20.Bölüm

20 6 9
                                    

SENA

Melisa, Aras’ın dediği kadar ruhsuz ve duygusuz biri. Aynadan çıkıp geldiğinde yüzünde ufacık bir hüzün belirtisi yoktu. Neredeyse gülümsüyor bile denebilirdi. Aniden yüzüne attığım tokat onda şık etkisi yapmıştı. Sanki tokadı Ton’a atmış gibi Ton elini yanağına götürdü.

“Bu da neyin nesi? Sen bu şekil de mi hoş geldin diyorsun?”

Dedikten sonra yüzüme ifadesiz bir şekilde baktı.

“Her şey senin yüzünden oldu. Annem senin yüzünden öldü. Başıma gelen her şeyin sebebi sensin. Hayatımı mahvettin.”

Aras ve Ton şaşkın bir şekilde bize bakıyorlardı.

“Sanki mükemmel bir hayatın vardı da ben onu bozmuşum gibi konuşuyorsun. Kusura bakma da ben senin dünyada iken annen kendi yatağında öldü. Ben ona ne yapmış olabilirim. Biraz suçu kendiniz de arayın. Benim annem öldürüldü ve muhtemelen siz onu korumak için hiçbir şey yapmadınız.”

“İşte senin suçun tam da bu. Annenin yanında olsaydın onu korurdun. O ölmeseydi benim annem de ölmezdi.”

Bu söylediğimde yüz de yüz haklıydım. Eğer dünyaları değişmeseydik o annesini korumanın bir yolunu bulurdu. Ben onun kadar zeki ve güçlü değilim.

“Dünyanızı yaratıklardan korumaya çalıştığım için özür dilerim.”

“Kızlar biraz sakin olun.”

“Aras sen çeneni kapat.”

Aras kafasını önüne eğince benim zoruma gitti. Ona karşılık vermesini beklerdim.

“Ona bağırma. Senin hiç kimseye bağırmaya hakkın yok. Şimdi beni hemen annemin yanına götür. Onu son kez  görmek istiyorum.”

“Kusura bakma ama bunu yapamam.”

“Ne demek yapamam? Yüzüğünün şarjı mı bitti. İtiraz kabul etmiyorum. Annemi son kez görmek istiyorum.”

“Sena, istersen biraz dışarı çıkıp konuşalım. Umarım anlatacaklarımdan sonra neden yapamayacağımı anlarsın.”

“Konuşmak değil annemi görmek istiyorum.”

Dedikten sonra daha fazla dayanamayıp yine ağlamaya başladım. Aras’ın bana dokunması veya elimi tutmasına ihtiyacım vardı ama o kafası önünde yerinden kıpırdamadı.

“Ton, Aras siz biraz çıkıp hava alın. Bizim özel olarak konuşacaklarımız var.”

Ben masaya dirseklerimi dayamış yüzümü avuçlarım arasına alarak ağlarken Ton ve Aras montlarını giyip sessizce çıktılar. Melisa masanın karşısına geçip tam karşımda oturdu.

“Sena, bak anneni göreceksin sana söz veriyorum. Ama öncesinde sakin olup anlatacaklarımı dinlemen gerekiyor.”

Gözyaşlarımı silip ellerimi masada birleştirdim. Derin bir nefes alıp içimi çektim. Annemi görmeme ne engel olacakmış onu merak ettim.

“Tamam sakinim. Bana söyler misin, neden şimdi gidemiyoruz?”

“Gidemezsin çünkü yapacak işlerimiz var.”

“İyi de annemin vakti yok. Onu gömerler. O yapılacak işler sonra da yapılabilir.”

“Anneni gömemezler çünkü...”

“Neden gömmeyecekler. Yoksa benim annem de senin ki gibi yandı mı?”

İnşallah öyle bir şey olmamıştır diye içimden dua ettim. Melisa şaşkın bir şekilde “Annemi yaktılar mı?” diye sordu.

BÜYÜLÜ AŞKIN YARAMAZ ÇOCUKLARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin