17/02/2024
EN BÜYÜK KATİL;
İÇİNİZDE Kİ YAŞAMA SEVİNCİ ÖLDÜRENDİR
Sabah'ın erken saatlerinde uyanmıştım gün daha yeni, yeni ağrıyordu. Yataktan kalkarak önce yatağımı toplamış odan'ın perdelerini açmıştım. Pencere'yi açarak Van'ın temiz havasını içine çekmiştim. Memleketi'min kokusunu her içime çektiğimde nedensizce içim huzur doluyordu. Pencere'nin önünden ayrılarak kapının arkasında asılı olan biraz ince olan eşofmanları'mı giyinmiş siyah saçlarımı arkadan toplamış önüme gelen perçemleri'mi kulak arkasına doğru toplayarak odadan çıkmıştım. Konak'ta ki herkes hâlâ uyuyordu. Mutfağa inerek dolaptan su alarak çıkmıştım konaktan çıktığımda sağ tarafina dönerek yürümeye başlamıştı. Bu aralar kendini genellikle yürüyüş yaparak rahatlatıyordum.Dakikalar sonra orman'ın derinliklerine bırakmıştım kendimi koşuyordum orman da elimde ki suyu bir ağacın gövdesine bırakmış kendim ise koşu yapıyordum. Biraz yorulduğum anda bir ağacın gövdesine elimi koyup yaslanmıştım. Ellerimi açarak ellerime bakıyordum. Ellerim'i hiç bu kadar titrerken görmemiştim, ağbey'im ise her defasında genelikle biraz da iyi olmam için piskolaga gitmemi istiyordu. Genellikle geceleri sayıklıyor, her defasında sanki onun beni istemediği anı kulaklarımda çınlarken duyuyordum, buda beni hep uykumdan bölerek uyandırıyordu. Bunun acısı ile yaşamak bana hayat sevincimi kaybettiriyordu.
Ayakları'mın üstüne çökmüştüm saçlarımı ellerim ile arkaya doğru taramış tutuyordum.“Senden nefret ediyorum Bawer Arslanbey.” diye bağırmıştım ormanda sesim yankılanıyor gözlerimden yaş akıyordu. Elimi kalbime koyarak tuttum gözlerimi kapatıp açtım. Ağacın gövdesine tutunarak ayağı'ya kalktım. Bundan sonra ki yolu yürüyerek devam edicektim. Yanına hiç birşey alamamıştım sadece suyumu alıp konaktan çıkmıştım. Daye'm duysa yine beni azarlayıp, kızacaktı daye'm hiç bir zaman orman'a silah vede başka birşey olmadan çıkmamı istemiyordu genellikle ormanlar güvenilir yer değildi. Biri birşey yapsa elinden birşey gelemez diye hep korkuyordu Zozan Xânım yürüyerek devam etmiştim yolu, anlımdan yavaş yavaş damlacık terler iniyordu.
Suyumu bıraktığım ağac'ın önüne gelmiştim, ama karşılaştığım şey burda bıraktığım suyum şimdi yoktu. Yanlış hatırlamamak için bir kaç defa orman'ın içinde aramıştım ama bulamayınca vazgeçmiş konağa doğru gidiyordum. Güneş doğmuştu hâlâ aklım suyu koyduğum yerdeydi ama nereye gittiğinden hiç haberim yoktu. Konağın sokağına girdiğimde bir kadın'ın da konağın önünde beklediğini görmüştüm.
Hızlı adımlar ile konağa doğru yaklaşıyordum. Tam konağın önüne geldiğimde kadın oradan ayrılmıştı. Konağa hızlı bir şekilde girmiştim, avluda daye'm birde baw birlikte birşeyler konuşuyordu. Saçlarım terden birbirine girmiş bir şekilde daye'me doğru yaklaştım.
“O kadın kimdi konağın kapısın'ın önünde ki.” diye soru sormuştum bana doğru bir adım atarak yaklaşmıştı. Baw ise geçip sedire oturmuştu bile kendini duvara yaslayarak yüzünde ki küçük tebessüm ile bana doğru bakıyordu.
“Arslanbeyler keçem Hêja Xânım yarın konağımıza ziyarete geleceklermiş birde.. şey... Seni görmeye evlilik olacaktır ya.”demişti ve oda eşi baw'ın yanına geçip oturmuştu.
"Tamam daye ben odama çıkıcam." Diyerek arkasımı dönmüştüm ama ses geldiği gibi duraklamıştım. Bu ses dayem'den geliyordu tekrar dönerek bakmıştım.
“Keçem yine ormana mı gittin? güzelim bak tehlikli birde hasta olucaksın dikkat et artık kendine ormana çok fazla gider oldun bu aralar.”diyerek yine azıcık da olsa sert çıkmıştı sesin de ki endişesini belli ederek bana karşı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamansız Sevgi (Töre)
ChickLit🌼 Bazen yanlış insanlar doğruları görmeni sağlar... Kırmızı elbisesini küçük elleri ile düzenledi sevdiği adamın en sevdiği elbiseydi. Kırşsın İstemiyordu siyah saçlarını aynaya bakarak düzenledi. Pencerenin karşısına geçti Baweri bekliyordu elinde...