BÖLÜM 24

6 1 0
                                    

Akşam saat neredeyse altıya geliyordu, kilisenin bir metre yüksekliğindeki çinko kulesinin tuhaf çanı içeriden yaşlı Mattu'nun ipi çekmesiyle klank-klank, klank-klank diye çalmaya başladı. Batan güneşin ışıkları uzaklarda yağan sağanak yağmur tarafından kırılıyor, meydanı güzel, renkli bir ışığa bürüyordu. O gün erken saatlerde yağmur yağmıştı ve yine yağacaktı. Kyauktada'nın sayıları on beş olan Hristiyan topluluğu akşam ayini için kilise kapısında toplanmaya başlamıştı.

Flory, gri topi şapkasıyla Mr. Macgregor, yeni yıkanmış talim giysileriyle boy gösteren Mr. Francis ve Mr. Samuel -altı haftada bir kilise ayinine katılmak onların yaşamının en büyük toplumsal olayıydı- şimdiden oradalardı. Uzun boylu, kır saçlı, temiz, renksiz yüzlü, gözlüklü rahip, Mr. Macgregor'un evine gidip giydiği cüppesi ve peleriniyle kilise merdivenlerinde duruyordu. Ona saygılarını sunmak için gelmiş dört pembe yanaklı Karen Hıristiyan karşısında dostça ama biraz çaresiz bir yüzle gülümsüyordu; çünkü iki taraf da birbirlerinin dilinden tek bir sözcük bile anlamıyordu. Bir Doğulu Hıristiyan daha vardı. Bu alçak gönüllü bir şekilde geride duran, hangi ırktan geldiği belirsiz hüzünlü, esmer bir Hintliydi. Kilisedeki bütün ayinlerde bulunurdu, ama hiç kimse onun kim olduğunu ya da niçin Hıristiyan olduğunu bilmiyordu. Kuşkusuz misyonerler onu bebekken yakalayıp vaftiz etmişlerdi, çünkü yetişkin yaşta Hıristiyanlığa döndürülen Hintliler neredeyse hep sonradan dinlerini bırakırlardı.

Flory, Elizabeth'in üzerinde leylak rengi bir giysiyle, yengesinin ve amcasının yanında tepeden aşağı indiğini gördü. O sabah onu kulüpte görmüştü-ötekiler içeri gelmeden önce yalnızca birkaç dakika yalnız kalabilmişlerdi. Kıza yalnızca tek bir soru sordu Flory:

"Verrall temelli gitti mi?"

"Evet."

Daha fazla bir şey söylemeye gerek yoktu. Yalnızca kızı kollarının arasına alıp kendine çekti. Elizabeth isteyerek, hatta sevinçle ona sokuldu - hem de biçimsiz yüzünü acımasızca aydınlatan gün ışığının altında. Bir an için Flory'ye neredeyse bir çocuk gibi sarıldı. Sanki onu kurtarmış ya da bir şeyden korumuştu. Öpmek için kızın yüzünü kendine doğru kaldırdığında ağladığını görüp çok şaşırdı. O sırada konuşmak için hiç zaman olmadı, hatta "Benimle evlenir misin?" bile diyemedi. Sorun değildi, ayinden sonra yeterince zamanı olacaktı. Belki de bir sonraki gelişinde, yalnızca altı hafta sonra, rahip onları evlendirebilirdi.

Ellis, Westfield ve yeni askeri polis kulüpte onları ayin boyunca idare edecek bir-iki bardak bir şeyler içtikten sonra kiliseye doğru geliyorlardı. Maxwell'in yerini alması için gönderilen sıska, uzun boylu orman memuru da arkalarındaydı. Kulaklarının önünden çıkan favoriye benzer tüy yığınları dışında kafası bütünüyle keldi. Elizabeth geldiğinde Flory ona ancak 'İyi akşamlar' diyecek zaman bulabildi. Herkesin geldiğini gören Mattu çanı çalmayı bıraktı ve rahip arkasında elindeki topi şapkasını karnına dayamış olan Mr. Macgregor, Lackersteen'ler ve iki yerli Hıristiyan'la içeri girdi. Ellis, Flory'nin koluna bir çimdik attı ve sarhoş bir sesle fısıldadı:

"Haydi, sıraya girin. Sızlanma gösterisi zamanı. Çabuk yürüyün!"

Ellis ve askeri polis kol kola, dans eder gibi adımlarla ötekilerin arkasına geçtiler. Polis, kiliseden içeri girinceye kadar şişman kalçalarını birpwe dansçısı gibi sallayarak yürüdü. Flory bu ikisiyle aynı sıraya oturdu, Elizabeth'le aralarında yalnızca sıraların arasındaki dar koridor vardı. İlk kez doğum lekesi ona dönük bir şekilde oturma riskini göze almıştı. "Gözlerini kapa ve yirmi beşe kadar say," dedi Ellis yerlerine oturdukları sırada. Bu sözleri polisi kıs kıs güldürmüştü. Mr. Lackersteen bir yazı masasından daha büyük olmayan orgun karşısında yerini almıştı bile. Mattu kapının yanına yerleşti ve punkah'ın ipini çekmeye başladı. Pervane öyle yerleştirilmişti ki yalnızca Avrupalıların oturduğu ön sıraları serinletiyordu. Flo sıraların arasından çevresini koklayarak yürüdü, Flory'nin sırasını buldu ve altına oturdu. Ayin başladı.

Burma GünleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin