Yazardan
Demir pür dikkat adamı dinliyordu :
"Nasıl yani amca , anlamadım ?"
"Baban Serdarla , Adnan ortaktılar . O zamanlar halıdan çok para kazandılar . İkisinin işini bilmeyen kalmamıştı . Sonra bir gece biri halı dokuma yerine girmiş. Soymuş . Ateşe vermiş mağazayı . Baban da serdar da çok yıkılmıştı . Sonraları ortada dedikodu dolanmaya başlayınca ..."
"Ne dedikodusu amca ?"
"O zamanlar , Adnan'ın bilerek yaktırdığını söylüyorlardı . Hırs falan anlarsın ya . Ama ben yine inanmadım . Yalancı bir görgü tanıģı çıktı sonra . O vakit baban gidip Adnan'ın evini bastı adamlarıyla . Hatta Adnan'ın o vakit sarışın bir kızı vardı . Babanın adamlarından biri camdan kaçan Adnan'ın karısını vurmak isterken kızını vurmuş , güzelim yavrucak ölmüştü . "
Demir duyduğu şeyle şok geçirmişti . Ne yani , bildikleri hep yanlış mıydı ?
"Sonra , o zaman Adnan ağır yaralanmıştı. Adnan'ı vuran da babandı . Adnan ailesini de aldı çıktı Urfa'dan . Aradan bir hafta geçmedi , Adnan'ın kardeşi de sizin evi bastı . Adnanla Behram birbirinin kopyaları sanki . Görünce banan da Adnan sandı . Ben de ordaydım . Behram babanı orada vurup kaçtı . Sonra da zaten zindanlarda sürünüp öldü Behram ."
"Nasıl yani amca , babamı vuran adam Adnan değil miydi ?"
"Yok oğlum . Sen de oradaydın herhal . Zaten Adnan Hastanedeydi . Nasıl kalkıp gelsin o halde . sesinden tanıdık Behram dı . Daha sonra da zaten halı dükkanını yakanın Behram olduğunu öğrendik . Meğer kardeşinin işlerinin iyi gittiğini çekememiş ."
Demir bu duyduklarıyla şok geçiriyordu. Aldığı tabak önünde öylece kalmıştı. Babasının , Adnan'ı vurduğunu ; hatta babasının adamlarının ise Efsun'un Kardeşini vurduğunu öğrenmişti . Yani bunca zaman Efsun ve babasının suçu yokmuş . Şimdi karmaşıklaşan olaylar Savcıya büyük bir şok etkisi yaratıyordu . Sofrayı öylece bırakıp hızla evden çıktı . Kendisini yakalayan Ihsana ise acil gitmesi gerektiğini söylemiş aracına atlamıştı . Gecenin çökmeye başladığını umursamadan son sürat sürüyordu arabayı . Gittiği her yolda Efsun'a ettiği zulüm için kendine küfrediyor , kendini öldüresi geliyordu .yol boyunca bu iç karışıklıklarıyla sürdü aracını .
O yoldayken , hiçbir şeyden haberi olmayan Efsun ise , Zeynep hanımın ısrarıyla yan komşusunda çay içiyordu . Sabah çayına davet etmişti Efsun'u.
"Ay canım geçen gün hızlı kalkınca biz bayağı güldük . "
Efsun aklına savcının onu öptüğu an gelince başını eğdi . Lafı değiştirmeye çabaladı .
"Efsuncuğum , biz demiri taa ilk görev yerinden tanıyoruz canım . O zamanlarda da çok merhametliydi . İnsanlara öyle yardım ederdi ki , onu alacak kızın ne şanslı olduğunu konuşurduk ."
Efsun , Zeynep hanımın acaba Demir den mi bahsettiğini kendi kendine sorguladı. Merhamet? Ve Demir ?
Zeynep hanım konuşmaya devam etti :
"Şimdilerde , sanki evliliğinde biraz sorunlar seziyorum canım. Her evlilikte olur böyle şeyler. Belki Demir kendini anlatamıyor olabilir . Zaten hep kendi içine atan biriydi. Sen gençsin . Hemen cevaplar bekleyebilirsin . Ama ona da şans ver kendini anlatması için . "
Efsun , evliliğindeki bu sorunların dışarıdan nasıl farkedildiģine anlam veremedi içini korku aldı . Ya savcıya bir şey derse , ve savcı Efsun'un, Zeynep hanıma bir şey anlattığını düşünürse diye korktu . Zeynep hanım bunu farketti :
"Canım merak etme . Bunlar aramızda . Herhangi bir sorunun olduğunda buradayım . Bana anlatabilirsin . "
"Ah teşekkür ederim Zeynep abla. Şey ben kalkayım izninle "
Zeynep hanımla vedalaştıktan sonra eve geçti efsun . Telefonunu kontrol etti . Ne bir mesaj ne de bir arama vardı . Savcı nereye gitmiş olabilir diye düşündü . Gelecek miydi , yemek yapmalı mıydı , ya yemek yapmaz da gelirse ona kızar mıydı diye düşünüp hızla öğle yemeği hazırlamaya başladı .
Kapının önünde arabasını bırakan savcı gece boyunca gözünü kırpmadan araç sürmüştü. Şimdi ise kıpkırmızı gözleriyle evin kapısının önünde , açmakla açmamak arasında gidip geliyordu . İçeri girerse , Efsun'un yüzüne nasıl bakacaktı .kapıyı zor da olsa açıp girdi . İçeriye giren savcıyı gören Efsun söze girdi ;
"Yemeģi hazırladım . Yiyecek misin ?"
Savcı , Efsun'un sözüyle duraksadı gözlerini efsununkilere kilitledi . Ondan nasıl af dileyecekti . Ne yapacaktı , kendini nasıl affettirebilecekti ki .
Efsun ise , savcının gözlerindeki kızartıyı görünce şaşırmıştı ."Iyi misin ?"
Diye sordu .Savcı sadece kafasını olumsuz anlamda sallayıp kafasını yere indirdi . Efsun , savcıdaki bu garipliģi çözemiyordu . Karşısında zalim bir adam değil de yıkılmış biri görüyordu . Savcı yavaşça üçlü koltuğun başın oturup gözlerini duvara kilitledi . Kafasında tonlarca şey dönüyor bunun altından kalkamıyordu . Efsun ise onun bu haline anlam veremiyor , ne olduģunu merak ediyordu . Acaba kötü bir haber mi aldı diye düşünüp ona yaklaştı .
"Şey , kötü bir şey mi oldu ?"
Savcı olduģu yerde dikleşti . Ne diyecekti ki ? Nasıl anlatacaktı ? Efsun, savcı acaba hasta mı oldu diye kontrol etmek için elini savcının alnına koydu. Savcı ise alnına değen bu sıcak el ile sanki beyni boşalıyormuş gibi hissetti. O eli bileğinden yakaladı . Efsun'u ani bir korku sardı . Diğer eliyle Efsunu belinden tutup kendi kucağına oturttu . Efsun bir anda şok geçirdi . Savcı ise kucağında duran karısının omzuna başını koyup , artık yıllardır içinde tuttuğu gözyaşlarını bıraktı . Efsun kucağında oturduğu savcının ağlama sesini farkedince olduğu yerde kilitledi , hareket edemedi.
Sonraki bölümde görüşürüz.
Vote unutmayınız 🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI BEY !
ChickLitİntikam hırsıyla yanıp tutuşan Savcı Demir Özçelik , babasının düşmanının kızı Efsun ile evlenip onun hayatını mahvederek intikamını alacağını düşünüyordu . Kim bilebilirdi ki masum köylü kızı Efsun onu nasıl büyüleyecekti ... *Yaş Farkı *Hikayede...