8

2.1K 43 0
                                    

Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Karan oda da değildi. Odadan çıktım, yavaş yavaş merdivenleri inerek salona geçtim ama orda da yoklardı. Seda abla biliyordur herhalde diyerek mutfağa geçtim.

"Günaydın Seda abla." diyerek gülümsedim. O da beni gördüğünde gülümsemişti.

"Günaydın Nil Hanım. Bir şey mi istiyorsunuz?" dedi.

"Hanım demene gerek yok Nil yeterli.. Karan gitti mi?" dedim.

Mahçupça gülümsedi ve "Eh tamam Nilcim. Karan bey çıktı, ha birde sana vermem için bir poşet verdi." dedi ve mutfak masasında duran poşeti bana uzattı.

"Neymiş ki bu?" diye sordum.

"Bilmiyorum, bir şey demedi." dedi.

"Tamam teşekkürler.." dedim ve mutfaktan çıkıp salona girdim.

Üçlü koltuğa oturup karton poşeti açtım. İçinde telefon kutusu ve üstüne de yapışmış bir not kağıdı vardı.

Telefonun son model olması dikkatimi çekmemiş değildi. Not kağıdını kutunun üzerinden alıp okumaya başladım.

Bu telefon artık senin poşetin içinde sim kartıda var. Telefonu beğenmezsen başka alırız. Açınca beni kaydet ve mesaj at. 05** *** ****          -Karan.

Notta yazan ismi okurken yüzümde gülümseme oluşmuştu.

Bu telefonu beğenmemek ne kelime daha bir hafta öncesine kadar sadece reklamlarda görebileceğim şey şuan elimdeydi..

Sim kartını bulmak için tekrar poşeti kurcalamıştım. Evet buradaydı, söylemeseydi farketmezdim büyük ihtimalle.

Telefonu kutusundan yavaşça çıkarıp jelatinlerini söktüm. Sim kartını da takıp açtım. Gerçekten çok güzel bir telefondu. Notta yazan numarayı kaydedip mesaj attım.

Teşekkür ederim.

Çok geçmeden cevap gelmişti.

Rica ederim.
Beğendin mi?

Evet
Güzel

Beğenmene sevindim.

:))
Geç mi geliceksin

Belli değil.
Özledin sanırım.

Hayır.
Sadece soruyorum
Söylemeden çıktın ya

Bekledim gelmedin.
Acil işimiz vardı.

Tamam tamam sıkıntı yok
Zaten bana neden söyleyesin

Beraber yaşıyoruz nil.
Tabikide haber vericem.

Doğru biz beraber yaşıyoruz:)
Neyse ben seni tutmayayım işlerin vardır
Görüşürüz

Görüşürüz nil.

Sırıtmaktan çenem yorulmuştu. Bir şeyde söylememişti yani.. neden sırıtıyorsam.

Telefon kutusunun içine sim kartının dışını ve yazdığı notu koydum. Kutuyu da alıp odama çıktım. Kutuyu çekmeceye koydum ve yatağıma yattım.

Tek başıma olduğum için gerçekten sıkılıyordum. Biraz evi gezsem Karan kızmazdı herhalde dimi.

Odadan çıkıp onun odasına girdim. Odaya girdiğim an burnuma gelen buram buram erkeksi ama boğmayan o koku beni karşıladı. Hangi parfümü kullandığını gerçekten merak ediyorum.

Arkamdan kapıyı kapattım ve odanın içerisine ilerledim. Baya büyük bir odaydı. Acaba önce çalışma odasını mı kurcalasaydım. Burayı zaten biraz biliyordum. En çok çalışma odasını merak ediyordum. Önce çalışma odası sonra burası diye düşünerek odadan çıktım. Sessizce çalışma odasına girdim ve hemen kapıyı kapattım.

Siyahın hakim olduğu ve oldukça toplu ve düzenli bir odaydı. Sağ taraftaki duvar kitaplıktı ve bir sürü dosyalar vardı. Kitaplığın hemen önündeyse çalışma masası vardı. Masada çok fazla şey yoktu. Bilgisayar, klavye, masa süsü, kalemlik ve not kağıtları. Ve siyah bir dosya.

Sol tarafta iki tane siyah deri koltuk vardı ve dev televizyon. Burada film izlediğini sanmıyorum.

Biraz dosyaları karıştırsam sorun olmaz diye düşünüyorum. Masanın yanına geçtim ve üzerinde duran siyah dosyayı açtım.

Anlam veremediğim şekilde boş beyaz kağıtlardan başka bir şey yoktu. Kapatıp kitaplığa döndüm, tam önümde duran yine siyah olan dosyayı elime aldım ve masaya koydum.

Yavaşça kapağını açtım. Hiç anlamadığım şeyler yazıyordu. Bir sürü sayı ve değişik terimler. "Offf" dedim sıkıntıyla.

Dosyayı yerine koyup çekmeceyi açmaya çalıştım. Kilitliydi. Tekrar sıkıntıyla mırıltılar çıkarıp odadan çıktım. İstediğim verimi alamamıştım.

Tekrar onun odasına geçtim. Yatağının acayip rahat olduğu aklima gelmişti. Biraz yatıp telefondan bir şeyler izlesem bir şey olmazdı. Zaten Karan gelene kadar sıkılıp kalkardım.

Yatağın tam ortasına yerleştim ve telefondan YouTube' a girdim. Rastgele eğlenceli olacağını düşündüğüm videoyu açıp izlemeye başladım.

.

Gözümü açtığımda burnumun dibindeki gözlerle çığlığı basmıştım.

"Noluyo ya!" diye bağırdım. Karan yüzünü ekşitti.

"Bağırma kulağımın dibinde Nil." oldukça sakin tonda konuşuyordu.

"Kulağını dibime sokmasaydın o zaman. Napıyorsun burda ya?!"

"Bu soruyu benim sormam gerekmez miydi?" dediğinde etrafıma bakındım. Onun odasındaydım. Uyuya kalmışım..

"Uyumuşum ne var bunda? İçime mi girmen lazımdı?"

"Şuan içinde olsam böyle konuşamazdın." dedi ve sırıttı. Siktir ya.

"Terbiyesiz." dedim ve suratımı buruşturdum.

"Ben mi? Ayıp." üzülmüş gibi yapıyordu ve şuan o kadar tatlıydı ki..

"Evet.. Ya çekilsene hala dibimdesin Allah Allah." göğüsünden itekledim.

"Dokunmak için bahaneler falan." dedi ve sırıttı.

"Ya git!" dedim ve yataktan kalktım. Kapıya doğru ilerledim.

"Nereye ya yatıyorduk." dedi, dalga geçiyordu ama tatlı olduğu için hiç bir şey söyleyemiyordum..

Göz devirdim ve odasından çıktım.

.
.
.
.
Nasılsınızzzz

Bir kaç gün gecikti kusura bakmayın evde değildim.

Yorum yapmayı unutmayın, yorumlarınız benim için çok değerli.

Öpüldünüzz💋💋🤍🤍

kargaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin