18. Bölüm

44 4 0
                                    


Veba salgını payitahtı karanlığa gömmüştü. Her köşede ölüm korkusu hüküm sürerken, sarayın içinde de bu korku etkisini gösteriyordu. Medine'nin gözleri yaşlı, yüreği paramparça bir haldeydi. Şehzade Salih'in hastalığına şifa bulunamaması, onu derin bir hüzne boğmuştu. İbrahim'in endişeli bakışları ve Gülniyaz'ın korkulu tedbirleri, sarayın atmosferini daha da ağırlaştırıyordu.

Gülniyaz, evlatlarını korumak için elinden geleni yapıyordu. Sarayda sıkı önlemler alınmış olsa da, veba salgınından tamamen korunmak imkansızdı. Herkesin gözü kulağı hastalığın pençesindeki Şehzade Salih'in durumundaydı. Dualar, hekimlerin çabaları ve saraydaki her türlü tedbir, acı sonuçları engelleyememişti.

Ve nihayet, acı haber geldi: Şehzade Salih, veba salgınına yenik düşmüş, gözlerini sonsuzluğa yummuştu. Sarayın yas havası içine gömüldüğü o an, Medine'nin yüreğinde bir fırtına koparıyordu. Çocuğunun ölümü, onu paramparça etmişti. Her anı, her anısı acı dolu bir anıya dönüşmüştü.

Şehzade Salih'in cenazesi sarayın içinde derin bir sessizlikle defnedildi. Saray halkı, göz yaşları içinde onun ardından dualar etti. Sultan İbrahim'in yüreği de acı doluydu, ama onun görevi, sarayı ayakta tutmaktı. Bu acıya rağmen, devlet işlerini yürütmek ve halkına destek olmak zorundaydı.

Medine'nin hüznü ise her geçen gün derinleşiyordu. Artık yemeden içmeden kesilmiş, sadece acısını yaşamaya odaklanmıştı. Sarayın içindeki neşe ve mutluluk adeta yok olmuştu.

...

Medine'nin yüreğindeki acı, gün geçtikçe derinleşiyordu. Şehzade Salih'in kaybı, onun için adeta bir yıkımdı. Artık sarayın gözde hanımı olmanın, padişahın eşi olmanın hiçbir önemi kalmamıştı. Yalnızca oğlunun ardından duyduğu derin hüzün vardı.

Sultan İbrahim, oğlunun ölümüyle sarsılmış olsa da hükümdar olarak görevine devam etmek zorundaydı. Sarayda yas tutulurken, o devlet işlerini aksatmadan sürdürüyordu. Veba salgını ile mücadele etmek için halkına destek olmaya çalışıyor, hastalığın yayılmasını önlemek için tedbirler alıyordu.

Gülniyaz ise yaşadığı korkunç olayın ardından daha da tedbirli davranıyordu. Sarayın içinde sıkı önlemler alıyor, evlatlarının sağlığını korumak için her türlü çabayı gösteriyordu. Ancak içindeki korku ve endişe hiçbir zaman dinmiyordu. O da, üvey oğlunun kaybının acısını kalbinde hissediyordu.

Bu acı dolu günler, sarayın tüm atmosferini etkilemişti. Herkesin yüreği, kaybedilen masum bir yaşamın ardından kırılmıştı. Artık sadece dualarla, umutlarla ayakta durmaya çalışıyorlardı.

MEDİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin