《14》

3.7K 107 3
                                    

Yazardan

Savcının dudaklarının kendininkiler üzerinde olduğunu anlaması geç sürmüştü . Gözlerini hızla açınca savcının kapalı gözlerini gördü . Savcı ise dudaklarının altındaki dudaklardaki ateşten uzak kalamıyor daha da ileri gitmek istiyordu . Onu bu hamlesinden , Efsunun kendini olanca gücüyle iten kolları durdurdu . Dudakları ayrılan ikili şok içerisinde birbirlerine bakıyordu . Savcı hala olan şeyin etkisinden çıkamamıştı . Efsun ise  savcının elinde gördüğü anahtarı hızla kapıp aldı . Eli ayağına dolaşırcasına kapı kilidini zorladı . Kilidin açılma sesini duyunca kurtuluşa ermiş gibi kapıyı açıp kendi odasına koştu . Arkasında ise duvara boş boş bakan savcı Demir'i bırakmıştı . Savcı yeni yeni kendine geliyor, az önceki yaptığı şeyin nedenini sorguluyordu . Kaçıp giden Efsun'un ardından kendi odasının kapısını kapattı . Yavaşça yatağının üzerine oturdu . Eliyle başını kaşıyor , onu ne için burada tuttuğunu kendine hatırlatmaya çabalıyordu .  Ona zulmetmek isterken ona daha fazla çekiliyordu . Bunu farketti . Kendi kendine ayaklanıp odanın ortasında bir o tarafa bir bu tarafa gidip gelip kendi kendine söyleniyordu . Babasının gözleri önünde öldürüldüğü an canlandı gözlerinde . Babasını öldüren adamın kızını az önce öpmüştü .  O adamın kendisini de ailesini de yok etmek isterken şimdi onun kızı tarafından büyüleniyordu .  Sinirden yumruğunu dolaba vurdu . Ne yaptığına , neden yaptığına anlam veremiyordu . Babası öldürüldüğünde Efsun kaç yaşındaydı diye düşündü .  Sonra efsun'un hiç dünyada olmadığını bile farketti  . Babasının ölümünden 2 veya 3 yıl sonra doğmuştu . Adnan Yaman'ın suçunu ondan çıkarabilir miydi diye düşündü ... düşüncelerinden kurtulamıyordu . O an Efsun'un Adnan Yaman'ın kızı olmasaydı her şeyin daha farklı olabileceğini düşündü.  Düşünceleri beynini zorluyordu . Odadan hızla çıkıp çekmecelerde ağrı kesici aramaya başladı . Eline gelen ağrı kesiciyi alıp musluğa yöneldi . Doldurduğu suyu alıp iki ağrı kesiciyi alıp ağzına attı . Başına dikilen ağrının neden olduğunu  anlıyordu .tekrar odasına döndü . O odasına dönderken efsun ise odasına girdiği andan beri lavaboda ağlıyor , suyla dudaklarında sanki kir varmış gibi ovalamaya çalışıyordu . En sonunda durdu .  Yüzünü yıkadı . Odasına dönüp  kıyafetlerini değiştirdi . Kendini yorganın altına attı . Dayanamıyordu , Demir'in ona dokunmasına . Hele ki az önce onu öpmüş olduğunu hatırlayınca iyice çıldırıyordu . Kendini sakinleştirmeye çabalıyordu .  Yorgunluk bedenini ele geçirip Efsun'un uyumasına neden oldu .. savcı  ise daha fazla evde durmayıp çıktı . O gece  sabaha kadar işle meşgul olmak için ayrı bir çaba sarfetmişti . Aklına Efsun düşünce hemen başka bir işi yapıyor , sanki düşüncelerinden kaçıyordu . Bazen duraksayıp çıkar yol bulmaya çabalıyordu . Bazen işin ortasında elini dudaklarına götürüyor dudaklarındaki eksikliği farkediyordu . Kendine kabul ettiremese de Efsun'a aşık olmuştu . Ama nasıl yürütecekti bilmiyordu .  Telefonu aldı Efsun'a mesaj yazdı :

"Birkaç gün eve gelmeyeceğim , evden ayrılma "

Efsun bu mesajı uyandıktan sonra farketti .  Savcı o gün arabaya atlayıp Urfa'ya sürdü . Bir şeylere cevap bulması gerektiğini biliyordu . Oradaki çocukluk arkadaşıyla konuşmak istiyordu . Akşama doğru Urfa'ya girdi . Iş yerlerinin önünden bir bir geçip bir baharatçının önünde aracı parketti   .  Tereddütle içeri girmeye çalıştı . Baharatçıda çalışan gençlerden birine cekinerek sordu :

"İhsan Eroģlu burada mı ?"

"Patron  biraz önce buradaydı abi . Çıktı şöyle  aşağıya  doğru gitti . Çemenoğlu kahvesine doğru . Belki yakalayabilirsin "

Demir hızla çıktı . Kahvehaneye gitti . Eskiden yaşadığı mahalleyi görmek onun buradaki anılarını canlandırdı . Kahvehanenin içine adım attı . Oturan yaşlı dayılar buna döndüğünde :

"İhsan Eroğlu burada mı ?"

Dayılar köşede sohbet eden birini gösterip sigaralarına geri döndüler.
Savcı o tarafa doğru ilerledi . Masanın önünde durdu .  Oturan  kişilerden İhsan'ı gözlerinden tanımıştı .

"İhsan Eroğlu sen misin ?"

Adam tereddütle ayağa kalktı :

"He benim buyrun , tanıyamadım ?"

Demir ihsanı yıllar sonra görmenin sevinciyle gülümsedi .

"İhsan , Ben Demir.  Demir Özçelik ."

İhsan sanki kafasında şok dalgasından etkilenmiş gibi :

"Amannnnn ! Demir ! Serdar amcanın oğlu "

Bunu duyan kahvehanedekiler de şok geçirdi . İhsan hızla Demir'e sarıldı .

"Nerelerdesiniz Demir  ? Yıllar oldu "

Demir hafif üzüntüyle :

"Uzun yıllar geçti  ihsan . Uzun yıllar..."

İhsan tutup oturttu savcıyı . Konuşmaya başladılar .  Yıllar sonra , küçüklük arkadaşının burada olmasına şokla bakıyordu  gülümsüyor , sohbet ediyordu . İhsan , Demir'in Savcı olmasına çok şaşırmış üstüne  sevinçten bir daha sarılmıştı  .

"Lan Demir,  gel gidelim babam da seni görsün   . Ne çok sevinir yav , yıllar sonra ..."

Demir , Ahmet amcanın hala yaşadığını duyunca şaşırıp mutlu olmuştu .Demiri de alıp kahveden çıkan ihsan , iki katlı bir evin önüne geldiler . Yol boyuncaki sohbette , İhsan , Demirin yeni evlendiğini öğrenmiş tebrik etmişti . Demir ise ihsanın 4 çocuğu olduğunu öğrenip şaşırmıştı . Eve girdiler . Demir kendisini tanımayan yaşlı dedenin elini öptü . Kendisini tanıtınca  adam sevinmiş , Demir'i bağrına basmıştı . Sofra kurulmuş , Dede , Savcıya sorular yöneltiyor geçmişte neler olduğunu anlatmaya başlıyordu . Söz döndü dolaştı babasının ölümüne geldi :

"Oğlum , baban Serdar benim kardeşim gibidir . Çok severim . Gönül isterdi ki az sakin yaşasaydı . Adnan Yaman'ın evini basmasaydı belki de yaşıyor olacaktı  ..."

Demir duyduğu şeyle yemek boğazında kaldı . Babası , ölmeden önce Efsun'un babasının evini mi basmıştı .

Sonraki bölümde görüşürüz.
Vote unutmayınız😊🥰🥰🥰

SAVCI BEY !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin