SENCİLEYİN | Texting

29.

Biz mahalleye döneli bir hafta olmuştu ve iki gün sonra da mezuniyetim vardı.

Fazlasıyla heyecanlıydım çünkü mezuniyete Gediz ile katılacaktım.

Duygular ilk günkü gibi tazeyken her şey harika gidiyordu. Ve bizim aşkımız da biteceği benzemiyordu. Her daim diri kalacaktı, inanıyordum.

Şuan masayı hazırlıyordum. Gediz'in gelmesine yarım saat kalmıştı.

Derken kapı çaldı. Hızlıca elimdeki peçeteleri bırakıp kapıya koştum. Kapıyı araladığımda karşımdaki Gediz'e büyükçe gülümsedim. "Hoşgeldin," dediğimde ayakkabılarını çıkarıp içeriye girdi.

"Hoşbuldum sevgilim," dedi o da gülümseyerek.

İçim kıpır kıpır olmuştu bile çoktan.

"Nasılsın?" dedim kapıyı kapatırken. Ona doğru dönmemle dudaklarımızı birleştirmesi bir oldu. Ne olduğunun şaşkınlığına varamadan geri çekildi.

"Artık çok daha iyiyim." dedi.

Bayılacaktım. Cidden, bayılacaktım.

"Gediz," dedim uzata uzata.

"Gediz yer seni," dedi burnumun dibine girerken derin bir sesle.

Ona tatlı tatlı gülümserken birden burnuma gelen koku ile bir durdum.

Şimdi bu yanık kokusu benim kalbimden bana ulaşamayacağına göre yüksek ihtimal mutfaktan geliyordu.

Eyvahlar olsundu, çorba vardı ocakta!

"Ay!" dedim birden. "Çorba!" Sonra yanından hızla ayrılıp mutfağa koştum. Çorbanın altını kapatırken bir yandan da kapağı açıyordum.

Dumanlar çıkmaya başlarken Gediz'in gülüşü doldurdu kulaklarımı.

"Ya bak seni döverim!" dedim sinirle. "Ciddiyim döverim."

"Hatun sert çıktı," dedi. Islık çaldı sonra. "Etkilendim."

"O hatun seni parçalayacak birazdan," dedim. "Yürü hadi üstünü değiştir masaya gel."

"Sen ne dersen o olur bebeğim." dedi gülerek ve kapıdan çekilip odaya ilerledi.

***

"Gediz," dedim uykumun sınırlarında dolanırken. Birlikte film izliyorduk ama ben uyumak üzereydim.

"Hım?" dedi saçlarımda dolaşan eli işine devam ederken.

"Beni hep çok seveceksin değil mi?" dedim. "Çünkü ben seni çok seviyorum."

Benimle saçmalama saatine hoşgeldiniz.

Şimdi niye böyle bir şey söylemiştim ben mesela? Düşünelim tartışalımdı.

"Evet güzelim," dedi. "Sevmemek gibi bir imkanım yok. Ben sanayım. Başkasına gidemem."

"Gitme zaten nereye gidiyorsun?!" dedim mızmızlanarak. Sonra gözlerim doldu. "Gitme bak tamam mı? Ben çok üzülürüm sen beni bırakırsan. Kalbim seni çok seviyor, sen de onu hep çok sev."

"Ben o kalbini hep çok seveceğim canımın içi," dedi. "Ben senin yolunda ölürüm de bırakmam yine de seni."

"Tamam," dedim burnumu çekerken. "Gitmiyorsun."

"Gitmiyorum," dedi gülerek.

"Ya gülme," dedim huysuzlanarak. "Önemli bir mesele konuşuyoruz burada."

"Pardon," dedi gülmeye devam ederken. "Gülmüyorum, tamam."

"Bak hâlâ gülüyorsun," dedim yerime iyice yerleşirken. "Neyse güzel gülüyorsun gül sen hep."

"Tamam," dedi kahkaha atarken.

Gözlerimi kapatırken bu sefer o söyledi adımı.

"Hım?" dedim gözlerim hâlâ kapalıyken.

"Senin bu hallerini çok sevdiğimi biliyor muydun?" dedi.

Gözlerimi araladım. "Ne kadar çok mesela?"

"Bayağı çok," dedi.

"İşte o bayağının miktarını öğrenmek istiyorum." dedim gözlerimi kapatırken.

"Senin beni sevdiğinden daha fazla," dedi.

"Ha," dedim baya baya laf diye. "Çok seviyorsun, tamam."

"Benimki yine beni düşürme peşinde." dedi gülerken. Bir yandan saçlarımla ilgilenmeye devam ediyordu.

"Ya sen böyle benim saçlarımla oynuyorsun ya," dedim. "Benim çok uykum geliyor. Sanki böyle küçükmüşüm, bize misafir gelmiş de annemin kucağına başımı koymuşum uyumak da istemiyorum ama o an o kadar güzel ki çünkü. Aynı o hissi yaşıyorum. Uyumak istemiyorum, hep burada, bu anda kalmak istiyorum."

"Ben de güzelim," dedi. "Ben de."

Sonrası bende koptu. Uykuya teslim oldum. Elimden bir şey gelmedi. Son sözlerim bunlar oldu.

Ben onu çok sevdiğimi hep söylerdim hiç fark etmezdi bana. Söyleyip dururdum yine fark etmezdi.

Ben onu hep çok severdim.

***

bi' koşu dışarı çıkayım gelince güzel yorumlarınızla karşılaşayım olur muuu??? bence olur, çok da güzel olur

hadi gittik