14. Bölüm

57 6 0
                                    

.

Mevsimlerin değiştiği günlerde, sarayın içinde heyecan ve dualarla dolu bir atmosfer hakimdi. Medine'nin doğumu için Sultan İbrahim ve harem halkı dua ediyor, çocuğun sağlıkla dünyaya gelmesini diliyorlardı. Sultan İbrahim ise dairesinde Kuran-ı Kerim okuyarak oğlunun doğumunu bekliyordu. Derin duygularla ayetleri seslendiriyor, Rabbine dua ediyordu.

Tam o sırada, destur alarak Azime Kalfa içeriye girdi ve Sultan İbrahim'e sevinçle müjdeyi verdi: Yeni bir şehzadenin doğduğunu duyurdu. Sultan İbrahim, bu haberi alır almaz içi bir sevinç ve huzurla doldu. Tam da o sırada, okuduğu Kuran ayetinden etkilenerek oğlu için bir isim töreni düzenlemeye karar verdi.

Sultan İbrahim, oğluna Salih adını verme kararı aldı. Bu ismi, okuduğu ayetlerde bahsi geçen Salih peygamberin anısına ithaf etmek istedi. Sarayın dört bir yanında bu sevinci kutlamak adına koçlar kesildi, fakir fukaraya ziyafetler verildi. Payitahta sevinç dolu bir atmosfer hakimdi, eğlenceler tertip edildi, halk coşkuyla bayram kutlamalarına katıldı.

Bu yeni doğum, sarayın içinde bir umut ve sevinç kaynağı oldu. Sultan İbrahim ve Medine'nin yüreklerine mutluluk ve neşe yayıldı. Ancak, sarayın içindeki gizli entrikalar ve çekişmeler, bu sevinç dolu günleri gölgeliyordu. Herkes kendi çıkarları için mücadele veriyor, güç dengeleri sürekli değişiyordu.

Gülniyaz Haseki Sultan, yeni doğan şehzadenin haberiyle sarsıldı. Medine'nin güçlenmesinden korkuyor, gelecek adına daha sıkı çabalamaya karar veriyordu. Artık saraydaki ittifakları güçlendirmek ve kendi pozisyonunu sağlamlaştırmak için adımlar atmaya kararlıydı.

Bir gün, Sultan İbrahim Gülniyaz'ı has odaya davet etti. Gülniyaz, hünkarının huzuruna çıkarken içindeki endişeyi bastırmaya çalıştı. Sultan İbrahim ona sarayın harem idaresini emanet ettiğini söyledi. "Validem gibi iyi bir idareci olacağına inanıyorum" dedi.

Gülniyaz, bu sözler üzerine çok sevindi ve hünkarına bağlılığını dile getirerek, "Sizi asla sukutu hayale uğratmayacağım" dedi. Öyle ki Sultan İbrahim'in bu güvenini kazanmak, Gülniyaz için büyük bir onurdu.

Harem idaresi artık Gülniyaz'a geçmişti ve kaideler bir bir değişmeye başladı. Gülniyaz, kendini güçlendirmek ve haremde daha etkin bir rol oynamak için adımlar atmaya çalıştı. İttifaklarını sağlamlaştırmak, gücünü artırmak ve saraydaki konumunu sağlamlaştırmak için her fırsatı değerlendirdi.

Ancak, sarayın içindeki gizli entrikalar ve çekişmeler hiç durmuyordu. Herkes kendi çıkarları için mücadele veriyor, güç dengeleri sürekli değişiyordu. Gülniyaz, bu karmaşık ortamda ayakta kalabilmek için her zamankinden daha dikkatli olmak zorundaydı.

MEDİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin