24. Bölüm

40 3 0
                                    

Sultan İbrahim'in oğlu Abdullah için düzenlediği görkemli sünnet düğünü, sarayın uzun süredir beklediği bir kutlamaydı. Beyaz atın üstünde şehrin meydanlarında dolaşan Abdullah, gösterişli kıyafetiyle halkın gözdesi haline geldi. Saray ve şehir halkı, günlerce süren bu kutlamalarla coşkularını doruk noktasına çıkardılar. Medine Sultan, bir anneye düşen gurur ve sevinçle, oğlunun bu önemli gününde yeşil ipeklilerini ve zümrüt kolyesini takarak onu yalnız bırakmadı.

Fatma Sultan ise sünnet töreninde hala sultan olarak yerini aldı. Her ne kadar maziye dair içinde  bir burukluk olsa da, bu mutlu günün tadını çıkarmaya çalıştı. Sarayın her bir köşesi, neşe ve coşku içindeydi. Bu debdebe içinde, Sultan İbrahim'in Manisa'ya yeni bir lala ataması ise saraydaki gerilimi biraz olsun hafifletti. Ancak bu yeni lala atanmışken, Gülniyaz'ın dikkatleri üzerinde tutmak için çaba harcamasıyla, saraydaki huzursuzluk devam etti.

Gülniyaz, oğlu Murad için önemli adımlar atmaya başladı. Onun geleceği için önemli gördüğü cariyeleri seçmeye koyuldu. Mihrinur adındaki Sicilyalı cariye, Murad'ın hareminin merkezine yerleştirildi. Bu, Gülniyaz'ın oğlunun güçlenmesi ve geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlemesi için attığı bir adımdı.

Sarayda, kutlamalar ve entrikalar bir arada yaşanırken, herkes kendi hedefleri doğrultusunda adımlar atmaya devam ediyordu. Sultan İbrahim, oğlu Abdullah'ın mutluluğu için sevinirken, Medine Sultan ve Gülniyaz arasındaki mücadele daha da kızışıyordu. Sarayın kaderi, bu iki güçlü kadının rekabeti ve Sultan İbrahim'in liderliği altında belirsizlikle doluydu.

Bu karmaşık ve gergin dönemde, sarayda her geçen gün daha fazla gerilim hissediliyordu. Sultan İbrahim, oğlunun sünnet düğünüyle saraya bir neşe dalgası getirmiş olsa da, altında yatan huzursuzluklar hala çözüme kavuşmamıştı. Medine Sultan, oğlu Abdullah'ın sevincini yaşarken içindeki kaygıları bastırmaya çalışıyor, Gülniyaz ise oğlu Murad'ın geleceği için her fırsatı değerlendiriyordu.

Sultan İbrahim'in Manisa'ya yeni bir lala ataması, aslında saraydaki dengeleri değiştirecek bir hamleydi. Gülniyaz, bu yeni lalayı oğlu Murad'ın istikbalini sağlamak için kullanmak istiyordu. Ancak Medine Sultan da boş durmuyor ve kendi hedefleri doğrultusunda adımlar atmaya devam ediyordu.

Medine Sultan, saraydaki etkisini artırmak ve oğlu Abdullah'ın geleceğini güvence altına almak için çeşitli ittifaklar kurmaya başladı. Gürcü kökenli olduğu için bu topluluklar arasında daha fazla etkili olabileceğini düşünüyordu. Gülniyaz ise oğlu Murad'ın geleceğini sağlama almak için hareket ederken, Medine Sultan'ın güçlenmesinden rahatsızlık duyuyordu.

Sarayın içindeki bu gizli çekişme ve entrikalar, her geçen gün daha da derinleşiyor ve sarayın kaderi belirsiz bir şekilde ilerliyordu. Herkes kendi hedefleri doğrultusunda adımlar atarken, sarayda yaşanan bu gerginlik ve mücadele, gelecekte büyük değişimlere neden olabileceğin işaretlerini veriyordu.

MEDİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin