《15》

3.7K 120 2
                                    

Yazardan

Demir pür dikkat adamı dinliyordu :

"Nasıl yani amca , anlamadım ?"

"Baban Serdarla , Adnan ortaktılar . O zamanlar halıdan çok para kazandılar . İkisinin işini bilmeyen kalmamıştı .  Sonra bir gece biri halı dokuma yerine girmiş.  Soymuş   . Ateşe vermiş mağazayı . Baban da serdar da çok yıkılmıştı . Sonraları ortada dedikodu dolanmaya başlayınca    ..."

"Ne dedikodusu amca ?"

"O zamanlar , Adnan'ın bilerek yaktırdığını söylüyorlardı . Hırs falan anlarsın ya . Ama ben yine inanmadım . Yalancı bir görgü tanıģı çıktı sonra . O vakit baban gidip Adnan'ın evini bastı adamlarıyla . Hatta Adnan'ın o vakit sarışın bir kızı vardı . Babanın adamlarından biri  camdan kaçan  Adnan'ın karısını vurmak isterken kızını vurmuş  , güzelim yavrucak ölmüştü . "

Demir duyduğu şeyle şok geçirmişti . Ne yani , bildikleri hep yanlış mıydı ?

"Sonra  , o zaman Adnan ağır  yaralanmıştı. Adnan'ı vuran da babandı . Adnan  ailesini de aldı çıktı Urfa'dan . Aradan bir hafta geçmedi , Adnan'ın kardeşi de sizin evi bastı . Adnanla Behram birbirinin kopyaları sanki .  Görünce banan da Adnan sandı . Ben de ordaydım . Behram babanı orada vurup kaçtı . Sonra da zaten zindanlarda sürünüp öldü Behram ."

"Nasıl yani amca , babamı vuran adam Adnan değil miydi ?"

"Yok oğlum .   Sen de oradaydın herhal . Zaten Adnan Hastanedeydi . Nasıl kalkıp gelsin o halde .  sesinden tanıdık Behram dı . Daha sonra da zaten halı dükkanını yakanın  Behram olduğunu öğrendik .  Meğer kardeşinin işlerinin iyi gittiğini çekememiş ."

Demir bu duyduklarıyla şok  geçiriyordu. Aldığı tabak önünde öylece kalmıştı. Babasının , Adnan'ı vurduğunu ; hatta babasının adamlarının ise Efsun'un Kardeşini vurduğunu öğrenmişti .  Yani bunca zaman Efsun ve babasının suçu yokmuş . Şimdi karmaşıklaşan olaylar Savcıya büyük bir şok etkisi yaratıyordu .  Sofrayı öylece bırakıp hızla evden çıktı . Kendisini yakalayan Ihsana ise acil gitmesi gerektiğini söylemiş aracına atlamıştı . Gecenin çökmeye başladığını umursamadan son sürat sürüyordu arabayı . Gittiği her yolda Efsun'a ettiği zulüm için kendine küfrediyor , kendini öldüresi geliyordu .yol boyunca bu iç karışıklıklarıyla sürdü aracını .

O yoldayken , hiçbir şeyden haberi olmayan Efsun ise , Zeynep hanımın ısrarıyla yan komşusunda çay içiyordu . Sabah çayına davet etmişti Efsun'u.

"Ay canım geçen gün hızlı kalkınca biz bayağı güldük . "

Efsun aklına savcının onu öptüğu an gelince başını eğdi . Lafı değiştirmeye çabaladı .

"Efsuncuğum , biz demiri taa ilk görev yerinden tanıyoruz canım . O zamanlarda da çok merhametliydi . İnsanlara öyle yardım ederdi ki , onu alacak kızın ne şanslı olduğunu  konuşurduk ."

Efsun , Zeynep hanımın acaba Demir den mi bahsettiğini kendi kendine sorguladı. Merhamet? Ve Demir ?

Zeynep hanım konuşmaya devam etti :

"Şimdilerde , sanki evliliğinde biraz sorunlar seziyorum canım. Her evlilikte olur böyle şeyler. Belki Demir kendini anlatamıyor olabilir . Zaten hep kendi içine atan biriydi.  Sen gençsin . Hemen cevaplar bekleyebilirsin . Ama ona da şans ver kendini anlatması için . "

Efsun , evliliğindeki bu sorunların dışarıdan nasıl farkedildiģine anlam veremedi  içini korku aldı . Ya savcıya bir şey derse , ve savcı Efsun'un,  Zeynep hanıma bir şey anlattığını düşünürse diye korktu .  Zeynep hanım bunu farketti :

"Canım merak etme . Bunlar aramızda . Herhangi bir sorunun olduğunda buradayım . Bana anlatabilirsin .   "

"Ah teşekkür ederim Zeynep abla. Şey ben kalkayım izninle "

Zeynep hanımla vedalaştıktan sonra eve geçti  efsun . Telefonunu kontrol etti . Ne bir mesaj ne de bir arama vardı . Savcı nereye gitmiş olabilir diye düşündü . Gelecek miydi , yemek yapmalı mıydı , ya yemek yapmaz da gelirse ona kızar mıydı diye düşünüp hızla öğle yemeği hazırlamaya başladı .

Kapının önünde arabasını bırakan savcı gece boyunca gözünü kırpmadan araç sürmüştü. Şimdi ise kıpkırmızı gözleriyle evin kapısının önünde , açmakla açmamak arasında gidip geliyordu . İçeri girerse , Efsun'un yüzüne nasıl bakacaktı .kapıyı zor da olsa açıp girdi . İçeriye giren savcıyı gören Efsun  söze girdi ;

"Yemeģi hazırladım . Yiyecek misin ?"

Savcı , Efsun'un sözüyle duraksadı  gözlerini efsununkilere kilitledi . Ondan nasıl af dileyecekti . Ne yapacaktı , kendini nasıl affettirebilecekti ki .
Efsun ise , savcının gözlerindeki kızartıyı görünce şaşırmıştı .

"Iyi misin ?"

Diye sordu .Savcı sadece kafasını olumsuz anlamda sallayıp kafasını yere indirdi .  Efsun , savcıdaki bu garipliģi çözemiyordu . Karşısında zalim bir adam değil de yıkılmış biri görüyordu . Savcı yavaşça üçlü  koltuğun başın oturup gözlerini  duvara kilitledi . Kafasında tonlarca şey dönüyor bunun altından kalkamıyordu . Efsun ise onun bu haline anlam veremiyor , ne olduģunu merak ediyordu . Acaba kötü bir haber mi aldı diye düşünüp ona yaklaştı .

"Şey , kötü bir şey mi oldu ?"

Savcı olduģu yerde dikleşti . Ne diyecekti ki ? Nasıl anlatacaktı ?  Efsun,  savcı acaba hasta mı oldu diye kontrol etmek için elini  savcının alnına koydu. Savcı ise alnına değen bu sıcak el ile sanki beyni boşalıyormuş gibi hissetti. O eli bileğinden yakaladı . Efsun'u ani bir korku sardı .  Diğer eliyle Efsunu belinden tutup kendi kucağına oturttu . Efsun bir anda şok geçirdi . Savcı ise kucağında duran karısının omzuna başını koyup , artık yıllardır içinde tuttuğu gözyaşlarını bıraktı .  Efsun kucağında oturduğu savcının ağlama sesini farkedince olduğu yerde kilitledi , hareket edemedi.





Sonraki bölümde görüşürüz.

Vote unutmayınız 🥰

SAVCI BEY !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin