1

342 18 10
                                    




"Sen neye bakıyorsun öyle?!" Wooyoung'un erkek arkadaşı Jeonghoon öfkeyle ona sordu. Wooyoung hızla yere baktı ve gözlerinin yaşardığını hissetti. 

Özür diledi. "Üzgünüm."

Jeonghoon gözlerini devirdi. "Bazen çok sinir bozucu oluyorsun."

"Acaba , yapabilir miyim?"

"Hayır, burada kalmalısın!" Cümlesini bitirmesine izin vermeyerek ona bağırdı. "Dışarı çıkmana izin verirsem kim bilir neler yaparsın! Muhtemelen gidip beni aldatacaksın, değil mi?!"

"Hayır, asla. Seni asla aldatmam, ben-"

"Gidemezsin ve bu son sözüm! Aptal arkadaşlarını tanımıyorum bile ve şimdiden canımı sıkıyorlar!"

"Hayır, onlar iyi insanlar." Wooyoung yanağından bir damla gözyaşı süzüldüğünü hissederken cümlesine devam etti. "İstemiyorsan gitmeyeceğim."

"Güzel çünkü senden gerçekten sıkılmaya başladım! Bu aptal arkadaşlarını edindiğinden beri, kafana bazı fikirler sokuyorlar ve bana itaatsizlik etmeni sağlıyorlar! Kimin evinde yaşadığını unuttun mu?! Sahip olduğun tek kişi benim, Wooyoung! Seni kovacak olsam asla onlarla yaşamanı kabul etmezler. Bunu unutma."

"Biliyorum, biliyorum." Wooyoung yanaklarından daha fazla gözyaşı süzüldüğünü hissederken başını salladı. "O yüzden lütfen beni kovma. Daha iyi olacağım. Senden bir daha hiçbir yere çıkmak için izin istemeyeceğim ve seni kızdıracak hiçbir şey yapmayacağım, söz veriyorum. Gerçekten çok üzgünüm."

"Sözünü tutsan iyi edersin yoksa senden ayrılır, seni evden kovarım ve gidecek hiçbir yerin olmaz." dedi. "Başka kim senin gibi biriyle çıkar ya da sana bir ev verir ki?" Wooyoung'un kalbini kırarak sordu. "Seninle birlikte olma sebebimin görünüşün olmadığını hatırlatmama gerek var mı? Senin için kötü hissettiğim için. İnan bana, sana bakmak hiç hoş değil."

Bu noktada Wooyoung ağlamaya başladı ama gözyaşlarını tek tek silmeye de devam etti. Jeonghoon'un onu sevmediğini biliyordu ama belki bir gün seveceğine dair umudu da hala vardı. Durum her zaman böyle değildi ve Wooyoung onunla yaşamak için ailesini bile terk etmişti. Ailesi eşcinsel olduğunu öğrendiğinde onu evden kovmuş ve Jeonghoon ona kendisiyle yaşamasını teklif etmişti. Aradan on ay geçmişti ve ilişkilerinde işler pek de iyi gitmiyordu. Jeonghoon artık onu sevmiyor gibi görünüyordu ve Wooyoung'a bunu her gün hatırlattığından emin oldu.

"Özür dilerim." Wooyoung özür dilemeye devam etti.

"Beni gerçekten dinleseydin sürekli özür dilemek zorunda kalmazdın!" Jeonghoon gözlerini devirdi. "O salaklarla arkadaş olduktan sonra daha da sinir bozucu olmaya başladın! Sana böyle davranmanı onlar mı söylüyor?!"

"Hayır, birlikte olduğumuzu bilmiyorlar." Wooyoung hızla başını salladı. "Onlara ilişkimizi söylemememi söylemiştin."

"En azından doğru bir şey yaptın. Sonunda senden ayrıldığımda bu senin için daha utanç verici olacak." Jeonghoon cümlesini bitirdiğinde telefonuna gelen mesajla ön kapıya doğru yürümeden önce ayağa kalktı.

"Nereye gidiyorsun?"

"Bu seni ilgilendirmez."

"Özür dilerim." Wooyoung bunun adamın sorulmasından hoşlanmadığı bir şey olduğunu hatırladı. "Seni seviyorum."
Jeonghoon onu görmezden geldi ve evden çıkmadan önce ön kapıyı açtı. Wooyoung gözyaşlarına daha fazla engel olamadığı için bir süre kanepede oturdu.



İlk çeviri hikayem çok heyecanlıyımmmm.
Umarım keyif alırsınız 💕


 Umarım keyif alırsınız 💕

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Be My Lover | Woosan | ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin