~B-15~İlk hisler

3.2K 139 21
                                    

Keyifli okumalar:)

“İnsan birine haddinden fazla değer vermemeli, çünkü menfaati biten insanların nankörlükleri başlar.”

İnsan büyük bir hata yapınca o hata'nın sonuçlarından korkardı. Tabiki bende korkuyordum, birini saçma sapan bir hayata sokup ve o sonucun doğrularını öğrenmesi beni korkutuyordu. Hayır bu ilk hatam değildi ama en büyük hatamdı. Ben hayatta hep doğruları öğrenmekle büyüdüm. Bir gün bu hatanın gerçeklerine uyanmaktam korkuyordum. Belki o gün dönüşü olmayan bu yolun sonu affedilememkdi. Belki yanlış kişiye aşık olmayıp, bu duruma hiç girmemem gerekirdi. Zaten bu yüzden binlerce hata yapmamış mıydım? Ben aslında insanları tanırdım, güvenmek için zaman verirdim kendime, ama gözlerim kör olmuştu. Sanki biri benim gözlerimi kapatmıştı kör olmuştum. Yada bu berbat oyuna inanmıştım.

Evet, sadece aşk sandığım bir oyuna inanmıştım.

Berzan ile tanıştıkdan sonra bu zamana kadar içten içe mutluydum, mutluluk dışında huzurluydum. Ancak evlilikten berri hayatıma giren bu adam en görünmez hallerimi ezbere biliyordu. Çoğu zaman ben bile kendimin bilinmeyen bir çok şeyini ondan dinliyordum, ona karşı koyamıyordum. Çoğu zaman beni o kadar etkiliyordu ki, bir çok sözü mesela yetiyordu birşeyler hissetmeme. Belki bir gün bu yalan rüyadan uyanırsam huzur veren adam aklımda kalırdı. Sanki kendimi ona ait gibi hissediyordum. Çoğu zaman bu kusursuz anın etkisinden çıkamıyordum. Ayna önünde iken onu düşündüğüm anlarda yansımamla karşılaşıp baktığım da yüzümde onunla olan şeyler geçerken tebessüm oluşuyordu. Bununla karşılaşınca da yüzüm değil tüm bedenim alav alev yanıyordu.

Bugün her zamankinden daha yorgun uyanıyordum. Saat sesinden farklı bir ses vardı. Berzan ben uyurken asla böyle bir şey yapmazdı, saat bile ses çıkarsa saatti sustururdu. Elllerim ile gözlerimi ovuşturmuştum, uyandığımda da ilk aynada ki halimi görmüş, pencere tarafına doğru döndüğüm sırada arkası dönük boynunda bir dövme bulunan, saçları hafif gür ve elinde ki bastonu yere vuran bir adam vardı. Kaşlarım hafif çatılmış yataktan kalkıp doğrulamuştum arkası dönük adama bakıyordum.

“kimsin”dedim cevap vermedi adam,“kimsin sen”

Adam ayağı'ya kalktığın da derin bir nefes aldım. Merakdan aldığım hızlı nefesler göğüs kafesimi hareket ettiriyordu. Ayağının topladığını görünce daha da merak etmiştim. Yavaş yavaş döndüğün de yüzü tam anlamı ile görünmüştü. Tek kaşı havada gözünün üstünden boylu boyunca uzanan yara izi görünüyordu uzak olmamıza rağmen. Gözleri ile beni baştan aşağıya süzmüştü. O beni izliyordu, bende onu gözlerini gözlerime kenetlediğin de. “denildiğinden de fazla güzelsin.”diye söyledi. Bir adım daha attığın da sırıttı ben ise bir adım daha uzaklaştım.“kes sesini, kimsin dedim sana,” dedim bir kez daha ciddi gibi görünsemde titriyordum. Bana Her adım yaklaştığında adeta dizlerim ayakta durmakta çekiyordu, ürperiyordum.

Ayna kenarında  gözüme kestirdiğim vazoyu aldığım sırada hâlâ sırıtarak bakan adamın önüne fırlatmıştım.“Asi miyiz biraz,” gözlerime bakarken kalın bir sesle, “korkma güzellik benden,” dediğinde koşarak odanın kapısının açmıştım. Koşarak merdivenleri yeniyordum ve içimde bu olayı sorguluyordum tek söylediğim şey ise onun adıydı.“Berzan nerdesin.”

Parmaklarım merdiven demirlerinde sürünüyor nefes alışlarım daha da hızlanıyordu. Ellerim demirlerden ayrıldığı sırada çıplak ayakları ile kendimi otelin koca girişinde duruyordum. Gözlerim etrafta geziniyordu,“ Berzan,” diye bağırdığımda etraftaki insanlar bana doğru bakmıştı bağırdığımda dudaklarım titriyordu gözlerim ile ellerimi kapatmıştım. Üzerimde bir varlık hissettiğimde açmıştım gözlerimi ceketi üstüme atmış bana endişeli bakıyordu bu kişi berzan'dı. Onu sıkıca sarılmıştım o da aynı şekilde, sonra beni kendinden ayırmıştı.

Zamansız Sevgi (Töre)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin