13- Rüzgar?

385 16 3
                                    

Hellüü hoş geldinizz ben geldimmm.

Geçen perşembe gelememiştim ama şimdi tam gaz devamm.

Medyadaki şarkının diğer hâlini bulamadım burada yoktu... Oysa o daha güzeldi.

Oy verip yorum yaparsanız sevinirim.

İyi okumalarrr 💖

~Evren ağzından~

Kendimi bu aralar pek iyi hissetmiyordum. Esin de pek farkında değildi. Zaten fark etmemesi için de gülümseme maskemi takınıyordum.

Boran, Esin ve ben birlikte yaşayacaktık her zaman. Ama en son gerçekleşen olaylar yüzünden böyle bir şeyin imkanı pek kalmamıştı.

Ben kabul etmek istemesem de Esin bana Boran'dan hoşlandığımı, ona aşık olduğumu söyleyip imalarda bulunduğunda ikna olmuş ve çoktan hazırlanmaya başlamıştım.

Nelere tahammül edemediğimi bildiğinden böyle yapıyordu farkındayım. Ama bir kere tamam dedikten sonra iç işten çoktan geçmişti.

Ayrıca artık Esin'in de mutlu olması gerekiyordu. Zamanında ailesiyle ,her ne kadar aile demek istemesem de, kötü şeyler yaşamıştı. Mutlu olmak onun da hakkıydı. Ve eminim bu aile ona iyi gelecekti.

Tüm düşüncelerimden uzaklaşarak,ya da uzaklaşmaya çalışarak, gözlerimi açtım ve telefonumda çalan müziği kapattım. Esin de tabii bakışlarını bana çevirip sorgulayıcı bakışlar atmayı ihmal etmemişti

"Ben banyoya giriyorum. Kendimi kirli hissetmeye başladım biraz." Dedim tebessüm ederek. Tek kaşını kaldırdı ve suratıma, anneannem surat dediğimi duymasın, merakla ve biraz da bıkmışlıkla bakmaya devam etti.

"Daha sabah banyoya girdin! Ne bu sürekli banyoya giriyorsun lan şıpşıp? Tamam, temizlik imandandır amenna ama bu gidişle kafanda tek tel kalmayacak göreceksin o zaman." Diyip kafama bir tane yapıştırdı. Göz devirdim ve kaşlarımı çatarak cevapladım.

"Bir daha kafama vurursan seni uyurken ıssırırım haberin olsun. Ayrıca kafa benim saç benim sanane pasaklı şaziye!"

Normalde cevap verirdi tabii ama ıssırılmanın getirmiş olduğu göt korkusu yüzünden oturduğu yerde huzursuzca kıpırdandı.

"Tamam ya ne halin varsa gör. Pis şıpşıp! Hem nasıl üşenmiyorsan her gün her gün..." Eğer söylenmeseydi o Esin olamazdı.

Akşam yemeği yiyecektik ya da onlar yemeğe başlamışlardı bile emin değilim.

Esin odada yoktu. Mutfakta ya da salonda olabileceğini düşünerek aşağıya inmek için merdivenlere yöneldim.

Arın telefonda birileriyle gizlice konuşuyordu. Sürekli sağına soluna bakıyordu ve panik yaptığı aşırı belliydi. Garip bir şekilde bir yanım neler olup bittiğini öğrenmem gerektiğini söylese de ben bunu yapmamıştım.

Merdivenlerden inerken beni fark etmiş ve yine kaşlarını çatmıştı. Biri bu çocuğa çok erken yaşlanacağını söyleyebilir mi? Benden hoşlanmadığı çok açıktı. O kaşlarını çatmaya devam ederken ben de gözlerimi devirip mutfağa yönelmiştim. Fakat Esin'in sesi salondan gelince mutfağa girmeme gerek bile kalmamıştı. Adımlarımı hızlandırarak salona resmen koştum.

"Naber canısı, kiminle tartışıyorsun yine?" Dediğimde beni duymamıştı. Ya da duymuştu ama tartıştığı kişiye çok sinirli olduğundan bana cevap veremiyordu.

Yıldız IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin