Selam arkadaşlar. Harika bir bölüm yazdığıma inanıyorum. Ben yazarken büyük keyif aldım. Umarım sizde keyifle okursunuz.
MELİSA-ASANE
İBLİSLER
Yılmaz ailesinin taşınma telaşı bir türlü bitmiyordu. Son üç yılda dört ev değiştirmiş ve mecbur kaldıkları için beşinci eve taşınmışlardı. Bu son taşındıkları evi özellikle seçmişlerdi. Artık daha fazla yer değiştirmek istemiyorlardı. Bu nedenle insanlardan uzak, kimsenin uğramak istemeyeceği ücra bir yerdeydi. Küçük bir arazi ve etrafı ormanla çevrili geniş bir düzlük. Böylelikle üç yaşındaki çocuklarını daha rahat yetiştirebileceklerdi.Üç yaşındaki Cenk doğar doğmaz gariplikler silsilesini peşinden getirmişti. Doğduğu gün doğumhanenin tüm elektrik lambaları patlamış hissedilir derecede bir enerji dalgası etrafa yayılmıştı. Aile ve hastanedekilerin bu durumu Cenk’ten bilmeleri mümkün değildi. Kim bir bebeğin elektrik lambalarını patlatıp şok dalgası yayacağını düşünebilir ki?
Cenk bebek aylıkken beşiğinin üzerine asılı rengarenk oyuncakları hareket ettirip onlara dokunmadan sağa sola fırlatabiliyordu. Anne ve babası çocuklarında gariplik olduğunu fark etmişlerdi ama bu garipliğe neyin sebep olduğunu bir türlü bulamıyorlardı. Cenk bir yaşına geldiğinde yürüyebiliyor ve normal bir insanın kaldıramayacağı eşyaları bir bakışıyla yerinden hareket ettirip havaya kaldırabiliyordu.
Eşyaları hareket ettirebilmek Cenk için keyifli bir oyundan ibaretken onu görenler şeytan olduğunu düşünüp korkarak kaçmalarına sebep oluyordu. Bu nedenle anne ve babası sürekli başka yerlere taşınarak çocuklarını güvende tutmaya çalışıyorlardı.
Cenk'in psişik güçlerinin olması, insanlar için ürkütücü olsada anne ve babası alışmıştı. Oğullarını gözden uzak bir yerde büyütmek en mantıklısı diye düşünüyorlardı.
Yeni taşındıkları evde kutuları açarken Cenk'in ağlamasıyla beraber ikisi de aynı anda durdular. Anne hızla merdivenlerden yukarı koşmaya başladı çünkü eğer zamanında Cenk'i sakinleştiremezse odasındaki tüm eşyaların havada uçuşacağını iyi biliyordu. Cenk üzüldüğünde, kızdığında ve acıktığından kontrolden çıkıyor ve eşyaları hava da uçurarak duvarlara çarpıyordu. Bir keresinde az kalsın televizyonu üzerine düşürüyordu.
Anne hızla bebek odasına girip Cenk'i yatağından aldı ve sakinleştirmeye çalıştı. Göğsünü açan annenin memesini emmek Cenk için en büyük sakinleştirici sayılırdı. Cenk bir yandan sütünü emerken küçük parmaklarıyla annesine dokunuyor ve onun gözlerine bakıyordu.
O anda alt kattan büyük bir gürültü geldi. Dış kapı kırılmış ve Cenk'i babası bağırmıştı.
"Kaçın!"
Cenk'in annesi Sibel kucağında bebeğiyle ne yapacağını bilemez bir şekilde sağa sola koşturmaya başladığı sırada kocasının feryat dolu çığlığını duydu. Sibel'in kaçabileceği hiçbir yer yoktu. Alt kata inip kapıdan çıkmalıydı ama aşağıda onu neyin beklediğini bilmiyordu.
Bebek odasındaki dolabı kapının önüne devirip duvarın dibine sindi. Kocasından hiç ses gelmiyordu. Annesinin gerginliğini hisseden Cenk de gerilip ağlamaya başladı. Lambadaki elektrik azalıp çoğalmaya başladı. Sibel, merdivenlerden yukarıya doğru birilerinin çıktığına işaret eden ayak sesleri duymaya başlayınca iyice panikledi. Oğlunun ağzını hafifçe kapatarak ağlamasına engel olmaya çalışıyordu. Bu hareket Cenk'i daha da germiş ve psişik gücünün harekete geçmesini sağlanmıştı. Beşiği yavaş yavaş havalanırken lamba aniden patladı. Kapının önüne devrilmiş olan dolap olduğu yerde sallanıp duruyordu. Bebek odasındaki camlar binlerce parçaya bölünüp odaya saçıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜLÜ AŞKIN YARAMAZ ÇOCUKLARI
Teen FictionBüyülü ve fantastik bir aşkın iki zıt karakteri. Yaşamaktan zevk almayan Sena'yı bir gün biri ziyaret eder. Bu ziyaretçi Sena'nın odasındaki aynadan çıkıp gelir ve diğer dünyadan geldiği söyler. Sena'yı diğer dünyaya gönderirken aynadan çıkıp gelen...