3-Evren ve Boran

1.2K 41 28
                                    


İyi okumalarrr

Yorum yapmayı unutmayınnn 🧚🏻‍♀️

Dün Karaca ailesi ile uzun uzun sohbet etmiştik. Az da olsa birbirimizi tanımış, fikir edinmiştik. Şu an da iş yerinde kahvem eşliğinde olanları düşünüyordum.

Kısaca bahsetmek gerekirse, çok tatlı ve sevecen bir aileydiler. Sadece Arın beni pek sevmemişti. Arense daha sonra yavaş yavaş alışmış sohbetlerimize katılmaya başlamıştı.

Asaf da anladığım kadarıyla nötr davranmaya çalışıyordu.

Şule Hanımla birçok konudan bahsetmiştik. Hızına yetişemiyordum.

Konuştuğumuz konuların arasında Asaf'ın eşi Hande'den de bahsetmiştik.

Hande'nin adı geçtiği anda Asaf'ın gözlerindeki parıldamayı görmeliydiniz.

ALLAHIM NASİP.

Hande, 2 gün önce annesinin rahatsızlığı nedeniyle ailesinin evine gitmiş.

Şule Hanım onunla çok iyi anlaşacağımızı düşündüğünü söylemişti.

3 yıldır evlilermiş fakat henüz çocukları yokmuş. Umarım bu konu yüzünden çok üzülmüyorlardır.

Her neyse... Saate baktığımda Esinle buluşma saatimizin yaklaştığını gördüm ve ayaklanıp çıkışa yöneldim.

Arabayla yaklaşık 15 dakika içinde kafeye gelmiştim. İçeri geçip cam kenarı bir masaya oturdum ve beklemeye başladım. Gelen garson'a da birini beklediğimi daha sonra sipariş vereceğimi söyleyip gönderdim.

"Seelaammm!" Esinin enerji dolu sesiyle irkilip başımı kaldırdım.

Gülümseyerek karşılık verdim, "Selaamm!"
O da gülümsedi zaten çoktan karşıma oturmuştu.

Aradan geçen 5 dakikada günlük sohbetler etmiş siparişlerimizi vermiştik. Ben makarna salatası, Esin de kumpir almıştı.

"Ee nerden başlamamı istersin?" Diye sordum.

" Kaç kişilik bir ailesiniz ya da aileyiz kısaca bahsetsen?"

"Pekii öncelikle gerçek annen öldü. 12 13 yaşlarındaydım. Baban da başkasıyla evli şuan. Ondan 3 annenden 2 çocuğu var. Yani kardeşim ve ben ya da sen her neyse. 5 kardeşsiniz kısaca..."

"Şey annem... Neden öldü yani hastalığı mı vardı?"

"Hayır. Trafik kazası..." Kısa bir sessizliğin ardından ortamdaki kötü havayı dağıtmak için tekrar konuştum. "Bu arada kardeşim de gelecek. Eminim tanışmak istersin?" Son cümlem soru niteliğindeydi. Tam da o sırada yanımıza gelen kişiyle zamanlamamın mükemmel olduğunu anladım.

"Selamın aleyküm" gülümsedim ve ,
"Evett tanıştırayım kardeşimiz Erim."

Kafeden ayrılalı neredeyse 2 saat olmuştu. Her zamanki gibi odamda davalar hakkında araştırma yapıyordum.

Ha bu arada bahsettim mi bilmiyorum ama savcılık yapıyorum. Küçüklükten beri hayalim, daha doğrusu annemin hayaliydi.

Eski anıları hatırlamanın oluşturduğu buruk gülümseme çalan telefonumla düz bir hâl aldı.

Arayan kişiyi daha fazla bekletmemek için telefonu aldım ve açtım.

"Alo?"

"Alo Esin, nasılsın?"

"İyiyim Asaf sen?"

"İyi ben de, yarın müsait misin diye soracaktım." Merakımı gizlemeyerek konuşmaya başladım.

"Yani öğleden önce gitmem gereken 2 dava var, neden?" Çok bekletmeden cevap verdi.

"Hiç, yani birlikte vakit geçirmek ister misin diye soracaktım. Birbirimizi daha iyi tanımamız açısından güzel olur."

"Dediğim gibi öğleden önce doluyum ama öğleden sonra olabilir?" Cümlem daha çok soru niteliğindeydi.



Eve geldiğimde kapıda gördüğüm ayakkabılarla yüzümde bir gülümseme oluştu. Hızla kapıyı açıp içeriye girdim.
Mutfaktan gelen seslerle oraya yönelmem ve üstüme birinin atlaması ve bizim yere kapaklanmamız bir oldu.

Başımın ağrısıyla elimi oraya atıp sızlanırken üstümdekinin kim olduğuna bakmama bile gerek yoktu. Bunu bu evde yapabilecek tek mal Evrendi çünkü, ki konuşması ile de doğru olduğunu anladım.

"Ya gerizekalı niye düşüyorsun?" Ona ters bir şekilde bakıp,

"Ulan mal sen niye bir anda üstüme atlıyorsun? Gerizekalı."

Bizim her zamanki atışmalarımızı bir kahkaha sesi böldü. Sesin geldiği yere baktığımda Boranaşkımı gördüm.

"Ya aşkolsun Boran ya şu beygiri üstümden alacağına gülüyorsun. Bu kafa sizin için çalışıp size bakıyor siz yerlere vuruyorsunuz. Cidden ay-" konuşmamı bölen Evren'in ağzımı kapatıp Boran'ın konuşması oldu.

"Kızım yine bağladın taramalı tüfeğe,yavaş!"

Ona göz devirip Evren'i üstümden iteklemeye çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü koala gibi yapışmıştı. Ben de son kozumu kullanarak ona tik yapmaya başladım. Belinden çok pis huylanıyordu.

Onu bir şekilde üstümden atarak ikisinde kısaca göz gezdirerek konuştum.

"Ben üstümü değiştirmeye gidiyorum siz de yemek hazırlayın, hadi bakayım."

İşleri onlara kitleyerek odama geçtim. Mavi benim yatağımda uyuyordu. "Oyşş annesinin bebeğii, sen beni çok mu özledin, he güzel oğluşum?" Yanına gidip mıncırıp öpmemle uyanıp o da bana sırnaşmaya başlamıştı. Tabii üstümdeki siyah blazer ceketime tüylerini bırakmayı da ihmal etmiyordu.

Onu bırakıp kıyafetlerimi alarak odadaki banyoya geçtim ve duşa girdim.

Bu aralar çok yoğundum ve eve uyumadan uyumaya geliyordum. Maviyle de yeterince ilgilenemediğim için strese giriyordu.

Normalde ben yokken Evren ya da Boran ilgileniyordu fakat onlar da Manisa'ya bir dava için gitmişlerdi.

Ha bu arada Evren ve Boran'dan bahsetmek gerekirse;Evren benim yeğenim fakat aramızda 2 yaş olduğu için hiçbir zaman anlaşma sorunumuz olmadı. Hatta birbirimize o kadar bağlıyız ki küçükken bile aynı ortamda birbirimizin yanında değilsek şaşırıyorlardı. Lavaboya bile beraber gidiyorduk. Afedersiniz ama sidiklerimiz bile arkadaştı ,beraber geliyordu.

Boran da Boran işte. Yıllar önce sanaldan tanışmıştık. Daha sonra sohbeti ilerletmiş, birbirimiz için kardeşten öte olmuştuk.

Ve aramızda kalmasın Evren ve Boran'ı shipliyorum. Herkes duysun ulan! Neyse birazdan gider uğraşırım.

Duştan çıkıp üstümü giyindikten sonra odaya geçtim be Mavi'nin mama kabını doldurduktan sonra odadan da çıktım.

Mutfaktan mis kokular geliyordu. Demek isterdim ama buram buram salça kokusu geliyor ulan! Hızla mutfağa girerken söylenmeye başladım.

"Ulan o kadar vaktiniz vardı bir makarna mı yaptınız sadece, son hayal bükücüler!"

Bakışlarımı onlara çevirdiğimde ellerinde, saçlarında ve yüzlerinde unlar vardı.

Biraz garip bir yerde kestim ama neyse.

Nasılsınızzz?

Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın.

Oy verirseniz çok mutlu olurumm 💞

Yıldız IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin