7. PERDENİN ARDINDAKİLER

8 2 1
                                    

Mor ve Ötesi-Bir Derdim Var

"(...)İnsanlar göründükleri gibi olmalıdır.
Eğer değillerse, hiç görünmesinler daha iyi..."

~William Shakespeare
(Kaybettiğin Yerde Bekleme)

15 Yıl Önce...

"Anneee Can'larla oynamaya gidebilir miyim?" diye koşarak mutfağa girdi Ayaz. Koltuğunun altına aldığı topla annesine bakıyordu. Zerrin Yapıcı, bakışlarını kendisi gibi olan koyu kahvelere çevirdi.

"Akşam olmadan evde ol." dedi gülümseyerek. Ayaz, aldığı iznin sevinciyle sırıtırken "Tamam." dedi ve arkasını döndüğü gibi gidecekken ona engel olan, annesinin "Sence de bir şey unutmadın mı?" demesi oldu.

Bunun üzerine küçük Ayaz, geri dönüp koşarak annesine ilerledi ve yanağına kondurduğu öpücüklerle sımsıkı sarıldı.

Eğer bunun annesine son sarılışı olacağını bilseydi, asla ayrılmazdı.

Fakat bilmiyordu, bu nedenle bir çırpıda ayrılıp dışarı çıktı. Oğlunun arkasından bakan Zerrin, yüzündeki gülümsemeyle akşam yemeği hazırlıklarına girişti. Eğer bunun oğlunu son görüşü olacağını bilseydi, gitmesine asla izin vermezdi.

Saatler sonra şiddetle çalan kapıyla elindeki bıçak duraksadı Zerrin'in. Bu hayra alamet değildi. Ellerini yıkayıp kapıya koştuğunda gelenin kocası olduğunu görmek bir nebze olsun rahatlamasını sağladı.

"Hayırdır Ahmet, alacaklı gibi çalıyorsun?" diye sitem etti fakat Ahmet Yapıcı telaştan karşılık vermedi. "Eşyaları toparla, gidiyoruz!" dedi onun yerine. "Ayaz! Sen de hazırlan babacığım hadi!" diye içeriye seslenirken acele ediyordu.

"Ayaz burada değil," dedi Zerrin tedirginlikle. "Ne oluyor? Acelen ne böyle?" diye sorduğunda Ahmet derin bir nefes verdi. "Bugün iş yerinde bir şeyler duydum," gözlerini eşinin kahverengi harelerine değdirdi. Sonra fısıldayarak "Bu Güneyler zannettiğimiz gibi değiller Zerrin, bunlar tehlikeli adamlar. Gerekirse bizi bile harcar bunlar!" dertli bir nefes verdi. "Hadi, çabuk hazırlanın da gidelim buradan."

"Nereye gideceğiz?" dedi Zerrin. Eşinin telaşı ona da geçmişti. Başını ellerinin arasına aldı Ahmet. "Bilmiyorum, onlardan uzak olsun da neresi olduğu önemli değil."

Nereye gideceklerini bilmiyordu, önemi de yoktu onun için. Tehlikeliydi, bu saatten sonra burada kalmak onlar için çok tehlikeliydi.

Ahmet Yapıcı, Güneyler'in evinde güvenlik görevlisiydi. Eve girip çıkanları takip ediyor onun dışında pek de farklı bir iş yapmıyordu. Ancak bugün her şey değişmişti. Duyduklarından sonra daha fazla kalamazdı burada. Güney soyadı tehlikeyle eşdeğer anlamdaydı. Ülke içinde ve dışında pek çok yasadışı iş yapıyorlardı. Ahmet'in duyduklarıysa bunun çeyreği bile olamazdı ama ona yetmişti.

Aslında çok da şaşırmamıştı, Güneylerin karanlık insanlar olduğunu fark etmişti çoktandır ama ses etmemişti işinden olmamak için. Şimdi bile işten çıkmadan yoluna devam edebilirdi.

ACILAR VE UMUTLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin