Kağan abimler kalkalı 1 saat olmuştu bana otelin bir suit odasını ayırtıp kapıyada koruma koydurmuştu oda da iki yatak komidin ,dolap ve banyosu vardı küçük bir salonve içinde bir koltuk bir Berjer bir sehpa küçük bir mutfağı vardı
Kaçıncı kahvemi içiyordum bilmiyorum bir yanda dedem bir yanda bana zarar vermek isteyen biri bir yanda Fıratın yaralanması beynimi uzun süredir meşgul eden bu düşüncelerden çıkmam odanın kapısının bir anda açılmasıyla olmuştu Fırat'la göz göze geldikten sonra içime bir rahatlama geldi Fırat elindeki çantayı bir kenarıyla bırakıp yanıma oturdu elimi tutu
Fırat: korma ben geldim perikızım
Berfu: bu kadar erken geleceğini tahmin etmemiştim
Fırat: dışarda koruma var ama ben ne olur olmaz diye hemen gelmek istemedim
Berfu: dedem nasıl sinirlimi bana
Fırat: sana sinirli değil ama üzgün seni sordu Kağan abime oda işe gittiğini gece mesain olduğunu söyledi yemek boyunca senin sandalyene baktı durdu hata yemek yemedi dedemi ilk kez böyle gördüm
Berfu: eve gidip elini öpmeyi isterdim ama hem onları riske atamam hemde sabahki dediğine hala kırgınım peki diğer konuda bir gelişme var mı
Fırat: yok arıyoruz Kağan abim bulacağım dediyse bulur sen merak etme sen kaçta gideceksin işe
Berfu:akşam 8de gideceğim yani bir saatim var sabahta 8 çıkarım
Fırat: peki tamam ben seni bırakırım
Berfu: ben hazırlanayım o zaman
Hızlıca yerimden kalktım Fıratın benim için getirdiği çantayı aldım yatak odasına geçtim dilnaza ne kadar teşekkür etsem az gelirdi siyah boyunlu kazağımı giydim altıma mavi jean pantolonumu giydirdim hafif bir makyaj yaptım normalde yapmazdım ama kırmızı tonunda bir ruj sürdüm ağladığım için gözlerim kötü görünüyordu makyajımıda ondan dolayı yapmıştım hem sabaha kadar ayakta duracaktım saçımı tepeden topladım o sırada kapı açıldı Fırat gözleriyle beni süzüyordu
Fırat: işte benim sevdiğim kadın ne olursa olsun hep dimdik
Berfu: içimdeki yıkımların farkında değilmişsin gibi konuşma beni boşverde kolun nasıl ağrın sızın var mı
Diyip yanına doğru yürüdüm karşısında durdum yüzü düşüktü acımaklı bir ses tonuyla
Fırat: çok kötü acıyor bu normalmi
Berfu: otur yatağa gömleğini çıkaralım bakalım enfeksiyon kapmış olabilir
Fırat yatağa geçip oturmuştu bende yanına oturdum Fıratın gömleğinin düğmelerini teker teker açıyordum doktor olduğum halde ben niye böyle kızarıyordum bilmiyordum içimi bir ateş kaplamıştı gözümü başka tarafa çeviriyordum ama tüm düğmeler bitince artık Fıratın o kaslı vücuduna bakmak zorundaydım kolundan gömleği çıkarmak için ona daha çok yaklaşıyordum Ben niye bu kadar heyecanlıydım niye elim ayağım titriyordu bu kasılmam normal miydi
Kolundaki bandajı açtım ama hiç birşey yoktu açılma yada herhangi bir morarma şişme su toplanması yoktu
Berfu: bir şey yok kolunda ateşin mi var
Elimi alnına koymuştum ki Fırat dudağımdan öpmeye başladı eli belime koydu sımsıkı sarıldı diğer eli boynumdaydı ben niye bu kadar tepkisiz kalıyorum hiç bilmiyor ,hiç beklemiyordum gözlerim gözlerine bakıyordu o ise gözleri kapalı bu anın tadını çıkarıyordu beni yatağa yatırmıştı o masumca bir o kadarda hasretle öpüyordu içimi bir yanardağ kaplamıştı o öptükçe çoşuyordu bir anda durdu parmağını dudağıma koydu bir busede dudağımın kenarına bıraktı usulca boynumu kokladı nefes alışverişini hissedebiliyordum eli yanağımdaydı kulağıma eğildi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN ATEŞİ
Novela JuvenilÇok büyük bir aşiret içinde doğup ama tek başına zorlu mücadele vermiş bir kızın hayatı BERFU ATSAOY OLMAK