7. Bölüm

190 15 0
                                        

Yazar Anlatımı...

Alphan Karahan dağılmış bir şekilde odanın içinde bir ileri bir geri hızlı adımlarla dönüp duruyordu.
Sare' nin zamansız itirafı kalbinin ayarlarını bozmuştu.
Sare' yi dağıttığını biliyordu fakat Sare' yi bu şekilde görmek kalbini orta yerinden hançerlemişti .

Dudakları ve elleri zangır zangır titreyen ,
sesi her zamankinden gür çıkan, gözlerinden sicim gibi yaşlar dökülen bu kadın Alphan'ı her seferinde şoka sokuyordu.
Alphan ona karşı olan hislerine daha alışamamışken ,
bu hislere iki tarafın iyiliği içinde son vermek isterken , bir anda  gelen Sare onu bir kez daha yakıp yıkmakla kalmamış üstüne basıp geçmişti .

Alphan' ın kulaklarında ve beynin de Sare' nin birebir onun yüzüne söylediği sözler çınlıyor, yankı yapıyor, her defasında da kalbinden hançerleyip daha derin bir kesik atıyordu.

Seni seviyorum oğlum ben !

Belkide ben başka birisiyle olacağım.

Arkana dönüp baktığında beni bulamayacaksın .

Başka birisiyle olur muydu ki ? Olurdu neden olmasındı ,
bütün ömrü boyunca kendisini mi bekleyecekti ki ...

Bu cümleler Alphan' ın aklının iyice bulunmasına sebep oluyordu . Askeriyedeydi ...
Burası yeri değildi...
Odaklanmalı ve işine geri dönmeliydi .

Öylede yaptı.
Sare kapıdan girdiğinde, albay postası olan er görev emri geldiğini , yanındaki asker ise , tayini buraya yeni çıkmış olan ,
evini yerleştirdikten sonra onlarla birlikte göreve katılacak olan Kıdemli Üsteğmenden bahsediyordu .
Oysaki şuanda elinde göreve ait bilgilerin bulunduğu dosya olmalıydı. Dosyayı getirecek olan asker çoktan gelmeliydi fakat yoktu .
Onu kendi yöntemleriyle bulacaktı. Sert adımlarıyla kapıyı açtı ve çıktı. O an karşısında askeriye de daha önce hiç görmediği
-gördüyse de hatırlamadığı- askeri ve kollarında yığılan Sare' yi gördü....

**************

Alphan'ın anlatımıyla ...

Askerin kollarında yığılan Sare' yi görünce tüm dünya bir dakikalığına dönüşünü durdurmuştu sanki .

Sare' yi askerin kollarından hangi an ve nasıl aldığımı hatırlamıyordum bile.
Kollarım arasındaki yeşillerini örten göz kapakları kapalı olan kadını revirde sedyeye bırakmış ve
Teğmen 'in isteğiyle Sare' nin yanından uzaklaştırılmıştık.
Bir haber çıkmasını bekliyordum .

Sare' yi en çok kıran, üzen, hayal kırıklığına uğratan kişi bendim .
Onu zıvanadan çıkartan, hiç tanık olmadığım hallere sokan bendim .

Fakat ona bir şey olduğunda , biri onun bir saç teline temas dahi ettiğinde deliren yine bendim. Gözlerine bakınca ritmini şaşıran , hoyratça atan kalpte benim kalbimdi .
Bu hayatımda karşılaştığım en büyük çelişkiydi ve ben kızla aramızdaki tüm bağı atıp arkadaş olalım, demiştim.

Yanımda dikilen askere döndüm. Askeriyeye yeni gelen ve evini yerleştirip eksiklerini giderince
bizim time katılacak olan  o
Kıdemli Üsteğmen Melih Yıldırım bu adamın ta kendisiydi .

" Üsteğmen ne oldu orda ?"
" Komutanım Albay sizin timdeki Yüzbaşı olduğunuzu ve sizinle tanışmam gerektiğini söyledi.
  Bende merdivenden çıkarken o kadını görd-"
" Revir doktorumuz Sare ."
" Sare hanımı gördüm.
Yüzünün rengi gitmiş ve ağlıyordu . İyi olup olmadığını sordum. Dudaklarını kıpırdattı fakat sonrasında bayıldı. "

Ağır ağır başımı salladım .

Yüzünün rengi gitmiş ve ağlıyordu..

Onu bu kadar yıpratan ve üzen bendim .
İçimden bir ses sürekli kulağıma bunu fısıldıyordu .
Üsteğmen konuşacaktı ki Teğmen revirden çıktı.

HANÇERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin