Alışmak

133 21 6
                                    

Bir geziye çıkıyoruz

Yolumuzda

Ne varsa hepsini alıyoruz

Görünmüyor önümüz

Tutuyor musun elimi?


Seviyoruz

Aynı çiçekten

Ve bu ölümcül içecekten

Söyleniyorum ortalığa

Burada mısın?...


Şarkı söylemeyi kesti, "Duyuyor musun?" diye derin bir iç çekti.

Ebeveyn 1, iki gündür olduğu gibi, o sabah da, pazartesi sabahı da  Peter'ın ruhsuz bedeninin yanındaydı.

Pazartesi sabahı, şarkılar söylemeye de başlamıştı. Bu şarkıları Peter da biliyordu... Yoğun bakımdaki bir insan misali belki o da ebeveynini duyup uyanır diye bekliyordu başında. Ama olmuyordu. Uyanmıyordu.

Olsundu, o yine beklerdi. Bekleyecekti oğlunu.

Pazartesi sabahı, herkes erkenden uyanıp işe veya okula gitmek için hazırlanırken Ebeveyn 1'in görevlerini de diğerleri yaptı. Ebeveyn 2, onun iş yerini arayıp bugün gelemeyeceğini haber verdi. Kahvaltıyı hafta sonunda da olduğu gibi yine onsuz ettiler. Hepsi ceketlerini alıp evden çıkarken ona el salladılar.

Çocuklar zaten bu duruma çoktan alışmışlardı fakat Ebeveyn 2 onların psikolojilerinden endişeleniyordu.
Kendi kardeşlerine karşı bu kadar duyarsız oldukları için değil, kardeşlerini önemsemediklerinden de değil; kardeşlerinin yaptığı bu hatalı davranıştan etkilenirler diye.

Haley, Steve ve Remy evin içindeki cenaze havasından şikayet edip duruyorlardı. Ne zaman odalarında kıkırdayıp gülseler, Ebeveyn 3 gelip onlara kızıyordu. "Bu hiç adil değil." demişti Remy, "Biz sus pus oturalım ve Peter orada, her ne cehennemdeyse istediği kadar eğlensin! Nesine üzüleyim? Hangi kitabın içine girdiğini bile bilmiyoruz! Belki de Grinin Elli Tonu* gibi bir kitapta, olamaz mı!"

"Remy!" diye çıkışmıştı Ebeveyn 3. "Hayatta olup olmadığını bile bilmiyoruz! Ne saçmalıyorsun!"

"Hayatta olmasa bile bu kendi hatası." dedi Steve.

Haley bir şey demedi. O günden güne biraz daha endişeleniyordu, her ne kadar kendinden bile saklamak istese de. Ama bunu belli edemezdi. Ederse diğerleri onu dışlarlardı. "Evet öyle." diyebildi sadece.

Sonra Ebeveyn 3 siz ne biçim safirlersiniz bakışı atıp odadan çıkmıştı.

Evin içindeki düzen bozuldukça huzur ortamı da bozuluyordu. Ebeveyn 1'in gözlerindeki morluklar günden güne büyüyor ve diğer ebeveynlerin  dillerinde tüy bitiyordu. Alışmaları gerektiğini biliyorlar fakat kabullenemiyorlardı... Hiç değilse artık gelen giden ziyaretçileri azalmıştı.


*Grinin Elli Tonu: Zaten biliyorsunuzdur ama hani olur da bilmeyen çıkarsa diye, bu kitap oldukça cinsellik içeriyor.

Not: Eleştirmeyi ve oylamayı unutmayınız.^^

Paralel Evren (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin