30

103 13 2
                                    


Wooyoung ve San Yeosang'ın evine vardıklarında, Wooyoung kapıyı çalmakta tereddüt etmişti. "Sorun yok." San ona güven veren gülümsemelerinden birini takınarak onun yerine kapıyı çaldı.

Bir süre sonra kapı açıldı. Seonghwa onları karşılamıştı. "Woo, iyisin!" Sarılmak için onu içeri çekti. "Seni sürekli aradım ve mesaj attım ama cevap vermedin. Nerede yaşadığını bilmediğim için gidip seni kontrol edemedim." Genç adamın kaşlarını çatılmıştı.

"Özür dilerim." Wooyoung gülümsedi ve bir iki adım geri çekilerek sıcak kucaklamayı bitirdi. "Jeonghoon beni arayıp durduğu için telefonumu kapattım."

"O zaman onu engelleyebilirsin. Beni endişelendirdin."

"Özür dilerim."

"Hadi içeri gelin."

"Yeosang nerede?"

"Odasında. İşe gitmek için hazırlanıyor."

"Tamam." Wooyoung onlardan uzaklaşıp Yeosang'ın odasına doğru ilerledi.

"Burada mı kaldın?" San, merakla Seonghwa'ya bakıyordu. "Evet, Yeosang ısrar etti."

"Peki Wooyoung neden seninleydi?"

"O salaktan ayrıldı. Onu kendisini aldatırken yakalamış, inanabiliyor musun?" Bunu anlatırken gözlerini devirmeden edemedi. "O yüzden benim evimde kalıyor."

"O nasıl? O olaydan sonra iyi mi?"

"Neyse ki iyi görünüyor. Yemek yiyor ve dışarı çıkmak istiyor, yani bu ayrılığın onun için düşündüğüm kadar kötü olduğunu sanmıyorum. Sanırım uzun zaman sonra nihayet kendini özgür hissediyor."

"Bu iyi." Seonghwa ona küçük bir gülümseme verdi. "Peki ya sen?"

"Ne demek istiyorsun?"

"Belli ki Yeosang'ı seviyorsun ve burada onunla kalman gerekiyor, ama neden bu kadar üzgün görünüyorsun?"

"Sadece çok üzgündü. Dün gece uyuyana kadar ağladı."

"Wooyoung'la olan kavga yüzünden mi?"

"Hem o hem de eski sevgilisi yüzünden. Onu hâlâ unutamadı ve şimdi onun hayatına devam ettiğini öğrenince bu onun için daha da zorlaştı. Hâlâ tekrar bir araya gelebileceklerine dair umudu vardı."

"Ondan gerçekten hoşlanıyor olmalısın. Hoşlandığım ama başkasına karşı hisleri olan birinin yanında kalabilir miyim bilmiyorum."

"Ama sen de tam olarak bunu yaptın. Erkek arkadaşı olduğunu öğrendiğinde bile hep Wooyoung'un yanında oldun."

"Doğru."

"Ve senin için işe yaradı, yani bu iyi bir şey."

"Hayır, ne demek istiyorsun? Benden hoşlandığını sanmıyorum ve eski sevgilisi ona böyle davrandığında başka bir ilişkiye hazır olacağından şüpheliyim."

"Evet, haklısın. Ona biraz zaman ver. Eminim senin harika bir adam olduğunu anlayacaktır. Ayrıca, ikiniz birlikte gerçekten iyi görünüyorsunuz." Bu sözler San'ın yüzünün ısınmasına neden oldu."Teşekkürler... Sanırım sen ve Yeosang birlikte o kadar da kötü görünmüyorsunuz." Yaptığı küçük şaka Seonghwa'nın koluna vurmasına neden olmuştu.

"Gerçekten üzgünüm, Yeo. Hepsi benim hatamdı. Sen sadece bana göz kulak olmaya çalışıyordun ve ben bunu kaldıramadım. Doğruyu söylüyordun ve sana vurduğum için özür dilerim."

"Sorun değil. Sanırım ikimiz de hatalıydık. Ben çok hassas davrandım ve gerçeği kaldıramadım. Evet, haklıydın. Jongho'yla ilişkim mükemmel değildi. Bazen bir hafta konuşmadığımız bile olmuştur. İlişkimizi yürütmeye çalışan tek kişinin ben olduğum zamanlar da oldu. Yani evet, sen haklıydın ama ben gerçeği kaldıramadım. Onun hayatına devam ettiğini öğrendiğimden beri çok hassasım. Belki de ona karşı hâlâ bir şeyler hissettiğim içindir." Wooyoung ellerini uzatarak onu yakınına çekti. Yeosang'ın sulu gözlerini fark edince onunda gözleri dolmuştu.

"Sorun değil Yeo. Duygular öyle kolay kolay yok olmaz. O yüzden dün söylediklerimi unut. Belki de birinin senin hakkında ne hissettiğini fark ediyorsun ve ona karşı bir şey hissetmediğin için bunu görmezden gelmeyi seçiyorsun."

Yeosang yanağından aşağı bir damla gözyaşı süzüldüğünü hissederek bakışlarını yere indirdi. Elbette Seonghwa'nın kendisine karşı bir şeyler hissettiğini fark etmişti ancak yine de Jongho'yu unutamıyordu. Seonghwa'nın kendisini sevmeyen biriyle birlikte olması adil olmazdı.

"Seni hiçbir şey yapmaya zorlamıyorum, bu yüzden istemiyorsan sana sorduklarımı görmezden gel. Sen benim en iyi arkadaşımsın ama o da öyle. Onun incinmesini istemem Yeo. Eğer ona karşı bir şey hissetmiyorsan bunu ona söyle. Seni kayıp bir köpek yavrusu gibi takip ediyor ve bazen onun için üzülüyorum."

"Onunla konuşacağım."

"Aramız iyi mi?" Wooyoung sevimli bir surat ifadesiyle üstelemeye devam etti. "Yine en iyi arkadaş mıyız?"

"En iyi arkadaş olmayı hiç bırakmadık...''



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Be My Lover | Woosan | ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin