Yeni bir bölümle beraberiz, emeğimin karşılığı olarak oy vermeyi unutmayın lütfen. 🥺 Motivasyon açısından oy ve yorumlarınız çok kıymetli 🙏🏻 lafı daha fazla uzatmayalım, keyifli okumalar! ♥️
Can Ozan - Ağlama Ben Ağlarım
"Kalp dediğin atıyor zaten, marifet ritmi değiştirebilende."
~George Eliot
3 Temmuz, 2016
Atlas, İstanbul'un kalabalık sokaklarında sakin adımlarla ilerliyordu. Her zamankine nazaran epey dalgındı. Kafa dağıtmak için çıktığı yalnız yürüyüşlerinden birindeydi fakat pek yararı dokunduğu söylenemezdi.
İçindeki kasvet yerli yerindeyken bir sigara daha yakmak için durdu. Sigarasını dudaklarına götürdüğü sırada nerede olduğunu anlamak için çevresine bakındı ve hemen her zamanki gibi yine aynı yere gelmiş olduğuna şaştı.
Boğaz manzaralı evlerin bulunduğu bir caddeye çıkmıştı. Ne zaman içi sıkılsa kendini burada buluyordu. Adımları artık ezberlediği kaldırım yollarında ilerlerken hedefi olan ev çok yakınındaydı.
Bir adım, iki adım, üç, dört ve işte o ev karşısındaydı. Bir süre amaçsızca büyük ve görkemli yapıya göz gezdirdi. Kapıda beşe yakın koruma vardı, bu nedenle evin biraz ötesindeki bir ağacın arkasında duruyordu. Tehlike olarak algılanırsa bu caddeye bile giremeyeceğini biliyordu zira evin sahipleri öyle sıradan insanlar değildi.
Burası, Güneylerin yalısıydı.
Ve Atlas'ın yıllardır peşinde olduğu kişi de bu evde yaşıyordu.
Onu yıllardır hiç görmemişti, ama burada olduğuna emindi. Büyük yalının her tarafında gezindi bakışları, fakat farklı bir şey yoktu. Buraya daha önce sayısız kez gelmiş, sayısız kez evi izlemişti. Değişen tek şey zamandı.
Ne kadar olduğunu bilmediği bir süre evi öylece izledi. Ne içeri girmeye çalıştı, ne de çekip gitmek istedi. Evin sahibinden nefret etse de, her şeye rağmen burayı seviyordu.
Burası, onun bir tanesini, canından çok sevdiği kardeşini, Deniz'ini saklıyordu.
Onu görmeyi deli gibi istiyordu, ancak bunun mümkün olmadığını da biliyordu. Zira ondan ayrı kaldığında Deniz'in yaşı çok küçüktü, kendisini unutmuş bile olabilirdi. Unutmasa bile, onca yıl sonra onu tanıyacak değildi.
Ancak Atlas'ın böyle bir beklentisi yoktu. Bir gün, Deniz'i deli gibi aradığı dönemde "Engin Koçak'ın Kayıp Kızı İddiası" başlıklı bir habere rastlamıştı. Fakat kısa sürede haber kaldırılmıştı. Bir daha hiçbir iz bulamayacağını düşünürken aynı dönemde Haluk Güney'in bir kız çocuğu evlat edindiğine dair bir başka habere ulaştığında, bu kız çocuğunun Deniz olma ihtimali aklına yerleşti.
Babası ile Haluk Güney'in ortaklığını iyi biliyordu. Yaşlı bir adamın yıllar sonra bir çocuk evlat edinmesi de mantıksızdı. Parçaları birleştirdiğinde bahsedilen çocuğun Deniz olması olasıydı. Haklı da çıkmıştı, kıza ait fotoğrafların birinde yüzü görünmese de üstündeki elbisesi Deniz'e aitti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACILAR VE UMUTLAR
Teen FictionKadın geçmişin acılarıyla her gün biraz daha ölürdü, adam geleceğin umutlarıyla biraz daha yaşardı. Sonra bir gün hayat dolu adam; ölmeyi arzulayan kadınla tanıştı...