Wooyoung'un hiçbir arkadaşının bilmediği zehirli bir ilişkisi vardır. En iyi arkadaşı Yeosang, zaten bir ilişkisi olduğunu bilmeden ona bir randevu ayarlayınca olanlar olur.
Peki Wooyoung randevusunda Choi San ile tanışıp ona aşık olduğunda ne olaca...
"Hey Woo, buraya gel." Yeosang kolundan tutup San'ın duymaması için onu kenara çekti."Ne oldu?" Wooyoung kafası karışmış bir şekilde ona baktı. "Seninle başka kimse gelemeyeceği için buraya gelmemi söyledin ama Seonghwa ve arkadaşın burada."
"Evet, biliyorum. Özür dilerim." Suratını astı.
"Yalan söyledim."
"Ne demek istiyorsun?"
"Bugünlerde üzgün ve yalnız görünüyorsun... Ve bunun için en iyi çözüm nedir? Bir erkek arkadaş edinmek."
"Bekle, ne?" Duyduklarıyla Wooyoung'un gözleri büyüdü. "Hayır, şu anda bir erkek arkadaş istemiyorum."
"Hadi ama. En azından San'ı tanıyabilirsin. O gerçekten iyi bir adam ve seninle ilgileniyor. En azından ona bir şans vermekten zarar gelmez, değil mi? Yani sen bekarsın, o da öyle."Wooyoung hızla başını sallamıştı. "Hayır, yapamam."
"Yaa, neden olmasın?"Wooyoung sessiz kaldı. Belli ki ona bunun zaten bir erkek arkadaşı olduğu için olduğunu söyleyemezdi. Jeonghoon ona ilişkilerinden bahsettiğini öğrenirse çok kızardı.Yeosang suratını asmaya devam etti."Hadi ama... Ne diyorsun?"
"Peki, tamam." Wooyoung pes etti. Zaten bu bir randevu sayılmazdı. En azından San'ı tanırsa, sadece arkadaş olabilirlerdi ve Yeosang'da ısrar etmeyi bırakırdı."Yaşasın!" Yeosang memnuniyetle gülümsedi. "Tamam, gidiyorum size iyi eğlenceler!" Yeosang neşeyle derin bir sohbetin içinde olan Seonghwa ve San'ın yanına koştu , sanki olağan bir şeymiş gibi Seonghwa'nın parmakları arasına kendi parmaklarını geçirdi. Parmak uçlarında yükselerek San'ın duymayacağı bir şekilde fısıldadı.
"Wooyoung ve San'a bir randevu ayarladım. Tam şu an gerçekleşen bir randevu. Onları yalnız bırakalım." Seonghwa'yı çekiştirerek onlardan uzaklaştırdı. Sürüklediği adamın kızardığını fark etmemişti.
Wooyoung ve San ne diyeceklerini bilemeden bir süre öylece durdular. "Yemek yedin mi?" San çekingen bir sesle sordu ve Wooyoung başını hayır anlamında salladı.
"O zaman hadi, gidelim." Alışveriş merkezinden çıkarak düz yolda ilerlemeye başladılar. Wooyoung onu takip ederken merakla sordu .
"Nereye gidiyoruz?"
"Yakınlardaki bir kafeye. Gelmiş geçmiş en iyi kahve ve kremalı ekmeğe sahipler. Senin için uygun mu?"
"Evet, tabii ki."
Kafeye gidip sipariş verdikten sonra San tabakları almak için ayağa kalktı, birkaç dakika sonra dönerek Wooyoung'un kahve bardağını ve kremalı ekmeğin bulunduğu tabağı nazikçe önüne koydu. Wooyoung, Jeonghoon'un bu sabah ne yaptığını hatırlayınca üzüldü.Ona kahvaltı hazırlamak için çok erken kalkmıştı ve Jeonghoon ona tadının berbat olduğunu söylemiş ve hatta yemeği tükürmüştü. Wooyoung yemek yapmayı çok seviyordu fakat görünüşe göre yemek yapmak ona göre değildi. "İyi misin?" San, Wooyoung'un sessizliğine dayanarak sordu. "Genelde bu kadar sessiz misin?"Wooyoung başını salladı.
"Pek sayılmaz. Sanırım kötü bir gün geçiriyorum."
"Gerçekten mi? Ama saat daha sabahın 10'u."
"Evet, biliyorum. Ama sorunların bir zamana ihtiyacı yoktur. Ne zaman isterlerse o zaman gelirler."
"Evet, haklısın." San başını salladı , önüne dönerken Wooyoung'un henüz bir şey yemediğini fark etti. "Dediğim gibi, buranın ekmeği harika. Bir dene." Küçük çocuk onun tavsiyesini dinleyerek ekmekten bir ısırık aldı. "Evet, haklısın. Buraya daha sık gelmeliyim."
"Gerçekten mi? Bir dahaki buluşmamızda bunu aklımda tutacağım."
"Ha?" Wooyoung şaşkınlıkla çocuğa baktı."Dürüst olmak gerekirse... Dün Yeosang seninle bir fotoğraf paylaştığında ona seni sormuştum. Numaranı istedim ama bizi bu kadar çabuk buluşturacağını düşünmemiştim. Fotoğrafta seni gördüğümde hemen dikkatimi çektin. Görünüşün yüzünden olduğunu kabul ediyorum ama şimdi seni tam karşımda gördüğüm için sadece yakışıklı değil, aynı zamanda iyi bir kişiliğe sahip olduğunu da söyleyebilirim."
"Yakışıklı mı?" Wooyoung ona inanmayarak baktı. Dalga mı geçiyordu? Sevgilisi ona sürekli çirkin olduğunu söyleyip dururken, yeni tanıştığı bu çocuk neden ona yalan söyleme ihtiyacı hissediyordu ki ? "Hayır, yakışıklı falan değilim." San başını salladı ."Evet, öylesin. Fotoğraftakinden daha şirin görünüyorsun."
San çekinerek asıl sormak istediği konuyu açmaya karar verdi. "Ailen katı olduğu için pek dışarı çıkamadığını duydum, bu yüzden yakın zamanda seni tekrar göremezsem,lafı dolandırmanın anlamı yok. Numaranı versen ve birbirimizi daha iyi tanısak ? Çünkü seni tanımayı gerçekten çok isterim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.