36- Aşık olduk yeniden

82 9 8
                                    

Hellüü

Yıldızımızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfennn

Düşüncelerinizi merak ediyorum

İyi okumalar🧚🏻‍♀️✨

2 Temmuz

Evren'den~

Esin bizi yolcu etmeye bile gelememişti evet. Yine başsavcı bozuntusu Esin'i çağırmıştı. Asla rahat bırakmıyordu ya bizi, ruh hastası herif!

Hayır normal bir saat olsa tamam diyeceğim kabul, ama gecenin yarısı ya!

Hâl böyle olunca biz de yola çıkmak zorunda kalmıştık. Çok fazla durmayacaktık en azından.

Ha bu arada yağmur yağıyordu ve Boran da ben de yağmuru çok seviyorduk. Bir de gece yolculuğu olunca değmeyin keyfimize.

Biraz küsmüştük, daha doğrusu ben küsmüştüm. Ben konuşurken beni dinlememişti ve asla kabul edilemez bir şey bu benim için! Ne demek beni dinlememek?!?

Boran'a bakmak için aniden döndüm. Ani hareketimle irkildi tabii. Sıkıntılı bir nefes verdi ve göz ucuyla bana baktı.

Küçük bir çocuk gibi "Hıh!" diyip önüme geri döndüm. Bunu yapmamla kısık bir sesle kıkırdadı ve benim sert bakışlarımla yeninden ciddi ifadesini takındı.

"Yavrum özür de diledim, daha ne yapmam gerekiyor benim kendimi affettirebilmek için?" Birkaç saniye sonra aklına bir fikir gelmiş gibi arsızca gülümsedi.

Ne yapacağını anlamaya çalışıyordum ama o bir anda arabayı kenara çekmişti. Vücudunu da bana çevirdi. Gözleriyle gözlerimin en içine bakıyordu. Gecenin karanlığına zıt bir şekilde gözleri parlıyor ve her yeri aydınlatıyordu. Ya da o an ben öyle görüyordum.

Üşümüş ellerimi ,ellerinin içine aldı. Benimki gibi onun eli de soğuktu şaşırmamıştım çünkü ikimiz de sevmezdik soğuk havaları.

Bir anda yaşadığımız anın farkına varmamla göğüs kafesimi kırıp geçecek gibi olan kalbimin atışını duydum. Dudakları aralandı ve kulağıma eğilerek fısıldadı. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki biraz daha yakınlaşsak o bile duyardı eminim.

"Seni kırdığım için üzgünüm. Seni seviyorum ve evet yemek molası vereceğiz, evet çok güzel yağmur yağıyor, evet biliyorum yağmurlu havaları çok seversin ,evet ıslanmayı da seviyorsun biliyorum." duraksadı. Nefesini boynuma vererek devam etti. Ne olduğunu hâlâ anlamamıştım, ki bunda içmiş olmamın da etkisi vardı ama birazcık.

Ama bunları arabayı sürerken de söyleyebilirdi sonuçta. Sabaha orda olmamız gerekiyordu ve biz fazlasıyla oyalanmıştık, geç kalacaktık.

"Umarım hasta olmazsın." diyerek geri çekildi ve arabadan indi. Oha, oha, oha... Birlikte... yağmurun altında... ıslanacak mıydık yani ve evet, bir dakika, ne, beni dinlemiş miydi?

Kapımı açtı. Belimden ve bacaklarımdan tutarak beni kucağına aldı. Ben de kollarımı boynuna dolamıştım. Diz kapağıyla arabanın kapısını kapattı. Beni döndürerek yere indirmişti. Ayaklarım yerle buluştuğunda kendimi fazlasıyla heyecanlı bulmuştum.

"Dans edeceğiz yani, dimi?"

Küçük bir çocuk heyecanı ile sormam hoşuna gittiğinden gülümsemişti. Bana beklememi söyleyerek arabaya yöneldi. Kapıyı açıp arabaya bindiğinde anlamaz gözlerle ona bakıyordum.

Telefonu açtı ve bizi çekecek şekilde arabanın ön camına yasladı ve silecekleri çalıştırıp arabanın uzunlarını açtı. Bakışlarımı ondan çekip kendi kendime deliler gibi dönüp dans etmeye başlamıştım bile.

Yıldız IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin