Ece'nin anlatımıyla
Tüm planlarım yerle bir olmuştu. Ne diye doktor gelip iğne yapıyordu kim . Yok yani tüm işlerim ters gitmek zorunda mıydı. Anlamıyorum ki ben buraya neden düştüm. Neydi bunlar organ mafyası falan mı? Aslında buradan çıkmak için birkaç organımı feda edebilirdim. Öncelikle beynimi mesela. Aslında olduğundan da şüphelenmiyor değildim sonuçta. Kendi içimde yaşadığım tartışmayı bölen şey rahatsız edici kapı sesi oldu.
Yani kapı sesi olduğunu düşünüyordum çünkü hiçbir şey göremiyordum! Gözlerimi bağlayan bez parçası yetmezmiş gibi bir de ellerim , ayaklarım hatta ağzım bile bağlıydı. Ne gerek vardı bu kadar önleme ki. Ne olacaktı sanki kaçmaya (!) falan kalkışacak değildim ya. Boşuna masraftı hep. Odada tek olmadığımı anlamıştım çünkü sol tarafta ağlayan yada mırıltılar çıkaran kadının sesi duyulmayacak gibi değildi. En azından bir süre sonra yorulmuş olmalı ki susmuş ve baş ağrımın çoğu çözülmüştü.
İçeri giren kişi " Hepsi bunlar mı ?" Diye sordu ama bir gariplik vardı. Bu sefer konuşan kişi bir kadındı ve bu binada benim gibi kaçırılanlar dışında kadın bulunması garip gelmişti. Odada başka bir adam olmalı ki " Malesef bugün 3 tane ama hepsi sağlam parça " dedi . 3 tane dediğine göre yandaki ağlayan kadın dışında biri daha olmalıydı. Kadın tekrardan " Şu ikisi niye baygın . Ayıltın hemen." Hareket etmediğim için beni baygın sanıyorlardı ama ben baygın değildim. Demek ki odada başka kadın sesi duymamamın sebebi diğer kadının da baygın olmasıymış. Allahım nasıl bir yere düştüm ben?
Yaklaşan adım sesleri önce bana doğru geliyor sandım ama sağ tarafıma yönelince rahatladım. Önce bir bant açılma sesi geldi sonra da bir kapak ve sonunda tiz bir kadın çığlığı. "Napıyosun be ayı herif gözüüümmm ahhhh beğendin mi yaptığını?" Şimdi anladım ki kadını uyandırmak için su kullanmışlardı. Bana komik gelen şey ile kıkırdadım ve sesimi duymuş olacaklar ki sessizleştiler. Önce topuklu ayakkabı sesinden kadın olduğunu tahmin ettiğim kişi bana doğru geldi ve gözümü örten bez parçasını çekti.
"En azından ayıltacak kişi sayısı azaldı" dedi kadın . Gözlerimin açılmasıyla şoka uğradım. Karşımda en az 1.70 olan bir kadın vardı ama o topuklu ayakkabılarla en az 1.80 vardı. Şok olmuş gibi kadına bakmayı bırakıp nihayet konuştum." Valla o ayıltma tekniğinden sonra baygın olmadığıma şükrettim." Dedim özgüvenli ve alaycı bir sesle . Sanırım birilerinin zoruna gitmiş olacak ki " Sanki biz çok memnunuz böyle uyanmaktan." Diyen sese doğru kafamı çevirdim
Demin su ile uyandırılan kadından gelmişti bu ses. Uyandırmak için epey su kullanmış olacaklar ki üstündeki swet ve pantolon sırılsıklam olmuştu. Bide yetmezmiş gibi dağınık olan saçları yüzüne yapışmış , korkunç bir hal almıştı. Kadının yüzünü görünce kendimi tutamayıp tüm odayı sarsacak kadar büyük bir kahkaha attım. Islanmış kadın ise rahatsız olup bağarmaya başladı "Gülmesene be zaten saçım dağıldi" dediğinde daha çok gülerek konuştum "sadece dağılmış gibi durmuyor aslında" kadın surat asarak " o kadar mı kötü " dedi gülmemi engelleyemeyip " o kadar kötü" dedim.
Bu kısa muhabbetimizi bölen şey bayan sırık oldu. " Boş konuşmayı kesin ve dediklerimi yapın." Tam sözünü bitirirken ağlayan bir ses duydum ve sahibini tahmin etmek pek de zor olmamıştı. Sol tarafımda olan ve ağlaya ağlaya ömrümü yiyen kadından gelmişti ses." Nolur yalvarırım bırakın beni istediğiniz kadar para veririm yeter ki bırakın beni" Ah tabi ya buradan kaçma girişimlerinde bulunmadan direkt para da teklif edebilirdim. Bir dakika . Benim hiç param yoktu ki.
Bayan sırık umursamazca omuz silkti ve yanındaki takım elbiseli adama işaret verdi. Adam kafasını sallayarak dışarı çıktı. Birkaç saniye içinde elinde poşetlerle içeri geldi. Poşetleri bayan sırığa uzatıp odadan çıktı . Bayan sırık ise poşetleri yere bırakıp konuşmaya başladı." Poşetlerdeki elbise ve ayakkabıları giyin itiraz istemiyorum çünkü eğer siz giymezseniz adamlar zorla giydirecekler. Hiçbirinizin makyaja ihtiyacı olmaması iyi, kıyafetler bedeninize göre ve birazdan saçlarınız için birkaç kuaför gönderirim"
Kuaförden bahsederken özellikle sağ taraftaki ıslak kadına ima yapıyordu ama kadın pek umursamıyor gibiydi " Hiçbir şekilde kaçmaya yada baş kaldırmaya çalışmayın yoksa sonuçları pek iyi olmaz" bu kısmı ise özellikle bana bakarak söylemişti ama umrumda değildi sonuçta buradan kaçacaktım.
En sonunda konuşması bitmiş olacak ki kapıya doğru yöneldi ve tam çıkarken onu durdurmak için konuştum "Hey baksana " sesimle hızla arkasını dönüp ne var dercesine baktı fazla beklemeden " Farkında mısın bilmem ama sandalyeye bağlıyız" dedim kadın yeni fark etmiş olmalı ki kaşları çatıldı.
Kafasını kapıdan uzatıp dışardaki birkaç adama "çözün şunları" dedi . Adamlar seri bir şekilde içeri girip tek tek bileklerimizi ve ayaklarımızı çözdüler. Daha sonra aynı hızda odayı terk ettiler.Sırık kadın ise oflaya puflaya beklemekten sıkılmış olmalı ki "Hızlı olun yarım saatiniz var" dedi ve demir kapıyı sert bir şekilde kapatıp odadan çıktı
Bugünün bölümü. Bugün başka atmıcam. Ama yarın 3-4 tane birden atmayı planlıyorum.kitap daha çok yeni. Arkadaşlarınızla veya tanıdıklarınızla paylaşırsanız çok sevinirim.ŞİMDİLİK HOŞÇAKALIN....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKI DÜKKANI
Roman pour AdolescentsEce'nin tek istediği arkadaşının doğum günü için bir hediye almaktı. Ama girdiği dükkan basit bir dükkan değildi. Kadın ticareti ile ilgilenen bir çetenin şubesiydi. Ece o çeteden zekasıyla kurtulmuştu. Fakat Ece'nin vicdanı bunu yapanların serbest...