GİRİŞ BÖLÜMÜ

341 13 0
                                    

~DİYARBAKIR ~

Sabah yine aynı rutinle devam ediyordu . Derya AKBULUT 1 yaşındaki küçük kızını bakıcısına bıraktı ve kocası Ferhat AKBULUT ile yola çıktılar . Adam ilk önce karısını hastaneye bıraktı. Sonra da kendisi karargaha geçti. Bir daha eve dönemeyeceklerini bilmeden . O gün 19.45 sularında karargah baskını yapıldı ve hastane yakınlarını bombaladılar .

Derya AKBULUT ve Ferhat AKBULUT aynı saatte farklı mekanlarda ve aynı acıyla şehit oldu . Onlar kızlarını bir kez daha görme şansına sahip olamadı.  Onlar bir daha birbirlerini görme şansına da sahip olamadı . Onlar otuz iki şehitten yalnızca ikisiydiler . O şehitlerin isimleri bile bilinmiyordu. Sadece 5-10 saniyelik bir klişe : " Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz" dediler ve ülke gündemini meşgul eden konuya yoğunlaştılar .

1 yaşında ki Sare AKBULUT kimsesiz kalmıştı. Hem yetim hem öksüz kalmıştı.
Oğlunun ve gelininin şehit olduğunu duyan Süleyman AKBULUT fenalaşmıştı ve hemen hastaneye kaldırılmıştı . Sare'nin tüm yakınları hemen hastaneye Süleyman dedenin başına toplanmıştı . Kimseden çıt çıkmıyordu. Küçük Sare ise pembe tulumu ile babaannesinin kucağında hiç bir şeyden haberi olmadan şirinlikler yapıp kendini sevdiriyordu. 

Derken sessizliği amcası Serhat AKBULUT bozdu :
" Halimiz ortada . Babamın durumu yeni yeni iyiye gidiyor . Kardeşimi kara toprağa koyduk . Biricik eşini , yengemizi de onun yanına koyduk . Herkesin içi kan ağlıyor biliyorum ama burada hem öksüz hem yetim kalan yeğenimiz , torununuz var . "

Adam eşine döndü ve parlayan gözleriyle baktı. Sare'nin yengesi Zehra AKBULUT eşinin ne demek istediğini hemen anladı. Bir çocukları olması için her şeylerini feda etmişlerdi ama çocuk sahibi olamamışlardı . Ve şimdi de kimsesiz kalmış Sare vardı. Onlar Sare'nin anne ve babası olacaklardı . Kadın gözlerinden damla damla süzülen yaşlarla birlikte gülümsedi ve kafa salladı. Adam tekrar yakınlarına döndü ve :

" Sare ortada kalacak değil . Biliyorsunuz bizimde bir evladımız yok ve Sare de canımız ciğerimiz . O yüzden Zehra 'yla biz Sare'yi evlat edinme kararı aldık. Sizin de bu karara olumlu tepki vereceğinizi biliyoruz." dedi.

Herkes bu fikri onayladı. Serhat AKBULUT çocuk hasreti ile kavrulan merhametli ve çok iyi kalpli bir adamdı. Zehra AKBULUT her ne olursa olsun dimdik duran güçlü bir kadındı ve kocaman herkese sevgi gösterecek bir kalbe sahipti.  O günden sonra Sare amcasını babası, yengesini annesi bildi .

~6 Yıl Sonra ~

Serhat AKBULUT ve Zehra AKBULUT 'un en korktuğu gündü bugün. Çünkü Sare onların amcası ve yengesi olduğunu anne babasının şehit olduğunu psikolog yardımıyla öğrenecekti  . Psikolog kapıda bekleyen Serhat ve Zehra 'yı içeriye davet etti . İkiside korkarak girdiler . Ama gördükleri manzara beklenmedikti . Sare koşarak onlara sarılmıştı . Ve tek bir isteği olduğunu söylemişti:
" Beni annemle babamın mezarına götürür müsünüz ?"

Adamla kadın bu görüntüye ağızları bir karış açık bir şekilde bakmışlardı . Sare de kendini tanıyamıyordu artık.

Gerçeklerin kafasını karıştırdığı yetmediği gibi kalbini de çökertmişti .O daha 7 yaşındaydı halbuki ve yeni bir özelliğiyle tanışmıştı. Sare AKBULUT sadece iki damla gözyaşı dökmüştü. Kimsenin yanında ağlamayı istememişti . Acısını o minik kalbiyle yaşamak istememişti . Sadece anne ve babasının mezarına gitmek istemişti .

Serhat ve Zehra şaşkınlık içinde Sare ne derse yaptılar. Asıl o zaman Sare'nin nasıl bir ruh halinde olduğunu anladılar . Küçük Sare yeni tanıştığı annesi ve babasının mezarına sarıldı ve hüngür hüngür ağladı o gün. Serhat ve Zehra 'nın elinden ise sarılmaktan başka bir şey gelmiyordu .

HANÇERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin