"Chris öldürülmüş. "
Jasonla birbirimize baktık. Neydi bu şimdi?
Mira'nın cümlesinden sonra odada ilk bir sessizlik olmuş, sonra ise ayak sesleri duyulmaya başlamıştı.
Başta Gloria çıkarken, diğer öğretmenlerde arkasından koşar adım ilerliyorlardı.
Herkesin gittiğine karar kıldığımda Jason'un elini tuttum ve onu koridorun sonuna doğru götürdüm. Burdan sonrasında ise o bana yolu bulmakta yardımcı olmuştu.
Erkeklerin odalarının bulunduğunu düşündüğüm koridora girdiğimizde, bütün koridor Astrid'in bağırışlarıyla inliyordu .
İleride büyük bir kalabalık vardı ve yavaşça oraya doğru gidiyorduk.
Öğretmenler ve varislerin oluşturduğu kalabalığın arasından hızla geçerken odanın kapısına ulaşmıştık.
Bir anlığına odaya göz gezdirdiğimde içimden keşke yapmasaydım diye geçirdim.
Kapının tam karşısındaki yatak ve dolabın arasındaki boş duvara baktım tekrar. Tam orada asılıydı Chris.
Omuzlarındaki gömlekten duvara çiviyle çakılmıştı ve ayakları yerden 30 cm kadar yukarıdaydı. Kafası yere bakıyordu ve gözlüğü yere düşmüştü.
Ama daha korkutucu olanı göğsünde olan hançerdi. Hançer kalbinin tam üstündeydi ve göğsünü delip geçmişti. Hançerin altından aşağıya doğru kanlar akıyordu ve bu kan yerde minik bir gölet oluşturuyordu.
Kan göletinin yan tarafında ise Astrid "Abi" diyerek ağlıyordu.
"Neden abim?"diyordu kız. Neden, abi?demiyordu. Neden abimi seçtiniz diyordu. Haklıydı. Neden abisini seçmişlerdi. Neden Chris'i seçmişti o ne oldukları belli bile olmayan yaratıklar.
Gözlerim usulce Gloria'yı buldu Chris'e bakıyordu sessizce. Bir şey düşündüğü belliydi.
"Sen... Hepsi senin yüzünden!"diye eteğini toplayarak ayağa kalkan Astrid ile işlerin daha da büyüyeceğini anladım.
" Sen bizi eve yollasaydın abim ölmezdi, öldürülmezdi!" Astrid'in gür sesi bir kez daha yankılandı kulaklarımda.
Gloria sustu, susmak zorunda kaldı.
" Bu sıçtığımın yerinde hiç bir iz bulamadan hepimiz ölüp gideceğiz. Lanet olsun size de, varisliğinize de, okulunuza da. "diyen Astrid yüzüne gelen siyah kıvırcık saçlarını arkaya attı. He bir kelimesinde gözleri sulanıyor, zorla da olsa gözyaşlarını saklamaya çalışıyordu.
İçim parçalanmamış değildi. Babam gelmişti aklıma. Bu kadar vahşice ölmemişti belki ama neticede ölmüştü. Beni bu hayatta koşulsuz seven kişi uçup gitmişti yıllar önce.
"Hepinizden nefret ediyorum. O nottan sonra öleceğimizi anlamanıza rağmen bizi korumaya almadınız. Biz de öleceğiz, onlar eninde sonunda bizi de öldürecek." Astrid artık ağlamıyordu, siniri az da olsa üzüntüsünün önüne geçiyordu.
"Bitti mi?"diye sordu Gloria duygusuzca.
" Bitmedi, siz bir şey yapmadığınız sürece de bitmeyecek. "diyen Astrid ile Gloria kafasını umutsuzca sağa ve sola salladı.
" Chris'in cesetini krallığına gönderin."Gloria elindeki kağıt parçasını cebine atmıştı ve ben elinde kağıt olduğunu yeni fark etmiştim.
" Ben de gideyim onunla lütfen! Bensiz cenazesini düzenlemesinler. "diyerek Gloria'ya bakan Astrid'e döndüm. Onu görmeye tahammül edemediği yüzünden belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAŞIYICI
FantasyBüyü ve sihirin yasaklanmış olduğu 20 krallık ve 4 büyük elementin güçlerinin hepsine birden sahip olan bir kız:İmparatoriçe. Ve İmparatoriçe'nin seçtiği bir taşıyıcı:Zarya. Zarya'nın şans eseri gittiği Kraliyet Sihir Okulun'da yaşanan katliamlar s...