3. Bölüm

228 13 0
                                    


Yataktan " kafamda deli sorular" söyleyerek kalktım , aynı rutinle işlerimi hallettikten sonra dolabın karşısında ne giysem diye bakınıyordum .

Bugünde kombin yapmayıverelim ,pijamayla gitsek n'olacak ( Polar pijama candır, gerisi yalandır)

Kafamdaki iç sesimi susturdum ve kombinimi yaptıktan sonra evden çıktım.

Kafamdaki iç sesimi susturdum ve kombinimi yaptıktan sonra evden çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Revire gidince Ayaz Teğmenin olmadığını fark ettim . Halbuki bugün olacağını düşünüyordum . Yine bir sorun çıkmaması için telefonumu çıkardım ve " Teğmen Ayaz Revir" isminin üstüne tıkladım , 2-3 kere çaldırdıktan sonra kapattım.

O sırada içeriye kapıda nöbetçi olan asker girdi . Başıyla selam verdi . Başımla selamını aldım.

" Sare Hanım Albay , Ayaz Teğmen 'in görev için 1 belki de 2 hafta olmayacağını bildirmemi istedi ."

Tek başımayım yani ... Ne kadar kötü olabilir ki ?

" Çok teşekkür ederim, sağolun." dedim ve asker kafasını sallayıp gitti.
Kafamda çok soru vardı .

Kafamda deli sorular,kolayca sevemiyorummm

İç sesimle olan uyumumu kutluyorum. Hani bazen siz kara kara düşünürken iç sesiniz hopaşinanaydır ya. -benim ki hep öyle - o anlar saçımı başımı yolup yerlerde tepinmek istiyorum .

Kafamdaki seslerin susması için kahvemi aldım ve yeni gelen malzemeleri yerleştirmeye başladım. Revir tıklım tıklımdı . Ne gelen vardı ne de koridordan geçen.

Fırtına öncesi sessizlik gibi .

Alphan da yok . Belki de odasındadır. İşi vardır adamın. Yorulmuş mudur acaba ?

Sana ne lan sana ne

Cidden bananeydi Alphan'dan . Hem o kabaydı , sert bir yapısı vardı eeee sonra simsiyah gece gibi , içinde benim bile kaybolabileceğim uzun yakışıklı kirpiklerinin çevrelediği gözleri vardı.

Saçlarında ve gözlerinde geceyi taşıyordu sanki. Hafifçe dudağını kıvırıp gülümsemes-

Noluyo lan bana!

Elimi masaya koyup hayal alemine dalmıştım . Yumruk yaptığım elimi sinirle ağzıma sokup:
" Beyin hücreni sökeyim ben senin Sare. Sana beyin hücrelerin fazla. Kirpikmiş , gözmüş ,kaşmış. Hiç mi görmedin gerizekalı , beyinsiz "diyarek kendime sövdüm .

O sırada dışarıda bir kargaşa olduğunu fark ettim . Askeri sedyede bir asker vardı. Durumu ağır olmalıydı. Etrafı çok kalabalıktı. Bunla başa çıkabilir miydim ?

Yaparsın Sare , yaparsın. Derin nefes al . Sen bu iş için doğdun!

Eldivenlerimi taktım ve hemen bahçeye koşup hastanın etrafını saran kalabalığı dağıtmaya çalıştım . Yaralı askerin yanında ağlayan 30-35 yaşlarında bir adam vardı. Yakını olmalı diye düşündüm.

HANÇERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin