05, sevilmesi zor biri

757 52 162
                                    

İlk olarak bu bölümü atmama rağmen bildirim olarak ikinci attığım bölüm gelmiş sadece😮‍💨 Bu yüzden kaldırıp tekrar attım, yorum yapmaktan çekinmeyin lütfen, hepsine cevap vermeye çalışıyorum; konuşmuş oluruz ˖⁺‧₊˚♡˚₊‧⁺˖

SORU İŞARETİ 05:
sevilmesi zor biri.

O mesajdan sonra telefonu yatağımın üstüne yavaşça fırlatıp tüm ailemi başıma toplayacak bir çığlık atmamın üstünden 2 gün geçmişti ve şimdi de dolabımın önünde durmuş, anneme "Kıyafetim yok" temalı kırkıncı konuşmamı yapıyordum. Benim bu telaşlı halimi annemin sakinleştirmesi gerekiyordu ama hayır, annem benden daha kötü durumdaydı.

Bir randevuya çıkmıyordum, flörtümle de buluşmuyordum. Kardeşini tanıdığım ve öğretmenimin bana övüp durduğu çocuğun yanına gidiyordum sadece, ders çalışmaya yani. Yeni birisiyle tanışacağım için gergin olmam gerekirdi ama gergin değildim, çok heyecanlıydım. Söyleyeceğim şey beni pick me kız gibi gösterse de bu yaşıma kadar babam dışında bir erkekle dışarı çıkmamıştım. Annemin tepkisini de gayet normal karşılıyordum.

Leyla da dershaneye gidiyor, baya hırslı hazırlanıyor.

Aslı Hoca'ya haber vermiştim. Kadın resmen benim sevgilim gibiydi, "Dışarı çıkarsan haberim olsun, en fazla 3 saat durabilirsin, şunu haber ver, bunu da haber ver..." en kötüsü ise gerçekten haber vermezsem hissediyormuş gibi anında arıyordu -ya da ben ağzımdan kaçırıyordum.

Uzun uğraşlar sonucu karar verdiğim kombinimi tamamlayıp aynaya boş bir bakış fırlattım, ulan diyordum, sen ne fena kızsın he.

Yüzük takmaktan nefret ederdim: 19 yaşında olmama rağmen parmaklarım şekilsiz ve çirkinlerdi -yüzük çirkinliği saklamak yerine daha da ortaya çıkarıyordu bence, bunu dediğim zaman karşımdaki kişi itiraz etmeye hazırlandığında ellerimi gözüne sokuyordum ve karşı taraf yenilgiyi kabul ediyordu, bu durumun üzücülüğü ve bende bıraktığı özgüvensizlik hakkında konuşmak istemiyorum bile.

Bütün yüzük nefretime rağmen şu anda parmaklarım yüzük doluydu. Kerem'in karşısına geçince ortaya çıkacak olan çekingenliğimi tırnaklarımın kenarındaki etlerden çıkartacağımı ve sonrasında "Şeytan tırnağım çıkmış, öf!" diye hayıflanacağımı bildiğimden dikkatimi çekebilecek şeye yani yüzüklere sarılmıştım.

Yüzüklerin yerini altıncı defa değiştirdikten sonra siyah postallarımı giymeye çalışıyordum. "ANNE, ISLAK MENDİL VERİR MİSİN?"

Kulaklarıma annemin pıtı pıtı adım sesleri ulaştığında kafama bir darbe alacağımı biliyordum, öyle oldu da.

"Sana kaç kere eşiklikte giyme ayakkabını diyeceğim, Buse? Daha yeni sildim!"

"Bir daha olmaz sultanım, seni kıracağıma kafamı kırarım daha iyi."

İkimiz de bunun yalan olduğunu, aynı konuşmayı yarın da gerçekleştireceğimizi biliyorduk.

Öklid Çocuk:
İkimiz için yer tuttum, biraz erken gelmişim sanırım.
(13.25)

Biraz mı erken gelmişsin Keremciğim? Ben buluşma saatini "öğleden sonra iki uygun olur mu?" diyerek belirlediğimizi düşünüyordum ama.

Siz:
Yani evet, bir tık erken gelmişsin.
(13.26)

Siz:
Neyse ki çok beklemeyeceksin, geliyorum ben de.
(13.26)

Öklid Çocuk:
Tüm Tyt Matematik'i anlatmak için psikolojimi hazırlamam gerekecek mi?
(13.26)

SORU İŞARETİ ⤷yarı texting (SORU AVCISI 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin