Arkadaşlar oy ve yorumlar çok az ve bu beni üzüyor. Hikayeyi silebilirim. Bilmiyorum. Neyse siz hikayeyi okuyun.
Multimedyada bağ evi var.Masaldan
Hayvan bir insanin kolumu dürtmesiyle uyandim. Noluyor ya of gözümü açtiğimda karşimda onu gördüm. Ya insan bi kucağina alir insafsiz.
"Ben senin kölen değilim seni kucağima almami bekleme. Ve kalkarsan sevinirim. Koltuğu çökerttin."
Yohamina seslimi düşünmüştüm. Ya ama böyle şeyler olmamasi lazimdi.
Watpadd hikayesindemiyiz sanki? Ona sinirli bakişlarimi yollayip kalkmaya çaliştim. Birazda onun yardimiyla sonunda dişari çikmiştim. Ve etrafimi süzmeye başladim. Çok güzel bir bağ evine gelmiştik. Bağ evi beyazdi. Ve kenarlari kahverengiydi. Üç katli ve etrafi çok ferahdi. Ağaçlar çicekler vardi. Beni neden böyle bir yere getirmişti? Hiçbir fikrim yoktu. Arkami döndüğümde dümdüz bir yol vardi. Ve iri yari adamlar dizilmişti kapiya. Görende topkapi sarayının bekçileri sanar mk altı üstü bağ evini koruyonuz. demir kapı neyinize yetmiyor
ilk defa iç sesim hakli konuşmuştu. Noluyoz sanki aq. Onun dışında Hiçbir şey yoktu. Kaçmak istesem bile kaçamazdim. Nereye geldiğimizi bile bilmiyordum. Yanimdaki o çocuğun ismini bilmiyordum. En iyisi buna bir isim bulmakti. Hmm buldum. Ona artik atarli diye seslenicektim. Adini öğrenene kadar en azından güzel bir seçimdi. Düşüncelerimden atarlinin sesiyle bölündüm.
"Ordami kalmayi düşünüyorsun?" Ve beni kolumdan çekerek bağ evine doğru sürüklemeye başladi. Direnmediğim için rahatça yürüyordum. Ben yürüyorum sem daha niye kolumdan tutuyonki. Moda girmiş buda kendini bişey sanıyor sevimsiz şey ben ne güzel zekilik yapıp direnmiyorum bileğimde acımıyor aman ne mutlu sana sen sus iç ses zaten başima ne geldiyse senin yüzünden geldi.
Ya bi git ya her boku yap sonrada hopso sonon yozondon do ben niye senin iç sesinim aq. Ergen yeter sakin bana cevap verme. Uyicam ben yuh lan iç sesimden laf yiyorum. Üstün araştırmalarima göre iç ses diye bişey yoktu. Kendi kafamızdan uydurduğumuz şeymiş. Şimdi ben kendi kendime lafmı soktum? Kafamda deli sorular . Kafamdaki bu saçma düşünceleri kovup atarliya odaklandim. Cebinden bir anahtar çikarip deliğe soktu ve iki kere çevirdikten sonra kapiyi açti.
Yuh bu ne lan böyle dışarısı peri evi içerisi karanliklar mahseni. İlk girdiğimizde gözüme ilk çarpan salon oldu. Siyah modern L koltuk yaninda 2 tane yine siyah olan puf. Kirmizi televizyon reyonu ( adini tam olarak bilmiyorum çaktırmadan devam)reyonda beyaz birkaç süs vardi. Ve ortada mavi bir sehpa. Evet aslinda çok saçma geliyor. Fakat renkler o kadar güzel konum edilmişti ki hiç göze batmiyordu. Siyah kirmizi ve mavi. Peki neden beyaz bir eşya yoktu. Sadece süslerdi. Zemin bile kirmiziydi. Avize siyahti. Koltuklarda küçük mavi yastiklar vardi. Ve salon gerçekten süperdi. Salonun bir duvari oyulmuş ve ordan da mutfak gozüküyordu. Büyük ihtimal amarikan mutfağıydı. Bar sandalyeleri vardi. Onlarda siyahti. Arkami döndüğümde bana sinirle bakan iki çift kahverengi göz gördüm. Ne yapmiştimki şimdi?
Sadece salonu incelemiştim. Onu çok fazla takmayip mutfağa doğru ilerledim. Mutfak maviydi. Bebek mavisiydi. Ve yine siyahla kombinlenmişti. Bu evde neden hiç beyaz yoktu. Ben tüm renkleri çok severim fakat en sevdiklerim beyaz,mavi,kirmizi,siyah,ve griydi. Beyaz beni ferahlatirdi. Mavi ise özgürlüktü benim için. Kirmizi cesaretti. Ve en önemlisi siyah! asillikti. Gri? Gri benim için boşluktu. Bi anlam ifade etmiyordu. Çünkü daha ben grinin elli tonunu tamamlayamamiştim. Belkide bu yüzden gri benim için boşluktu. Kalin bir sesle düşüncelerimden çiktim. Ve yerimden siçradim.
"İncelemen bittiyse beni takip et"dedi. Neden bu kadar soğuk olmak zorundaydi? Burdan kaçamayacağimi biliyordum. Kaçsam bile nereye gidicektim? Yani kisaca bu atarliya muhtaçtim. Onu dinleyerek peşinden gitmeye başladim. Merdivenlerden çikiyorduk. Onun önüne geçiyordum. Fakat beni durdurdu.
"Kural 1 asla benim önümden yürümeyeceksin" dedi. Ne alaka mk. Başbakanmisin sen?
" kural 2 içindekileri dişari vurmayi kes. Kural 3 benimle konuşurken asla ve asla küfür etme kural 4 sana sus dediğimde susacaksin""Neden böyle kurallar var? Bunlar çok saçma. özgürce konuşabilirim. Ve konuştuğumu dişari vurmak benim suçum değil istemeden oluyor. Niye sen dediğinde susuyorum?"
"Kural 5 soru sorma! Kural 6 ben sana yaklaşmadan ben sana dokunmadan sen bana dokunamassin"
"1 istesende sana dokunmam merak etme sana meraklı değilim 2 bana dokunamassin 3 bana emir verme 4 kurallarinin hiçbiri sikimde değil" diyerek ona sinirli gözlerle baktim. Aniden beni kendine çekip duvara yasladi. Üzerime tislayarak
"Kural 7 yaptiğin herşey için bedel oduyeceksin" dedi ve beni kolumdan tutup merdivenden aşağiya atti. Napiyon lan sen noluyo? Yere düştüğümde canim o kadar acimadi. Çünkü daha 4 basamak çikmiştim. Ama sanirim bileğim burkulmuştu. Ona doğru dönüp
"Kafayimi yedin manyak napiyon mk "
" bedellerin çoğaliyor bücür. " dedi ve pis pis siritarak bana doğru gelmeye başladi. Adimlari hizliydi. Taki zil çalana kadar. Söylenecek tek kelime vardi.SIÇMIŞTIM
DUZENLENDI
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇMA! (düzenleniyor)
Humorufaklik hemen in arabamdan'' -''hayir olmaz hemen arabayi sürmessen seni öldürürüm''dedi bir yandanda titreyen elleriyle silahi tutmaya çalişiyordu. -''Hiç sanmiyorum ''dedi göz kirparak taki polis camlarini tiklatana kadar ondan sonra hizla gaza...