraz da göğüs dekoltesi olan elbisemle güzel görünüyordum. Saçımı topuz yapmıştım ve Karan'ın elbiseye yakışacağını düşündüğü kolye ve küpeleri de takmıştım. Kırmızı rujumu da sürdükten sonra hazirdim.

Şirketle ilgili bir davete gidiyorduk. Karan için önemli bir davet gibi görünüyordu.

Odadan çıkıp dikkatli adımlarla merdivenlerden indim. Karan merdivenin başında dikiliyordu. Beni gördüğünde dudağının kenarı kıvrıldı ama hemen ciddi bir ifadeye büründü.

"Gitmesek mi?" dediğinde afallamıştım. Acaba bir şeyi mi beğenmemişti.

"Neden, kötü mü olmuş?" dedim.

"Sorunda o. Fazla güzel olmuş." dediğinde gülümsedim.

Merdivenden inip koluna girdiğim ve evden çıktık.

Kapıdaki siyah Range Rover bizi bekliyordu. Yavaş adımlarla ilerledik, Karan kapımı açıp beni koltuğa yerleştirdikten sonra kendisi de sürücü koltuğuna oturdu.

Çok uzun sürmeyen yolculuğun sonrasında davetin olduğu yere geldik. Karan inip benim kapımı açtığında ona gülümsedim ve arabadan indim.

Dışından bile buraya giren insanların zenginliğini anlayabileceğimiz tarzda bir mekandı burası.

Karan'ın koluna girdim ve yavaş adımlarla içeriye geçtik. Sağ tarafa doğru ilerleyip iki tane adamın olduğu masaya yöneldik. Sanırım bütün gece birilerine selam vermemiz gerekecekti. Kendimi tanıttıktan sonra Karanlar aralarında muhabbet etmeye başlamışlardı.

Karan adamlarla muhabbete dalmışken bende etrafı incelemeye başladım. Beyaz ve siyahın hakim olduğu koskoca bir salon. Takım elbiseli adamlar ve yanlarındaki manken gibi kadınlar. Hepsinin para içinde yüzdüğü ne kadarda belli. Yalandan gülümsemeler falan.

Masadaki konuşmalara geri döndüğümde iş hakkında konuştuklarını anlamıştım. Gerçek manada sıkıcı bir geceydi.

Karan telefonunun çalmasıyla yanımızdan uzaklaştı. Adamlarla tek kalmıştım ve bu beni çok rahatsız hissettirmişti.

"Nil'di değil mi?" diye sordu tam karşımdaki adam. Siyah takım elbisesinin içine giydiği siyah gömlek ve bembeyaz olan teniyle farklı bir aurası vardı doğrusu.

"Evet, siz?" dedim.

"Sedat ben memnun oldum." dedi ve elini uzattı. Gülümseyerek kafamı salladım. Elini sıkmak istememiştim. Sebebini bilmiyordum ama içimden gelmemişti işte. Biraz bozulduğunu anlasamda hiç oralı olmadım. Yanındaki diğer adama kaydı gözüm. O tam aksine beyazlara bürünmüştü, kısa boylu ve biraz değişik bir tipti. Hiç haz etmemiştim doğrusu..

"Ben de Halil. Memnun oldum Nil." dediğinde aynı gülümseme ve baş hareketini ona da yaptım ve Karan'ın gelip gelmediğine bakmak için arkamı döndüm.

Hala telefonla konuştuğunu görünce sıkıntıyla nefes verdim. Bu adamlarla daha fazla muhattap olmak istemiyordum. Sedat ve Halile dönüp gülümsedim.

"Müsadenizle." dedim ve Karan'ın yanına yürümeye başladım.

Tam o sırada bana dönmesiyle göz göze geldik. Bir şey mi oldu der gibi bir bakış attığında hayır manasında kafamı salladım.  Yanına gittiğimde aramıza mesafe bıraktım, çok değildi ama konuşmalarını duyamıyordum. Yeterliydi.

Karan telefonu kapatıp cebine koydu ve aramızdaki mesafeyi kapattı.

"Bir şey mi oldu, bir şey mi dediler sana?" dedi.

"Hayır, sadece sıkıldım." dedim. Anladığını belirtir bir şekilde kafasını salladı ve

"Gitmemiz gerek." dedi. Daha yeni gelmiştik halbuki.

"Nereye?" dedim.

"Acil bi durum oluşmuş. Almanyaya uçmam gerekiyor bu gece. Şimdi burdan çıksak anca yetişirim." dedi. Beni götürmüyordu herhalde almanyaya, yine eve kaldık desene.

Kafamı salladığımda elimi tuttu ve mekandan çıktık. Vale hemen arabamızı getirdğinde hemen atlayıp eve geldik.

Biz evde yokken hazırlanmış valizini aldı ve arabaya yerleştirdi. Bende kapıda durmuş onu izliyordum. Bana döndüğünde göz göze geldik. Yavaş adımlarla yanıma geldi ve gözüme düşen saçları kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Şimdiden özledim ben ama." dediğinde böyle bir cümle ondan beklemediğim için anlık afalamıştım.

"Abartmasana bir kaç gün gidip dönüceksin işte." dedim.

"Sensiz bir kaç gün." dediğinde güldüm. Dışarıda ne kadar insanlara karşı sert gözüksede benimle konuşurken bu kadar tatlı olması çok hoşuma gidiyordu.

"Görüşürüz , dikkat et kendine, bir şey olduğunda hemen yaz ya da ara sen bilirisn iste." dedi ve dudağıma yaklaşıp kısa bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde gülümsedim, biraz durdum ve parmak uçşarımda yükselip bir kere daha dudaklarımızı birleştirdim. Bu sefer uzun süren bir öpüşmenin sonunda Karan evden çıkmıştı. Yine koca evde tek başıma kalmıştım işte.

Mutfağa gidip dolapları kurcaladım. İçmek istiyordum. Tek kalmak bana iyi gelmiyordu, zihnimin bir köşelerinde gizlenmiş düşüncelerimi ortaya çıkarıyordu ve bunu hiç istemiyordum.

Dolapların birinden şarap buluğumda bardak almaya ihtiyaç duymadan şişenin kapağını açıp salona geçtim.

Koltuğa yayılıp boş boş duvarı seyretmeye başladım. Başından beri olanları düşündüm.

Sanki bir rüyanın içindeydim. Karan'ın gerçekliğini sorguladım. O mükemmel biriydi ve benim gibi bir kızla neden uğraşıyordu. Bu düşüncelerim arasında boğulurken şişeyi kafama diktim.

İkinci içişim olduğundan kaynaklı hemen çakır keyif olmuştum bile. Tam televizyonu açmak için kumandaya uzanırken evin zili çaldığında irkildim. Bu saatte kim neden gelmiş olabilirdi.

Kapıyı açtığımda karşımda dün bahçede yanıma gelen korumayı görünce afalladım. Bunu  burda bu saatte ne işi vardı.

"Napiyosun Nil." diyerek yaklaşmaya başladı. Aramızdaki mesafeyi neredeyse sıfıra indircek kadar yakınımdaydı. Bundan hoşlanmadığım için bir adım geriledim. Gerilememle bana extra yaklaşması bir oldu. Neredeyse burun burunaydık. Ellerimle onu itmeye çalıştığımda yerinden kıpırdamamıştı bile.

.
.
.
.
.
.
Öpüldünüz⭐🫂

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

kargaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin