dodici

1K 75 79
                                    



merhaba, danilo alican'ın açılışına gitmemiş gibi bir gün.

danilo
alican

çağırdığım asansörü beklerken ağrıyan başımı ovuşturuyorum. şu an neden ağrıdığı hakkında bir fikrim yok. sadece kısa bir duş alıp uyumak istiyorum.

gelen asansöre bindiğimde altıncı katın düğmesine basıyorum. aynadaki yansımama baktığımda yorgun aksim karşılıyor beni. bir iç çekip altıncı kata varan asansörden dışarı çıkıyorum.

elimdeki kartla odaya girdiğimde önce ışıkları yakıyorum. sadece çantalarımızı koyup incelemeye fırsat bırakmadan yemeğe indiğimiz odayı şimdi inceliyorum.

normalde tek ben kalacağım için çift kişilik tek bir yatak bulunuyor. bu bende biraz tedirginlik yaratırken karşısındaki koltuğu görünce rahatlıyorum.

yatağın iki yanında komodin üstlerinde de birer abajur duruyor. koltuğun bitişiğinde ikili bir dolap ve dolabın karşısında da aynalı bir antre. antrenin üstünde ise birkaç biblo ve oda spreyi.

incelemem bittiğinde üzerimdeki kabanı çıkarıp askılığa asıyorum. ardından ceketimi de çıkarıyorum. hareketlerim aceleci değil, alican yaklaşık iki saattir otelin barında ve muhtemelen benim uyumamı bekleyecek.

pantolonumdan da kurtulduğumda iç çamaşırımla kalıyorum. banyoya girip onu da çıkarıyorum. hafif soğuk ayarladığım suyun altına kendimi attığımda baş ağrım biraz olsun diniyor. sakince saçımı köpüklemeye başlıyorum.

yaklaşık on dakika sonra tam banyodan çıkacakken odadan gelen bir gürültüyle hareketlerimi hızlandırıyorum. belime bir havlu sarıp hızla kilitlediğim kapıyı açıyorum.

alican yerde, elinde kırıp bibloyla oturuyor. yanına adımlayıp ona doğru eğiliyorum. çenesinden tutup kaldırırken herhangi bir yara olup olmadığına bakıyorum. sergen'in geçen gün açtığı yaralar dışında yarası bulunmuyor. rahatlıyorum.

"ben..." diyor karşımdaki çocuk. bakışları çıplak göğsümdeyken. "...düştüm galiba."

alkol kokusu burnumu yakıyor, bu şirin haline rağmen bu kadar içtiği için kızıyorum ona. yarın erkenden çekime gideceğimizi hiç mi düşünmüyor?

"tamam." diyorum ellerim koltuk altlarına giderken. amacım onu yerden kaldırmak. "kalk hadi."

ellerimi ittiriyor. ardından kırdığı bibloyu gösteriyor bana. gözleri hafif endişeli.

"bunu bize ödetecekler mi?"

elindeki kırıp bibloyu kenara koyup tekrar kaldırmaya yeltenirken cevap veriyorum.

"ben öderim."

bana bakan gözleri âdeta parlıyor söylediğimle. sonra bana yardımcı olarak hızla kalkıyor yanımdan. fakat bu hız ona iyi gelmiyor pek.

"kusacağım."

biraz panikliyorum. gecenin bu saatinde odanın ortasına kusması istediğim bir şey değil.

"banyoya gidelim o zaman."

onu banyoya yönlendirmeye çalışırken tekrar itiyor ellerimi. kafasını iki yana sallıyor.

"hayır girmem banyoya."

sarhoş alican tam olarak küçük bir çocuk gibi davranıyor.

"niye girmiyorsun?"

gözlerini ıslak saçlarıma çıkarıp konuşuyor.

"çok güzel kokuyordur şimdi orası."

duş aldığım için böyle söylediğini anlıyorum fakat anlamadığım şey bunun neden bir sorun olduğu.

debolezzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin