MEDİNE

9. Bölüm

Sultan İbrahim'in seferde olduğu bir gün, sarayın huzuru bir anda sarsıldı. Küçük şehzade Abdullah, beklenmedik bir şekilde hastalandı. Medine'nin yüreği acıyla sıkıştı, endişeyle dolup taştı. Oğlunun sağlığı için dualar etti, Allah'a yalvardı. Ancak bu korku dolu günler, Valide Emine Şah Sultan'ın sert bir şekilde Medine'ye yaklaşmasıyla daha da zorlaştı.

Valide Sultan'ın kızgın bakışları altında, Medine savunmasız hissetti kendini. "Kendi doğurduğuna bile sahip çıkamıyorsun." diyen Valide Sultan'ın sözleri, Medine'nin kalbini daha da acıttı. O an, saraydaki tüm ihtişam ve güç, onun için bir hiç gibi göründü. Tek düşündüğü şey, oğlunun sağlığıydı.

Gülniyaz ise dairesinde otururken, haberleri duyduğunda içinde karmaşık duygular yaşadı. Şehzadenin hastalanması, saraydaki dengeleri daha da sarsmış gibi görünüyordu. Kendisi için ne anlama geldiğini anlamaya çalışırken, içsel çatışmalar yaşadı.

Fatma Sultan ise bu durum karşısında hem aşkının getirdiği hüzünle hem de saraydaki karmaşayla mücadele ediyordu. Şehzadenin hastalanması, onu derinden etkiledi. Medine'nin yanında olmak ve ona destek olmak istediği kadar, içindeki kendi duygularıyla da boğuşuyordu.

Medine ise her gününü endişe içinde geçiriyordu. Geceler boyu uykusuz geçen saatlerde, yalnızca oğlunun sağlığı için dua etti. Her anı, onun sağlığı için bir umut ışığıydı. Neyse ki, Şehzade Abdullah hekimlerin dikkatli müdahalesi ve duaların yardımıyla iyileşti ve sağlığına kavuştu.

Ancak bu hadisenin etkisi, Medine'nin içinde derin izler bıraktı. Sultan İbrahim'siz geçen bu süreçte, sarayın içinde yaşanan tüm çekişmelerin ne kadar önemsiz olduğunu anladı. Onun için artık tek önemli olan şey, oğlunun sağlığı ve güvenliği oldu. Bu yaşananlar, ona gerçek bir yalnızlık duygusu ve acıyı öğretti. Medine'nin hayatında derin izler bıraktı. Sultan İbrahim'in uzakta olması ve saraydaki gerginlikler, onun için bir yana itilmişti. Artık tek odak noktası, oğlu Abdullah'ın sağlığı ve mutluluğuydu.

Şehzadenin iyileşmesiyle birlikte, Medine'nin yüreğinde hafif bir ferahlık hissedildi. Ancak bu süreç, onun bakış açısını derinden değiştirmişti. Saraydaki güç mücadeleleri ve entrikalar artık onun için ikincil hale gelmişti. Gerçek değerlerin aile ve sevdikleri olduğunu anlamıştı.

Saraydaki entrikalar devam ederken, Medine'nin kalbindeki bu yeni güç ve kararlılık, onu sarayın karmaşık dünyasında ayakta tutacaktı.