25- Teyzemin görümcesi?

128 12 8
                                    

Hellüü,

Bu bölümü buhangievren'e ithaf ediyorum. Hep yanımda olduğun için teşekkür ederim😊

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🥺

İyi okumalar...

"Kanka onu boşver bak kim var ordaa!" Diyip gözlerimle arkasını işaret ettim.

Arkasına baktıktan sonra, ilk gözlerini kocaman açıp bana döndü. Sonra da yandan bir gülümsemeyle,

"Aa görümcen- aman Selen gelmiş. Onu da çağırsana yanımıza tek kalmasın kız. Ay bir dakika ya o ne geziyo ki burda?"

"Yaw ne bileyim ben ne geziyo?"

"Ne görümcesi ya, teyze sen evleniyor musun?" Diyen Atilla ile gözlerim şokla açılıp Atilla'ya döndü.

Oha Atilla, yok çocuğum oldu Atilla. Tövbe tövbee.

"Çocuk bile anladı ya sen de anla kendini yeto."

"Lan gerizekalı saçmalama." Ne güzel de örnek oluyoruz dimi.

"Atillaaşkım ben seninle evlenicem saçmalama lütfen." He vardı öyle sözler falan filan.

"E ne görümcesi o zaman?" Diyen Ayza'ya 'sen de mi brütüs' bakışlarımdan gönderdikten sonra sandalyeden kalktım.

"Sen açıklarsın artık Evrencimcim." Diyip Selen'e doğru ilerledim. O da beni gördüğünde şaşırmıştı ama benim gibi sudan çıkmış balık gibi bakmıyordu tabii. Yüzümde bir gülümseme ile yanına gittiğimde o da ayaklanmıştı.

"Aa Esin, siz de mi buradaydınız? Ne işiniz var burada?" Dediğinde onun da bizi burda beklemediğini anladım.

E bir zahmet!

"Biz buralıyız. Evren kaza geçirdikten sonda dinlenmek için geldik. Asıl senin ne işin var burda? Yalnız mısın?" Sonlara doğru gözlerimi etrafta gezdirmiştim. Sonra kendime gelip geri Selen'e döndüm.

Hihihih sen çakaaal sen şeytaan!

"Şuan yalnızım evet. Ben de yeni bir restoran açmayı düşünüyordum. Bilirsin turistik yerler her zaman daha çok tutar. Hem buranın nostaljik havası kendisine öyle bir çekiyor ki insanı..." Hayran hayran konuşmasıyla güldüm.

"Öyle tabii, ben de çok seviyorum. Her neyse bize katılmak ister misin?" Gösterdiğim masaya kısa bir bakış attıktan sonra kibarca gülümsedi.

"Rahatsızlık vermeyeyim ben size?" Kınayan bakışlar atıp,

"Saçmalama lütfen ne rahatsızlığı? Hem senin burda yalnız olmanı içim elvermez." Diyip 'hadi' der gibi elimi salladım. O da daha fazla itiraz etmemiş ve çantasını alıp ayaklanmıştı.

Garsonlardan birine bilgi verip onun yemeğinin de bizim masaya gelmesini istemiştik.

"Hoş geldin Selencim, nasılsın?"

"İyiyim siz nasılsınız, Evren'di dimi?"

"Evet evet, hangi rüzgar attı, hiç beklemiyorduk." Rüzgar derken bana bakan Evren'e kınayan bakışlarımı gönderdim. Ayıptı yahu.

"Abim." Diyip gülen Selen ile birkaç saniye durup kaldıktan sonra ben de hatta Evren de güldü. Hatta baya baya ikimiz de kahkaha atıyorduk. Çocuklar da bize uzaylı görmüş gibi bakıp sonra onlar da gülmeye başladı.

Hatta bu gülme o kadar farklı bir boyuta ulaştı ki bize bakanlar da gülmeye başlamıştı.

"Çok iyi espriydi."

Yıldız IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin