Kafamın zonklaması ile gözlerimi zar zor açtım. Gözüme vuran ışıktan rahatsız olup gözümü tekrar kapattım. Yatağımın ne ara bu kadar sert ve rahatsız edici olduğunu düşünürken telaşla gözlerimi açtım. Bir dakika ben yatağımda değildim ki. E o zaman neredeydin? Birkaç saniye etrafı inceledikten sonra herşeyin farkına vardım. Siktir . Kaçırılmıştım.
Hangi allahın kulu beni kaçırmaya cüret ederdi ki. O adamı bir bulayım doğduğuna pişman etmezsem benim adım Ece değildi. Adama saydırmayı bırakıp etrafı inceledim. Gayet büyük ve geniş bir odadaydım. Odanın tavanında gözlerimi kör edecek kadar parlak bir ışık vardı . Demirden olduğunu düşündüğüm bir sandalyede oturuyordum.
Havanın neden bu kadar serin olduğunu sorgularken birşey daha fark ettim. Sabah üzerime aldığım kaban yoktu ve çırılçıplaktım. Yani bu dar ve kısa elbiseyle kendimi öyle hissediyordum.Bu elbiseyle çok utanıyordum .Ayağa kalkmayı denedim ama başarısız olunca kendime kızdım. Hiç mi mafya filmi izlemedin Ece adamlar sandalyeye bağlamıcakda ne yapacak diye geçirdim içimden. Halat fazla sıkı bağlanmamıştı ama kaçabileceğim kadar da gevşek değildi. Ellerimin aksine ayaklarım bağlanmamıştı ve bu beni gülümsetti. Az da olsa kaçabilme şansım -umarım- vardı.
Ayaklarımı hareket ettirdiğimde sandalyeden sert ve rahatsız edici bir ses çıktı. Buradan kurtulamayacağımı anlayınca içimden küfür etmeye devam ettim. Tek çare beni kaçıran adamları buraya çağırmaktı çünkü ben gelmelerini beklemicektim.
Hızla kendimi sağa sola sallamaya başladım sandalyeden rahatsız edici sesler çıkarken daha da hızlı salladım. Amacıma ulaşmanın verdiği huzurla sandalyeyle birlikte sert ve can yakıcı bir şekilde yere devrildim. Amacıma ulaşmıştım ama hesap edemediğim birşey vardı. Düşmenin etkisiyle kafam yerdeki betona çarpmış ve istemsizce bilincimi yitiriyordum. Fazla aptalsın Ece .
Odadaki adamlar ve doktor odadan çıkınca nihayet gözlerimi açabildim. Yere çarpmamın ardından beklediğim gibi olmuş dışarıdaki adamlar sesi duyup içeri girmiş ve beni yerde baygın halde kafası kanarken görüp odadan çıkarmış ve bu odaya taşımışlardı. En azından artık o rahatsız edici sandalyede oturmuyordum. Ama bulunduğum yatağa ellerimi bağlamaları canımı fazlasıyla sıkmıştı. Sırada bu odadan çıkma planım vardı .
Tabi adamlar beni buraya taşırken üstümdeki elbise ile ilgili rahaysız edici imalarda bulunmuştu. Bu elbiseyle dar ve küçük pencereden atlamak utanç vericiydi. Tahminimce önceden tutulduğun yer bir bodrumdu çünkü hiç pencere yoktu ama bu odada pencere vardı . Tek kaçış yolum o pencereydi . Adamlar gelmeden buradan kurtulmalıydım ama bileğimdeki ipler buna izin vermiyordu. Önce bu iplerden kurtulmam lazımdı. İpler inceydi ve kesici bir alet işimi görürdü .
Etrafıma bakındım ama hiçbir şey bulamadım ama benim bildiğim Ece buradan çıkardı. Yattığım yatak tahtaydı ve küçük bir çivi işimi görürdü. Epey uzun bir arama sonrası yatağın köşesindeki çiviyi görünce kalbim bayram etti. Çivi tam da aradığım gibiydi. Tahtaya fazla saplanmadığı için zorlansamda hızla yerinden çıkardım. İpleri kesmem zaman aldı.
Önce sağ elimdeki ipi çivinin sivri kısmıyla kopardım. Sonrada sağ elimle sol elimdeki ipi kolayca çözdüm. Bu iş çocuk oyuncağıydı. Kimse Eceyi tutsak alamazdı. Kendimle övünmem bitince fazla ses çıkarmamaya çalışarak yataktan kalktım ve pencerenin önüne geldim. Fazla üstte olan pencereye boyum malesef yetmiyordu ama köşedeki sandalyeye çıkarsam başarabilirdin. Adamlar hemen gelbilirdi ve ben acayip stres olmuştum. Derin nefes alıp sandalyeye doğru gittim. Kolayca kaldırıp pencerenin önüne getirdim.
Ama büyük bir sorun vardı. Hadi pencereden atladım ve buradan çıktım diyelim. Telefonum ve cüzdanım yanımda yoktu ve üstündeki elbiseyle yolda tek başıma yürüyemezdim. En azından otostop çekebilirdim ama bu elbiseyle zordu . En azından bir ceket omuzlarımı kapatabilirdi. Kapının arkasındaki doktor önlüğune gözüm takıldı. Giyersem fazla komik duracağını tahmin ediyordum ama mecburdum. Gidip önlüğü giydim. Boyunun çok uzun olmamasıyla önlük bacaklarımın çoğunu örtüyordu. Derin nefes aldım.
Telefon işini buradan çıkınca düşünürdum. Yavaşça sandalyeye çıktım ve boyumun pencereye yetişmesiyle sevindim. Fazla zorlanmadan pencereyi açtım ve bir elimi dışarı uzattım. Gördüğüm kadarıyla 2. Kattaydık ve atlarsam fazla zarara uğramazdım. Diğer elimi de uzattım. Sıra vücudumdaydi. Zar zor bedenimide dışarı çıkardım ve sıra atlamaktı . Derin nefes alıp dua ettim. Allahım inşallah ölmem. Sonrasında ise camdan aşağı atladım.
Bugün attığım ikinci bölümdü. Arkadaşlarınızla veya tanıdıklarınızla hikayeyi paylaşmayı unutmayın.ŞİMDİLİK HOŞÇAKALIN....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKI DÜKKANI
Novela JuvenilEce'nin tek istediği arkadaşının doğum günü için bir hediye almaktı. Ama girdiği dükkan basit bir dükkan değildi. Kadın ticareti ile ilgilenen bir çetenin şubesiydi. Ece o çeteden zekasıyla kurtulmuştu. Fakat Ece'nin vicdanı bunu yapanların serbest...