merhaba,
doja cat alnına dilara yazdırmış gibi bir gün.danilo
alicanyanımda uyuklayan bedenin evine nihayet vardığımda kolundan dürterek uyandırmaya çalışıyorum onu.
"barış kalk geldik."
dürttüğüm elime sarılıyor. "irem." diye mırıldanıyor. "iremim affet beni."
kaçıncı olduğunu bilmediğim göz devirmemi yapıyorum. yanımdaki eleman sevgilisinden ayrılmış, beni arıyor sabahın bu vaktinde. yanına vardığımda denize düşmekten son anda kurtarıyorum onu. hiç kafası çalışmıyor bu çocuğun.
"barış kalk git evine yemin ediyorum döveceğim seni bugün."
aralıyor gözlerini, sırıtıyor yüzüme bakıp. "aa" diyor. "şefim siz de mi buradaydınız." yüzüne bir tane çaksam sabah hatırlar mı diye düşünüyorum. karşımda yeniden ağlamaya başlayan bedenle bu hareketi gerçekleştirmem çok zor gözükmüyor. "siz bile burdasınız, irem yok."
aldattığın için olabilir mi gerizekalı demek istiyorum. ama daha fazla ağlamasını kaldıramam. gece boyu bunun için ağlıyor zaten. destek olmakta sorun yok fakat benden başka kimse mi yoktu dert yanacak diye de düşünmüyor değilim. oldukça önemli bir anımı bölüyor çünkü bu lavuk.
arabadan inip onun kapısını açıyorum sonra. kollarından tutup kaldırırken pek nazik sayılmıyorum. tarif ettiği adresin doğru olmasını umarak giriyorum binaya. asansör olmayan apartmanda dediği kata çıkana kadar mahvoluyorum. cebinden güç bela çıkarttığı anahtarla kapıyı açıyor, içeri sokuyorum onu.
bulduğum ilk yatağa bıraktığım bedeninin sadece ayakkabılarını çıkarıyorum. o da çarşafının beyaz olduğunu görmemden kaynaklanıyor. başka hiçbir şey yapmadan çıkıyorum evinden. geri arabama binip hızla evime sürüyorum. alican'a geri dönecek halim yok.
evime girdiğim gibi yatağa atıyorum kendimi. bedenim uykusuzluktan geberirken beynim uyumama izin vermiyor. gözümün önünde tekrar tekrar canlanıyor alican'ı öpüşüm. sıcak dudakları, tuttuğum boynunda elimin altında atan nabzı. sonra son sözü beynimin içinde yankılanıyor sanki. 'siktirin gidin.' bütün güzel şeylerin yok olmasına sebep olan iki kelimelik cümle.
kendime sövüyorum bu gece yaptığım her şey için. bugün yaşanan hiçbir şey hayatıma olumlu bir katkı sağlamıyor. alican'ı daha çok sinirlendiriyorum hatta belki de iğreniyor artık benden. açılışa gelme ihtimalini yok ediyorum kendi ellerimle. açılışı geçtim alican'ın bir daha benimle konuşma ihtimalini bile yok etmiş olabileceğimi düşünüyorum.
düşüncelerim durmaksızın kendine yenilerini eklediğinde hissettiğim pişmanlığı bir nebze olsun unutup acıyan gözlerimi rahatlatmak adına yaklaşık altı aydır kullanmadığım uyku ilacımdan içiyorum bir tane. saat 06.12.
geri uyandığımda saatin beklediğimden geç olduğunu fark ederek hızla çıkıyorum yataktan. saat akşam sekizde başlayacak olan açılışımın hazırlığına bensiz başladıklarını düşünüyorum. öğleyi geçeli çok olmuş çünkü.
hızla duşa girip soğuk suyun altına atıyorum kendimi. su vücudumun üzerinden akıp giderken kafamı toplamak için geceye dair ne varsa unutmaya çalışıyorum.
üstüme geçirdiğim gömleğin düğmelerini iliklerken kravat takmaktan vazgeçiyorum. yeterince boğulduğumu düşünüyorum çünkü. gömleği giydiğim pantolonun içine sokup kemerimi bağlıyorum. üzerime ceketimi aldıktan sonra parfümümden birkaç kez sıkıp telefonumu, cüzdanımı ve anahtarlarımı alıp ayrılıyorum evden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
debolezza
Fanfictiondanilo, bu yeni alican'dan pek memnun değildi. bu hikayede geçen kişi ve olaylar gerçek değildir. tamamen hayal ürünüdür.