Hale ayakta belki on saattir bekliyordu. Yada beş bilemediniz üç...
Ona on saat gibi gelen beş dakika da olsa ayakta beklemek kendisi için zor olmaya başlamıştı. Halil önündeki evrakları okuyor, çeviriyor imzalıyor, bir daha okuyor bir daha imzaliyordu. Hale bu sırada zaman geçirmek için etrafına bakindi. 'Aman Allah'ım' dedi kendi kendine. Oda büyüktü evet ama camlı bölme bir balkona açılıyordu ve manzara... Tarif edilemez guzellikteydi. Kendini Halil'in yerine koyup bütün gün o balkonda oturduğunu düşündü. Çayı önünde, ayaklarını uzatıp hayattan kopmuscasina günlerce oturduğunu..."Beğendin mi? "
Hale Halil'in söylediği sözlerle hayallerinden çıktı.
" Neyi? "
" Gel takip et beni. "
Hale balkona doğru giden Halil'i takip etti. Kafasından geçen sesi okumuş gibi kendisini balkona çağırmıştı. Hale bunun için bile bu adamın çakma sevgilisi olabilirdi. Balkona çıkarken kendi kendine düşündüklerine güldü. Bu sırada Halil kendisine anlamsız gözlerle bakıyordu. Kendini mahcup hissetti ve balkona çıktı.
*******
Halil önündeki dosyaları okumaya çalışıyordu fakat okuyamıyordu. Karşısındaki kıza ne söyleyeceğini planlamaya çalışıyordu. Kafasına göre konuşacak değildi. Mutlaka düzgünce dusunmeliydi. Bir sayfa daha çevirdi. Dosyadaki kağıtlar bitmişti. Dosyayı kapattı ve kıza döndü. Kız balkondan dışarı bakmış ve filmlerdeki gibi hayal alemine dalmış gözüküyordu. Kendisi bu kadar gerginken o nasıl bu kadar sakin olabiliyordu. Şaşırmıştı.
"Beğendin mi? "" Neyi? "
Sorusuna şaşkınlıkla cevap veren kıza baktı. Kendi gerginliğini atmak için de en iyi yolun balkonda biraz temiz hava almak olabileceğini düşündü.
" Gel takip et beni. "
Halil önden balkona doğru yöneldi. Balkona çıktığında arkasını döndü ve kızın kendi kendine güldüğü gördü. Bu kız deli olabilir miydi? Kesin deliydi yoksa bir insan neden kendi kendisine gülsün ki? Şimdi gel de bu kıza dert anlat diye düşündü Halil.
******
Hale balkon demirine yaklaşıp manzaraya bakmak, anın tadını çıkarmak istiyordu fakat Halil'in bakışları arasında ve konuşacaklari konunun gerginliği nedeniyle bunu yapmanın doğru olmayacağını düşündü. Büyük ihtimalle az önce kendi kendine güldüğü için Halil'in kendisini deli sandığını bile düşündü.
"Şey. Ben de sizinle konuşmak istiyordum aslında. Yiğitle ilgili. ""önce sen mi konuşmak istersin ben mi konuşayım?"
"Siz buyurun. "
"Tamam. Ben konuşurken lütfen sözünü kesme olur mu?"
Hale olur anlamında kafasını salladı.
"Birincisi iş yerine geldiğin zaman bir takım elbise yada en azından daha ise uygun şeyler giymen gerekiyor. Bir takım elbise yada uygun birşeylerin var değil mi? "
Hale anlamsizca Halil'e bakıyordu.
Halil ise sinirlenmeye başlamıştı daha henüz konuşmaya baslamamisken hem de." Cevap vermeyecek misin? Sana soruyorum. "
"sözümü kesme deyince. Ben... Sey yapmak istemedim. Yani... Var uygun kıyafetlerim demek istiyorum."
Halil kızın karşısında ne geveledigini anlamaya çalışırken, Hale yerin dibine girmek istiyordu.
"Tamam o zaman. İkinci olarak bu sabah olanları unutmalısın. Herhangi biri de olabilirdi ama o anda sen denk geldin. Tamamen tesadüf. "
"Benim için sorun yok. Ama sorun olacak Yiğit var. Onu ne yapmalıyız. Ben diyorum ki gerçeği söyleyelim."
"Olmaz. Söyleyemeyiz. "
Halil Yağmurun gözünde daha fazla küçük dusemezdi. Yiğit öğrenirse Yağmur da ogrenirdi ve yıllar sonra bile hala yalnız yaşadığını, monoton bir hayatın içinde olduğunu anlaması uzun surmezdi. Bunu göze alamazdı. En azından şimdilik.
Hale ise Halil'in yüzünde ciddi bir olay olduğunu görüyordu. Eski sevgilisine yalan söyledim demek doğru olmazdi elbette. Bunu dusunememisti.
"O zaman ne yapacağız? "" Düşünüyorum. Bana bir saniye ver. "
Hale karşısındaki adama baktı. Ciddi bir ifadesi vardı. Icsesi yine devreye girmişti: 'Fena bir adam da değil. Yakışıklı bile sayılır. Kız neden terk etmiş ki acaba? Neden olacak soğuk hallerine dayanamamistir. Manzaraya karşı da zengin filmlerindeki başrol oyuncuları gibi gözüküyor.'
İç sesine kalsa adama sarılıp beni bırakma askim diyecekti. İnsanı iç sesi rezil de eder vezir de. Hale iç sesini susturmaya çalışıyordu. 'Adam itici bir kere. Soğuk bir tip. Hiç tipim değil çok şükür.'Bu sırada Halil kafasında yüz tane şey geçirdi. Ama en doğru olanı bulmuş gibiydi. Bunu karşısındaki kızla paylaşmaya karar verdiğinde karşısındaki kızın kendisine dikkatlice baktığını gördü.
Elleriyle burdayım işareti yapınca Hale de kendine gelebildi. Oğlana deli gibi yakalanmasinda 2. Hadisesini de yaşamıştı. Hadisenin yeni single da ne güzeldi. Ama şimdi konu bu değildi.
"Şey bende düşünüyordum. Ne yapabiliriz diye. Orta bir Yol... Bulamadım yani. ""Hiç şüphem yok düşündüğüne. Neyse. Bak şöyle yapıyoruz. İş yerinde ve dışarda Yigitin olmadığı yerlerde iki yabancıyız sen stajyer ben müdür."
'Aman kafama kak bu durumu'. "Evet. Yigitleyken?""Pek bir araya geleceğimizi zannetmiyorum ama biraraya gelirsek de sevgili rolü yaparız. Bu kadarını yapabilirsin değil mi? Yapar mısın yani? "
Hale, bu işe girmesinde ve kendisini her anlamda korumasını düşününce ona yardım edebileceğini düşündü. Böylelikle ona minnettar olmasına gerek kalmayacaktı.
" Tamam. Bana uyar. Yapabilirim. "" Tamam. Şimdi çıkabilirsin. "
Hale şaşkın bir şekilde Halil'e baktı. Kovuyor muydu odasından kendisini?
Halil de Hale nin kendisini yanlış anladığını düşünmüş olacak ki ona cevap verdi:"Daha fazla dikkat çekme istersen. Sonuçta daha ilk günden bu kadar odamda kalman göze carpabilir. "
Halil haklıydı. Hale hemen balkondan odaya, odadan da dışarı çıktı. Feride kendisine anlamsizca bakıyordu. Kısa bir gülümseme yollayıp ofise doğru yürüdü. Ofiste kimse yokluğunu farketmemis gibiydi. Yiğit hariç.
![](https://img.wattpad.com/cover/43040809-288-k382651.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALİL ile HALE (tamamlandı)
RomanceHalil, bir şirkette müdür olarak çalışır. Monotonluktan ve tek duzelikten hoşlanır. Hale'nin ise hareketli bir hayatı vardır. İşsizdir ve halasiyla yaşar. İkisinin hayatı ilginç bir şekilde kesişir ve bir yıl boyunca aynı şirkette çalışmak zorunda...