Ara sokak

491 17 10
                                    

Lara

Uyandığımda Efe bana ahtapot gibi yapışmıştı. Hafif kıpırdanıp onunda uyanmasını sağladım. Evet yaptım bunu.

"Efem... Günaydın."

"Günaydın. Nasılsın kendini daha iyi hissediyor musun."

"Evet teşekkür ederim. Sadece açım ve susuzum. Şu içmek istiyorum.'

Yataktan kalktım ve gerçekten ağır basan bir susuzlukla mutfağa doğru ilerledim. Efe de arkamdan geliyordu.

Dolaptan su alıp hepsini kafama diktim ama hiçbir işe yaramadı.

Yeniden su alıp içmek için dolaba yöneldim. Kapağını açtığım sırada Efe belimi tuttu ve beni kendine çekti.

Kalp atışlarım çok yavaştı. Tenim solgunlaşmıştı.

"Sakin ol... Biraz bekle." Dediğini yapıp beklemeye başladım.

Daha çok susamaya başladım. Gözlerim yanıyordu. Efeye doğru döndüm.

Hafifçe gülümseyip boynunu yana yatırdı. Tamamen benim elimde olamayan bir şekilde sivrileşmiş dişimi derisine geçirdim.

Naptığımı bilmiyordum vücudum beni yönlendiriyordu.

Sıcak kan boğazımdan akarken rahatlama hissiyle elimi efenin boynuna koydum.

Geri çekildiğimde rahatlamış bir şekilde ona bakmaya başladım.

"İyi geldi mi miniğim."

"Evet. Teşekkür ederim varlık."

"Rica ederim miniğim. Hadi birşeyler yiyelim. Sana bazı şeyler anlatıyım bende."

Beraber kahvaltı hazırlamaya başladık. Gülüp eğlenerek kahvaltı hazırlıklarımızı yaptık.

Masaya oturunca efenin aniden kesilen gülümsemesi benide rahatsız etmişti.

"Lara... Birşey söyliycem ama lütfen bana masayı fırlatma."

Ellerimi yavaşça masaya koydum.

"De bakalım birtanem."

Ava korkutma dan yaklaşmamız lazımdı.

"Sen beni ısırdın ya. Bu değil önceki olan. Hani beni ayıltmak için"

"Hatırlıyorum ee?"

"Şey... Onu ısırınca bizim hayatlarımız birbirine bağlanmış oldu. Yani biz eş olduk."

İçtiğim süt boğazımda kalınca öksürdüm. Efe hemen yanıma gelip sırtıma vurdu.

"Ne demek bizim hayatlarımızı birbirine bağlayıp üstüne birde eş ettim."

"Bak güzelim-"

"Ne yani artık ben istediğim erkeğe yürüyemeyecek miyim."

"Onu istesende yapamazsın zaten güzelim. İster eş olalım ister olmayalım."

Hm hm tabi.

"Lara."

"Efendim."

"Zihnini okuyabiliyorum kes şunu."

"Sustum."

Eğlenen modumdan çıkıp işe biraz daha ciddi bir taraftan baktım.

"Şimdi napcaz."

"Ee şey teknik olarak artık evliyiz!"

"Varlık şu masayı o güzel suratına yemek istemiyorsan kes sesini."

"İltifat olarak alıyorum."

"Kes sesini."

"Bu evde bişe kalmamış alışverişe gidelim."

"Emredersiniz kraliçem. Hemen üstüme birşeyler giyip geliyorum."

Efe koşar ayak yukarı çıkınca arkasından gülüp masayı toplamaya başladım...

El ele dışarda yürüyorduk. Evet zorla elimi tutmuştu.

"Elimi bırakırsan daha rahat yürüycem."

"Miniğim biraz kendini bana mı bıraksan. Hani artık karı kocayız ya."

"Hatırlatma şunu."

Kendi aramızda didişirken ara sokaktan bir çığlık sesi yükseldi. Efe elimi daha sıkı tuttu ve sesin geldiği yöre ilerledi.

Karşımızdaki manzara benim canımı acıtmıştı.

Evett. Bu kadar yazabildim. Uykum var ve yarın okul var 😭.

Neyse iyi gecelerrr 💗

Bye💗💓💞

Beni BulduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin