Sevgililer gününe özel bölümümsü(?) bölümünüz hayırlı olsun. Aynı zamanda geçen gün Alhonun doğum günüydü ikisini bir kutlamak için bölüm atayım dedim hehehe
Neyse uzatmadan sizi bölüme uğurluyorum keyifli okumalar~
***
Uykumun arasında burnuma sürtünen tüylü şeyle yüzümü buruşturdum. Yastığı kendime çekip iyice sarılırken uykuma devam etmeye çalıştım. Yüzüme ardı ardına esen havayla gözlerimi açtım. Pencere mi açıktı? Yüzümün dibinde gördüğüm kırmızılığı ilk başta algılayamadım.
Görüşüm netleşirken gözleri ile neredeyse aynı renk olan yüzüyle gözlerimi kırpıştırdım. Yastığa sarılmıyorum... Panikle kollarımı çekip geriye kayarken kafamı duvara vurdum. Kaveh aceleyle oturur pozisyona geçerken saçımda hissettiğim elle kafamı kaldırdım.
"İyi misin yavrum çok sert çarptın?" Büyükannem neden odamda? Yoksa bizi öyle mi gördü? Büyükannem eliyle vurduğum yeri yoklarken Kaveh omzunun üstünden bakarak beni kontrol etti. Ayağa kalkıp mahcup bir şekilde konuştu.
"Uyuyakalmışız ya... Korkuttuysam özür dilerim." Sorun değil dercesine elimi salladım. Büyükannem ikimizi de elimizi yüzümüzü yıkamamız için gönderdiğinde lavobaya gittik. Gitmesi için ilk ona öncelik verdiğimde yüzünü yıkarken kapıda bekliyordum.
Suyla yüzünü yıkamak yerine kendini tokatlıyor gibiydi. Yanakları kırmızı şekilde çıktığında girip normal bir şekilde yüzümü yıkayıp nazikçe kuruladım. Eliyle yüzüne yel yaparken kağıt havluyla çenesinden damlamak üzere olan damlayı engelledim. Şok içinde bana baktığında kağıt havluyu ona uzattım.
Alırken teşekkür edip kağıt havluyla tüm yüzünü kapadı. Hasta mı olacak acaba? İyi görünmüyor. İkimiz yemek masasına oturduğumuzda ortama bir süre sessizlik hakim oldu. Büyükannem en sonunda dayanamayıp konuşmayı başlattı "Okul nasıl gidiyor?" "Ailen nasıl?" gibi soruları sorarken Kaveh gerginliğini atarak konuşmaya dalmıştı.
İkisinin konuşmasına yetişmeye çalışırken farkında olmadan tüm tabağı bitirmiştim. Büyükannem neşeyle bir dolu tabak daha getirdiğinde gözlerim büyüdü "Belertme gözlerini gençsiniz siz yersiniz." Uzun zamandır böyle neşeli görmediğim büyükannemi kırmamak için kendimi yemeye zorlarken Kaveh de hayır diyemediği için bir tabak daha yemek zorunda kalmıştı.
Yemekler sonunda bitti diye rahatlarken büyükannemin getirdiği tatlılarla şişen midem bulanmaya başladı. Büyükannem bana tabak uzattığında kafamı iki yana sallayıp karnımı gösterdim. Kaveh çekingen bir şekilde reddetmeye çalıştı "Şey yemesem daha iyi olur zahmet ettiniz."
Tatlıya içli içli bakarak reddederken iç çektim. Ben yemiyorum diye mi utanıp yemiyordu? Büyükannem kaş göz yaparak beni uyardığında tatlı tabağımı önüme aldım "Bak o tatlı sevmez ama o bile yiyor senin de yemen lazım." Kaveh tabağı önüne alırken bana döndü.
"Sevmiyor mu? Birlikte yemek için tatlı alıp hastanede ziyaretime geliyordu ama?" Büyükannem hafif sırıtıp bana baktığında gözlerimi kaçırdım "Ah demek seni ziyarete gidiyordu. Nereye gittiğini söylemeyince bende sevgilisi var sanmıştım."
Çatalı masaya bırakıp büyükanneme dik dik baktığımda kıkırdadı. Kaveh utançla açıkladı "Ah haberiniz var sanıyordum! Ayrıca bir yere giderken ailene haber vermelisin. Senin için endişelenebilir." Kaveh uzatıp saçma sapan bir şeyler söylerken göz devirdim.
Niye böyle utanıp açıklamaya çalışıyor ki? Alt üstü hasta ziyaretine gittim. Yemek bittiğinde kendimi TV karşısında buldum. Üçümüz koltuğa sıralanmış TV izlerken burada bulunma amacımız neydi bilmiyorum. Bir süre boş pembe dizi izledik. Kaveh ve büyükannem entrikalar hakkında kritik yapıp tartışırken ikisi de aynı anda kafasını çevirip kapıya baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEAR ME - Kavetham
Fanfiction"Alhaitham... Ah yoruldum soluklanmama izin ver... Öküz arkadaşlarım adına özür dilerim. Onlarda senden özür dilemek istiyor gelebilir misin?" Soğuk gözlerle bana bakarken arkasını dönüp merdivenleri çıkmaya başladığında bocaladım "Hey böyle yapma i...