5. Bölüm

196 13 2
                                    

Sinirden elimdeki çöp poşetiyle eve girmiştim . Kimdi o yavşak?
Sare 'nin misafirim dediği kişi o muydu ?
Sare 'ye dokunma cesaretini nerden buluyordu ?

Gelen baş ağrım yine ne kadar sinirlendiğimi gösteriyordu . Bir hışımla salona girdim ve bana şaşkınlıkla bakan Tim 'in ve Simay 'ın bakışlarına mağdur kaldım. Elimdeki çöp poşetini Emre'ye verdim .

Fırlattın diyelim biz.

" Önünüze dönün lan ! Ne gördünüzde ne bakıyonuz ?"

Adana'lı işte .

Simay çekingence sordu :

" Abi ne oldu ?"
" Yok bir şey canım sıkkın."

" Karahan seni tanıyorum. Bu kadar sinirlenmenin bir açıklaması olmalı. " diyen Pusat'ı sinirden uğuldayan kulaklarımla zor zor algılıyordum .

En son konuşmasını isteyeceğim kişi konuştu .

Anıl .

" Komutanım bir kız için mi bu kadar sinirlendiniz ? Size daha güzelini de buluruz biz , canınızı sıkmayın ."

" Anıl o güzel ağzını kırmamı istemiyorsan kapat , yoksa ben gayet güzel bir şekilde kapatıcam sonra ömrün boyunca açamayacaksın ."

Herkes kıkırdamayı kenara bırakıp sessizce oturmaya başlamıştı . Çok konuşan baş belası Simay zillisi bile.

Sarp oturduğu yerde dikleşip :
" Ne olduğunu anlatacak mısınız komutanım?"
Yağız da başını salladı ve :

" Evet komutanım anlatın ya meraktan çatlayacağım."

" Anlatayım dimi . Sonrada bir güzel kısırlarımızı yerken dedikodu yaparız."

Anıl 'dan " Harbi mi ?" sesi yükselince iyice şartellerim attı.

" Lan lan ... , herkes evine yürüyün lan !"

" Komutanım o kadar yol geldik nasıl gidelim ? " Diyen Yağız sınırlarımı aşmakla kalmamış beyin hücrelerimi patlatacak noktaya getirmişti.

" Eviniz üst kattaki karşılıklı daireler  Yağız . Şimdi si- def olup gidin. Gördünüz Simay 'ı misafirliğinde kısası makbuldur , hadi görüşürüz. "

O sırada Simay benim burda olduğumu unutup :

Heralde unuttuğunu varsayıyorum, yoksa bu yüksek özgüveni bana bir sinir harbi daha yaşatacak .

" Anıl abi o çocuğu bana ayarlamayı unutma ."

Kapıya doğru yol alan Anıl:
" Tabiki de abim ." dedi ta ki beni görene kadar.

" Ne çocuğu Anıl ?  Anıl, Anıl , Anıl ..."
" Komutanım?"
" Anıl yürü git. Yarın karargaha erken gel bir sabah sporu yapalım."

Yutkunan Anıl başını salladı ve  üst kata çıkmaya başladılar.  O sırada alt katın merdivenlerinden daha önce hiç görmediğim sarı saçlı elinde market poşetiyle bir kız çıkmaya başladı.

Başıyla bize selam verdi ve  Sare 'nin kapısını çaldı. Bu Sare 'nin misafirimiydi ?
Kapıda dikilen Pusat'la  Simay 'ı omuzlarından tutup çevirdim ve kapıyı kapatıp salona geçtim.

Hassiktir .

Durumumun özeti bir kelimeyle buydu . Sare bana durduk yere  yalan söylemezdi , doğruyu söylemişti , ki buna emindimde .

Bir anlık bile olsa "acaba "diye geçiren beynimi si- seveyim ben.  Kıza çok sert davranmıştım . Kapıyı kapatırken gözlerindeki kırılmışlığı illaki görmüştüm. Nasıl bu kadar kör olabilmiştim ?

HANÇERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin