Arkadaşlar biliyorum Bayadır bölüm yazmıyorum. Ama daha çok ilgilenmege çalışıcam. Neyse sizi tutmiyim okuyun hadi.
Bahçeye baktığımda kimsenin kalmadığını görmemle korku daha çok bedenimi sardı. Ve ağlamaya başladım. Kapıya vuruyordum fakat kilitliydi. Açılmıyordu. Üstümdeki tişörtü çıkartıp burnumu ve ağzımi kapattım. Camdan aşağı atlasam çok yüksekti ama belki tutunarak inebilirdim. Ayağımı basamağa koyduğumda kalbim çok hızlı atıyordu. Diğerinide koyduğumda birden ayağım kaydı ve sürtündüm.
Boğazımi yırtıcak bir çığlıkti bu. Ağaçlandaki tüm Kargalar bu çığlıkliğimla birlikte büyük bir gürültüyle uçmaya başladılar. Tüm vücudum titremeye başladı. Kollarim yanıyordu. Sakin kalmaya özen göstererek, bir adım daha attım. Aşağı baktığımda adım atıcak yer kalmamıştı. Aşağı baktığımda henüz daha 1 kat inmiştim. Atlamam gerekiyordu, fakat korkuyordum. Ne olursa olsun diyip bir Ayağımı boşluğa bıraktım ve gözlerimi kapatıp aşağı atladım. Yere çakılmamiştim ve vücudumda bir sızı yoktu. Sert ve yumuşak bir bedenin üzerine düşmüştüm.
Hemen toparlandım ve çocuğun yüzüne baktım. Mavi gözleri pembeleşmiş dudaklarıyla çok tatlı bir yüzü vardı. Saçları açık kahverengiydi ve yumuşak gözüküyordu.
Sırtında büyük bir çanta vardı. Ayağa kalktı ve beni süzdü. Sırıttı. Üstüme baktığımda üstümde sadece sütyenle olduğumu gördüm. Ve utançtan kıpkırmızı oldum. Üstündeki tişörtü çıkarttı ve bana uzattı. Gülümseyerek elinden aldım ve giydim.
-"burda ne arıyorsun? "
-"izciyim buraya kampa geliyorum yangını görünce şüphelendim. Çığlık sesi duyunca buraya geldim. Ben ateş" dedi ve elini uzattı. Bende elimi uzattım ve tokalaştık.
-" bende masal tanıştığıma memnun oldum" diyerek gülümsedim.
-" bende, gidicek bir yerin varmı? " yoktu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Şuan özgürdüm. Ama nereye gidebilirdimki?-"hayır yok"
-"benimle gelmek istermisin? "
-"senin bir katil olmadığını nerden bilicem? "
-"öyle bir tipimmi var? " dedi ve Güldü. Gülüşü çok tatlıydı.
Gidersem en fazla ne olurduki? Denemekten zarar gelmezdi.
"Peki geliyorum" dedim ve peşinden ilerlemeye başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum ne olacağını, ne yapacağımı. Ama zaten hep sonunu bilmeden bir yola başlıyordum. Acaba poyraz nerdeydi? Belkide yangında ölmüştür amin iç ses sus yada susma gebersin pic. Biraz daha ilerlediğimizde küçük bir Külübeye gelmiştik. Kapıyı açtı ve içeri girdi peşinden ilerledim. Iceriye girdiğimde bir koltuk, bir tane armut puf , buzdolabı ve bir kapı vardı. Yerde ise küçük bir kilim vardı.Incelememi bitirip ona doğru döndüm. Çantasını koltuğa bıraktı ve pufa oturdu. Hala ayakta kalmıştım. Beni iyice süzdü.
-" banyoya ihtiyacın var şu kapıdan gir sana kardeşimin bende kalmış kıyafetlerini getiririm. " kafamı onaylar bir şekilde salladım. Ve banyoya girdim. Iceriye girdiğimde hemen aynaya yöneldim. Ve ağzım açık kaldı.
Gözlerimin altı mor olmuş yüzüm solmuş yeşil gözlerim ışığını kaybetmiş yüzümde hafif çizikler vardı. Dudaklarım bembeyaz olmuş, ve kurumuşlardı. Saçlarım yağlanmış, ve rengi kötü olmuştu. Yoluk yoluk gözüküyordu. Altımdaki taytı çıkarttım. Ve Bacaklarımda gözlerimi gezdirdim. Çoğu yerinde kesikler vardı. Kollarımda ise küçük küçük yaralar vardı. Iç çamaşırlarimida çıkartıp çöpe attım. Onlar temizlense bile giymezdim. Kapının tıklatılmasıyla irkildim.
-"kıyafetleri getirdim" ateşin sesini duymamla içimde küçük bir rahatlama oldu. Kapının kilidini açıp kafamı çıkarttım. Ve kıyafetleri elinden alıp yüzüne bile bakmadan geri kapattım. Biraz yüzsüzlük olmuştu. Ama umrumda değildi. Banyoya girdim ve suyun sıcaklığını ayarladım.
Suyun tenime değmesiyle içimde bir rahatlık oldu. 1 haftadır yıkanmiyordum. Iyice islandiktan sonra , elime şampuani aldım ve saçlarımı köpürtmeye başladım. Şampuanin rahatlatıcı bir kokusu vardı. Yağmur sonrası oluşan toprak kokusuna benziyordu. 3 kere köpürtüp, duruladiktan sonra kenarda duran pembe ve mavi renkli life duş jelini döktüm. Vanilya kokuyordu. Tüm vücudumu 2 kere lifledim. Iyice durulandiktan sonra kenarda asılı duran havluyu aldım ve heryerimi iyice kuruttum. Siyah iç çamaşırlarini gördüğümde utançla dolmuştum. Hemen giydim. Ve siyah şortu giydim. Neden tayt yoktuki. Üstüne uzun tişörtü giydim. Ve kenarda duran tarağı alıp saçlarımı taramaya başladım. Yüzümü incelediğimde, yüzüme renk gelmiş olduğunu gördüm. gözlerimin rengi artık daha çok belirgindi. Saç tarama işini bitirdikten sonra, küçük dolabı açtım içinde kurutma makinesini aldım. Bu küçük Kulübede nasıl elektrik vardı? Daha doğrusu bu dağlık yerde nasıl elektrik vardı?
Düşünmemeye çalışıp saçlarımı kuruttum. Biraz ıslaklik kalmıştı ama umursamadim. Dalgalanmişti. Işte şimdi kendime gelmiştim. Kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Ateş küçük şomineyi yakmakla uğraşıyordu. Burda şominemi vardı? Ben niye görmemiştim. Çocuktan başka yere bakıyon sanki bon noyo goromomostom -_- iç ses senin bazen televizyondaki herşeye yorum yapan teyze olduğunu düşünüyorum. Hani şu evlilik programlarında kimseyi beğenmeyen mizmiz teyzeler varya -_- seni beğenmemem çok normal değilmi sence sus ateşin yanına ilerledim. Ve yakınındaki koltuğa oturup bağdaş kurdum. Şimdi ne olacaktı? Birgün burda kalmama izin verip , beni kapı dışarımi edecekti? Yoksa yanında kalmama izinmi verecekti? Belkide şehre döndüğünde biraz onun yanında kalır kendi hayatımı kurardim. Bilmiyordum işte.
-" acmisin ?"
-"biraz"
Birden kapının sesli bir şekilde gürültüyle çalınmasıyla kafamı oraya çevirdim. Buda kimdi?Poyrazdan
Masal o yangında o odada kalıp ölmüştü. Yangın bittiğinde gelebilmiştim. Ve odaya girdiğimde camlar kırılmış ve odada kimse yoktu. Canseli arayıp arama yaptırmıştım. Ama bişey bulamamıştim. Duvarın dibine çöküp oturdum masal ölmüştü. Bizim hikayemiz daha başlamadan bitmişti.
Omzuma dokunan elle kafamı oraya çevirdim.
Ciddenmi?Evet nasıl buldunuz? Yorum ve votelerinizi bekliyorum sizi cok seviyorum. Görüşürüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇMA! (düzenleniyor)
Humorufaklik hemen in arabamdan'' -''hayir olmaz hemen arabayi sürmessen seni öldürürüm''dedi bir yandanda titreyen elleriyle silahi tutmaya çalişiyordu. -''Hiç sanmiyorum ''dedi göz kirparak taki polis camlarini tiklatana kadar ondan sonra hizla gaza...