Öğlen olmasına yakın Okula varmıştık ve direkt yemek salonuna yönelmiştik. Cesetleri bulduğumuz ağaç ve okul arasında 6 tur atmıştım ve bu ayaklarıma hiç iyi gelmemişti.
O kadar olay olmasına rağmen okuldaki hiç bir görevli yerinden ayrılmamış, dahası görevlerini yapmaya devam etmişlerdi.
Öğretmenlerde bunlara dahildi, bizim yanımızda sadece Gloria ve Stew vardı. Diğer öğretmenler ise okulun içinde bazı dosyalarla veya bazı öğrenci raporlarıyla ilgileniyorlardı.
Yemeğimi alıp yukarı odama çıkacağım sırada Alvin oturduğu yerden gülümseyerek gel işareti yapmıştı. Bu yüzden onu kırmayıp ahşap masada karşısına geçtim.
"Bir plan yapmamız gerek." Sandalyeme oturduğum an duyduğum ilk cümle buydu.
"Nasıl?" diye sordum bütün ilgimi konuya vererek.
Alvin kaşığıyla oynadığı yemeği kenara ittirdi ve kollarını masada birleştirip bana doğru yaklaştı.
"Oyun yeni başlıyor elementaller, sizde olanı alana kadar diken üstündesiniz. Bu sözün altında bir sürü şey yatıyor olabilir ki bunlardan biri öldürülme sırasının bize gelmiş olması." demesiyle derin derin nefes almaya başladım.
Bunu düşünmemiştim aslında okula geldiğimden beri doğru dürüst düşünmemiştim ki hiç.
Sizde olanı verene kadar diyordu kağıtta bizde olan neydi ki.
Ben garip bir şekilde Alvin'e bakarken masamın yanındaki sandalyenin hareketlenişini duydum ve Alvin'in yanındakinin de.
"Size söyleyeceğimiz bir şeyler var." Yanıma oturan ve konuşan Jasondu. Karşıya oturan ise Alina'ydı.
"Ben bir şey gördüm." diye söze başlayan Alina tam olarak bize bakıyordu.
Devam etmesini söyler gibi kafasını sallayan Alvin'e baktım.
"Nigel, cesetleri götüren o. Onu gördüm." diyen Alina ile Alvin'e baktım ardından da Jason'a.
"Bunu önce gidip Jason'a anlattım o da gelip size söylememiz gerektiğini söyledi."
Demek o yüzden yanyanalardı.
"Nerde gördün?" diye soran Alvin tam yan tarafa dönmüş Alina'ya bakıyordu.
"Ormanda, okula yakın bir tarafta. Sabah yürüyüşe çıkmıştım ve bir ses duydum normalde o saatlerde kimse dışarıda olmazdı, olsa bile okul dışına çıkmazdı. Tabi bugün herkes dışardaydı ama çoğu okulun içindeydi.
Her neyse sesi duyunca hemen bir ağacın arkasına geçtim ve saklandım. Gizlice gözetlemeye başladım. Nigel bir kızı taşıyordu, kızın gözleri kapalıydı, öldüğü her halinden belliydi. Kızı da diğer ceset yığınının üzerine atıp ateş güçleriyle yaktı.
Sonra ise okula gittim ve bunu kimseye söylememeye karar verdim. Ama bir anda ondan önce olanları hatırladım siz ormanda cesetler var demiş ve ormana gitmiştiniz. Ama aklıma oturmayan bir şeyler var. O kadar kısa sürede nasıl yaptı veya yaptılar? "diye sözlerini bitiren Alina'ya baktım ilk defa bu kadar uzun konuştuğunu görmüştüm. Kız herşeyi garip anlatsada anlamıştım.
" Şimdilik bu dördümüz arasında kalsın ve ne yapacaksakta birlikte yapalım.Gloria bunu inanmaz, daha olayın ayrıntılarını bilmiyoruz. "diyen Jason elini elime uzatmış ve tutmuştu.
Duyduğum çığlık sesini hatırladım, çığlığı atan kız öldürülmüş ve üstüne birde cesedi yakılmıştı. Kim neden yapardı ki bunu?
" Not hakkında ne düşünüyorsunuz? "diyen Alvin bize bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAŞIYICI
FantasyBüyü ve sihirin yasaklanmış olduğu 20 krallık ve 4 büyük elementin güçlerinin hepsine birden sahip olan bir kız:İmparatoriçe. Ve İmparatoriçe'nin seçtiği bir taşıyıcı:Zarya. Zarya'nın şans eseri gittiği Kraliyet Sihir Okulun'da yaşanan katliamlar s...