SORU İŞARETİ ⤷yarı texting (SORU AVCISI 1)

09, kalpler ve seçenekler

Kendimi dilenci gibi hissediyorum ama ne olur yorum yapın🤧 Aşırı sıkılıyorum böyle jxlshsşhslsjsl

Kapak çok tatlı değil mi?🥹🫶

Soru İşareti hakkındaki duyurularımdan haberdar olmak istiyorsanız beni buradan takip edip daha kolay bilgi sahibi olabilirsiniz ✧˖ °

Soru İşareti'ni yazarken dinlediğim şarkılardan bir playlist yapmıştım dinlemek isterseniz belki, linkini yorum kısmına bırakıyorum ➥

Kısım 2'yi, 10.bölümü, bu bölümle beraber atmayı düşünüyordum aslında ama 10.bölüm sınav sonrasına kaldığından ve bölümler 30 oyu geçtiğinden 9.bölümü şimdi tek başına atıyorum♡♡

Beni desteklemek için lütfen alttaki yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar✨🧚‍♀️

SORU İŞARETİ 09:
kalpler ve seçenekler

(kısım 1)

❦

"Sen canım' al, ben razıyım bir hazin söze."

Şarkı söyleyerek odamı toplama evresine geldiğimden arada annemler tarafından endişeli bakışlarla kontrol ediliyor olsam bile keyfim her zamankinden daha çok yerindeydi ve bunu kimse bozamazdı. Milli Savunma Üniversitesi'nin sınavından çıkmıştım ve düşündüğümden daha iyi geçmişti- açıkçası matematik kısmı için bunu içten bir şekilde söyleyemeyezdim ama bu beni üzmemişti, geçen seneye göre daha çok emin olduğum soru vardı ve en azından bir adım ileri atabilmiş olmak kendimle gurur duymamı sağlıyordu.

"Senin gönlün bendedir yâr-"

"ELİN İŞTE GÖZÜN OYNAŞTA OLMASIN BUSE, KİRLİLERİNİ GETİR ÇABUK!"

Elimdeki toz bezini rastgele masamın üstüne fırlattığımda "Anne ya!" dedim. "Hepsini kapının önüne koydum işte!"

Bunu dememeliymişim gibi hissediyordum.

"Kirler sepeti kapının önü mü Buse?" diye bir ses yükseldi evde, annemin mutfakta olduğunu düşünürsek kendimi affettirmem için 15 saniyem vardı. "Ben sizin hizmetçiniz miyim? Kapınızın önünden kirli donlarınızı almak zorunda mıyım ben!"

"Annem," son harfi uzata uzata odadan çıktığımda ilk işim kirli kıyafetleri sepete atmak olmuştu; annemi çok seviyordum, bana bağırmadığı zamanlarda yani. "Kurban olduğum bak her yeri temizledim, sepete de koydum."

Annem mutfaktan salona geçtiğinde bana bakmadan "Canım," dedi. "Biraz pirinç ıslar mısın? Akşama pilav yapacağım, Ege seviyor."

Pirinci ıslarken "2,5 bardak az değil mi?" diyordum. "Ege salağı hayvan gibi yiyor anne."

"Sus kız! Hayatım, balkondaki çiçekleri suladın mı?"

"Buse'ye gelince sus kız, kocana gelince hayatım oluyor yani Fidan Hanım? Kalbim kırıldı."

Babam balkondan çıkarken durumdan oldukça mutluymuş gibi gözüküyordu. "Biraz farkımız olsun değil mi Buse Hanım?"

"Bu kadar da göze sokulmaz baba."

"Sen elin çocuğunu gözümüze sokuyorsun ama kızım."

Olduğum yere utançtan bayılacaktım. Tamam, bu tarz konularda aileme karşı oldukça rahat olabilirdim ama sarılacağımızı cidden göreceğini düşünmemiştim. Kerem arada baktığını söylemişti ve ne yazık ki ben babamın özel yaşama saygıdan bakmayacağını düşünmüştüm.