Siktir
Dizimden gelen kanı görmem ile içimden çığlık attım . Bir dakika. Ben ölmemiştim. Ah evet biliyordum. Eceyi hiçbir şey öldüremez. Ama dizim için üzüldüm . Doğru ya kurtulmuştum. O lanet binadan çıkmayı başarmıştım. Bundan sonrası çocuk oyuncağıydı sonuçta. Kapıyı bulup çıkacaktım. Evet yani bir kapısı vardı bu bahçenin değil mi? Yoksa bu koca duvarlarda neyin nesiydi . Derin nefes aldım.
Sen neler yaptın Ece bu mu sana güç gelecek. Kendime özgüven ve cesaret iksiri verip ayağa kalktım. Ayağa kalkmam ile dizim daha da sızladı. Ah bir de bu çıkmıştı başıma . Ne halt edecektim ben şimdi. Sıkıntıyla dizime baktım . Kan çok yoktu ama etrafı morarmıştı. Bir bez yada peçete bulmak amacıyla önlüğün cebini kurcaladım. Elime gelen şeylere baktım. Bir gözlük, birkaç ataç, yarım paket sakız vee evet işte buu!
Bir mendil. Temiz olup olmadığını bilmiyordum ama beyaz olduğu için üstünde leke falan göremiyordum. Zaten kirli olsa da başka çarem yoktu. Bezi aldım ve olabildiğince dizimdeki kanı temizledim bir süre sonra kanama durmuştu. Elimdeki kanlı bezi umursamadan yere bıraktım ve ilerlemeye başladım.
Allahım bu ne böyle! Yaklaşık 10 dakikadır yürüyordum ama tek bir çıkış kapısı yoktu. Beni asıl endişelendiren bahçede kimse yoktu. Evet hiç kimse yoktu. Çıldırmak üzereydim. Binanın koca bir giriş kapısı vardı ama bahçenin bir kapısı yoktu. Binanın etrafını dolaşırken fark ettiğim kameralar her şeyi açıklıyordu. Birileri beni görüyor olmalıydı. Dakikalardır burada durduk yere dolaşmama rağmen hiçbir şey yapmamış olmaları garipti. Ama yine bur planım vardı ve malesef bu plandan başka şansım yoktu.
Plana uygun hareket etmek için yorgun ve halsiz görünmeye başladım. Arada sırada başım dönüyormuş gibi yapıp sendeledim ve yere düşmeme sebep olacak şeyler aradım. En sonunda yerdeki taşı gördüm ama sanki taşın farkında değilmiş gibi yapmam gerekiyordu o yüzden dikkatli davrandım. Hala başım dönüyormuş gibi yapmaya devam ettim. Şimdi ise taşa çok yaklaşmıştım ve özellikle taşa bakmayarak ilerlemeye devam ettim. En sonunda -bilerek- taşa takılıp yüzüstü yere düştüm.
Kafam ani çarpmayla zonkladı ama gözlerimi açmadım. Sonuçta benim bayıldığımı düşunmekeri gerekiyordu. Birkaç dakika sonra iki adamın bana doğru geldiğini hissedince içimden -düşündüğüm kadar da aptal değilim- diye geçirdim. Adamlar yanıma geldi ve önce bedenimi incelediler. Rahatsız olsam da hareket etmedim. En sonunda içlerinden biri " Sen taşı ben kapıyı açarım" dediğinde şaşırdım. Beni taşımak için kucaklamaları gerekti ve bu en son isteyeceğim şeydi.
Birşey yapmam gerekiyordu çünkü binanın giriş kapısına epey yol vardı ve yol boyunca adamın eli tenime temas edecekti. Bu iğrenç ve bir o kadar da katlanılamazdı. Planı yaparken bu kısmı neden düşûnmemiştim ki? Ama olan oldu başka şansım yoktu. Diğer adam iç çekerek "büyük bir zevkle " diyince daha da endişelendim. Neyse sakin ol Ece sonuçta dünyanın sonu değil ya sadece başka şeyler düşün. Adam gelip bir elini enseme bir elini ise ayaklarıma dolayarak taşımaya başladı. Kafamı dağıtmak için içimden şarkı sözleri söylemeye başladım
Sonunda binanın giriş kapısına gelmiştik. Düşündüğümden yada tahmin ettiğimden daha hızlı sürmüştü. Yol boyunca hareket etmemeye dikkat etmiş ve başarmıştım. Sonunda kapının önüne geldiğimizde sevindim. Planım şu anlık yolunda gidiyordu. Diğer adam kapıyı açıp içeri girdi ve beni taşıyan adam da yavaş adımlarla içeri girdi. Diğer adam hızlıca kapıyı kapattı ama kilitlemedi. Bu beni neşelendirirken çok ama çok yanlış bir şey oldu. Bir doktor bize doğru yürürken tedirgin oldum. Doktor iyice yanıma yaklaşıp bileğimi tuttu. Bense bilincim yerinde olmadığı için -en azından onlar öyle sanıyordu- hiç tepki vermedim. Doktor elinden birşey çıkardı ama tam olarak ne olduğunu bilmiyordum. Ta ki elindekini bileğime değdirince bunun bir iğne olduğunu anladım. Büyük ihtimalle uyku ilacı yada bayıltacak bir şeydir
. Beni taşıyan adam bir adım geri giderek "Şuan zaten bilinci yerinde değil" dediğinde rahatladım. İsteyeceğim son şey şuan bilincimin kaybolmasıydı. Oysa doktor küstahça "Uyandığında başımıza dert olmasını istemeyiz dimi" dediğinde doktora içimden küfür etmeye başladım. Beni taşıyan adam onaylamış olmalı ki doktor iğneyi bileğime sapladı ve damarlarıma giren ilaç önce canımı yaktı sonrada uykunun ellerine beni teslim etti. An itibariyle plan ipyaldi.
Bu bölüm biraz kısaydı ama idare edin. Arkadaşlarınızla veya tanıdıklarınızla paylaşmayı unutmayın ŞİMDİLİK HOŞÇAKALIN.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKI DÜKKANI
Novela JuvenilEce'nin tek istediği arkadaşının doğum günü için bir hediye almaktı. Ama girdiği dükkan basit bir dükkan değildi. Kadın ticareti ile ilgilenen bir çetenin şubesiydi. Ece o çeteden zekasıyla kurtulmuştu. Fakat Ece'nin vicdanı bunu yapanların serbest...